Brunson Serbest: Trump’un Ayarına 3 Ay Dayanabildiler
Kriz nedeniyle aylardır gündemin tepesinde yer alan Rahip Brunson davası sonuçlandı. Brunson’ın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı; 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Brunson cezaevinde yattığı süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı.
Erdoğan rejimi 24 Haziran seçimlerine giderken, yine dış güçler argümanına sarılmış ve Brunson olayını hem seçim sürecinde hem de dolar kurunun artış gösterdiği yaz aylarda milliyetçiliği körüklemek için kullanmıştı. Dava iddianamesinde Rahip Brunson’ın FETÖ ve PKK’ye yardım ettiği, 15 Temmuz darbe girişiminde rol aldığı yer almıştı. Daha önceki siyasi davalardan da tanık olduğumuz üzere, Brunson davasında da gizli tanık ifadeleri delil olarak dosyada yer almıştı. Ancak bugün gelinen noktada Brunson davasının bir tiyatrodan ibaret olduğu tescillenmiş oldu. Davanın gizli tanıkları daha önceki duruşmalardaki ifadelerinin yanlış anlaşıldığını belirterek ifadelerini geri çektiler.
Brunson’ın serbest bırakılacağı aslında günler öncesinden belliydi. Erdoğan yargının bağımsızlığından ve karara karışamayacağından dem vurarak bir anlamda tahliyenin önünü açmıştı. Son yıllarda bu tarz davalarda hukuk değil, iktidarın siyasi ihtiyaçları daha çok belirleyici oluyor. Bir benzeri Deniz Yücel davasında da yaşanmıştı. İktidar Deniz Yücel, Rahip Brunson gibi isimleri tutukluyor ve bunları adeta rehine pazarlığının bir nesnesi haline getiriyor.
Ancak bu kez işler Erdoğan’ın istediği gibi gitmedi. Brunson davası Türkiye ekonomisinin yabancı sermayeye ne denli muhtaç olduğunu iktidarın yüzüne bir tokat gibi çarptı. Erdoğan Brunson üzerinden Halkbank davasını az hasarla atlatmayı, bir ihtimal de Fethullah Gülen takasını kovaladı. Ancak bu şantajlara karşılık ABD’nin uyguladığı kısıtlı yaptırımlar bile dolar kurunun uçması ve ekonomik çöküşün hızlanması için yeterli oldu. İlişkilerin aldığı yaranın tamiri için iktidarın çabaları sürse de Trump yönetimi AKP ve Erdoğan ile arasına koyduğu mesafeyi henüz kapatmış değil. Uzun süredir anti-Amerikancı söylem ile kitlesini motive etmeye çalışan AKP, krizin derinleşmesi ile ABD ve Batılı müttefiklerinin kapısını daha fazla aşındırmak zorunda kalacaktır. Öyle ki yakın geçmişte IMF kapısına gitmektense, çareyi McKinsey firmasından danışmanlık hizmeti almakta bulan AKP kamuoyu tepkisi üzerine bundan vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Erdoğan Türkiye’sinde hukukun, tek adam rejiminin bir oyuncağına dönüştüğünü bir kez daha görmüş olduk. Türkiye’de hapishanelerde binlerce tutuklu muhalif, gazeteci, öğrenci, siyasetçi bulunuyor ve Erdoğan’a yönelik en ufak eleştiriler bile tutuklamayla sonuçlanan davalara konu olabiliyor. Brunson örneğinde de gördüğümüz üzere mahkemeler Erdoğan’ın tut dediğini içeri alıyor, sal dediğini salıyor. Bu arada bunun bedelini özgürlükleri gasp edilen, hukuksuzluğum hem politik hem de iktisadi sonuçları altında ezilen milyonlarca emekçi ödüyor.