Home / Yazarlar / V. U. Arslan / Britanya Seçimleri, Corbyn ve CHP – V.U. Arslan

Britanya Seçimleri, Corbyn ve CHP – V.U. Arslan

“Düzen partilerinde ne olup bittiÄŸi bizi ilgilendirmez” türünden çocuksu çıkışları en baÅŸtan Lenin’in “Sol Komünizm Bir Çocukluk Hastalığı” klasiÄŸine havale ederek konuya giriÅŸ yapalım. 

Ülkedeki siyasi partiler kanunu ve %10 barajı, tıpkı sendikalar kanunu ve barajları gibi, daha radikal ve daha küçük alternatiflerin önünü baÅŸtan kesip yerleÅŸik aygıtlardaki liderlik sultasını da kurumsallaÅŸtırıyor. 12 Eylül düzeni ve yasaları “meseleyi” ince ince hesaplamış. Neticede deÄŸiÅŸmez liderler, onların çıkar çevreleri, para ve kariyer hesapları için boÄŸazlarına kadar pisliÄŸe batıyor ve her türlü yozlaÅŸma tavan yapıyor.
CHP’nin siyasi tekeli de bu anti-demokratik yasalar sayesinde mümkün zaten. HDP’nin Kürt sorunu merkezli bir parti olması ve devletin aman vermemesi, bu arada sosyalist aktörlerin engellemeleri aÅŸarak kendi bağımsız partilerini bir alternatif olarak örgütlemekte baÅŸarısız olmaları da CHP’nin siyasi tekelinin diÄŸer nedenlerini oluÅŸturuyor.
Gelgelelim sahip oldukları siyasi tekel ve AKP’ye karşı yoÄŸun tepkiye raÄŸmen CHP, AKP karşısında kitleleri hayal kırıklığına uÄŸratmaya ve maÄŸlup olmaya devam ediyor. Bu durumda en doÄŸal hareket, CHP lider kadrosunun ve bunların akıl hocalarının arayış içerisinde olmalarıdır. Dünyada olup bitene bakmak ve kendi kulvarındaki sosyal demokrat partilerin varsa baÅŸarılı örnekleri bunları mercek altına almak gayet mantıklı olurdu. Zira gerçekten de dünyada dikkat çeken baÅŸarılı örnekler var: ABD’de Demokrat Parti ön seçimlerinde Hillary Clinton’u sonuna kadar zorlayan ve ancak yine anti-demokratik seçim yasaları sayesinde yenilen Bernie Sanders, Fransa’da Sol Cephe’nin adayı olarak seçimlere giren Jean-Luc Melenchon ve son olarak da Britanya’da İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn. Örnekler var olmasına var, ama CHP’nin bırakın liderliÄŸini, CHP milletvekilleri ya da diÄŸer önde gelen üyelerinden bu süreçlerin takip edildiÄŸine dair bir iÅŸarete rastlamadık. 
Oysa bu örneklerin hepsinde de CHP’nin kulvarındaki siyasi aktörler çarpıcı seçim performansı gösterdiler. Pek adı sanı olmayan bu isimler, izledikleri sol-reformist programlarıyla büyük ilgi çektiler. Meydanlara yüz binleri topladılar, geriden gelerek büyük oy artışları yakaladılar, gençlerin yoÄŸun desteÄŸini kazandılar, toplumda büyük sinerji yarattılar. BaÅŸarılarının sırrı, eleÅŸtirileri ve vaatleriyle sistem karşıtı gözükmeyi baÅŸarmalarıydı. Sosyal demokrasinin bitip tükendiÄŸi, sosyalist-devrimci odakların ise zayıf olduÄŸu, emekçilerin ve gençliÄŸin neoliberal politikalardan bunaldığı bir ortamda bahsini ettiÄŸimiz “solcu” reformist liderlerin çıkışları ülkelerindeki tüm siyasi yaÅŸama damgasını vurdu. 
Sosyal demokrat partiler, saÄŸcılaÅŸarak merkez saÄŸ partilere benzeÅŸtiÄŸi için büyük anlam kaybı yaÅŸamış, tükenme noktasına gelmiÅŸti. Bu boÅŸluÄŸu sosyalist-devrimci partiler doldurabilselerdi gerçekten çok güzel olurdu, ama maalesef bu durumdan karlı çıkanlar Trump gibi, Le Pen gibi (bu arada ErdoÄŸan gibi) politikacılar oldu. DiÄŸer yandan Bernie Sanders ve Jean-Luc Melanchon ise beklentilerin çok üzerine çıkarak gerilerden yükselip baÅŸat siyasi oyuncular haline geldiler. Jeremy Corbyn de önümüzdeki günlerde yapılacak olan seçimlerle Britanya siyasi tarihine geçmeyi ÅŸimdiden garantiledi. Muhafazakar Parti’nin lideri Teresa May erken seçim kararı aldığında anketler Corbyn’in partisini tam 21 puan geride gösteriyordu. Ama Corbyn seçim yarışına öyle güçlü sol temalarla giriÅŸ yaptı ki her ÅŸey alt üst oldu. Åžimdi anketler Corbyn’in partisi İşçi Partisi’ni sadece 3-5 puan geride gösteriyor. Corbyn bunu nasıl baÅŸardı?
Corbyn Kimdir?        
Jeremy Corbyn

Britanya’daki İşçi Partisi geleneksel olarak işçi sınıfı ile özdeÅŸleÅŸmiÅŸ bir partiydi. Lenin’in deyiÅŸiyle işçi sınıfının burjuva partisi. Britanya sınıfsal kimlik ve alışkanlıkların yerleÅŸik köklerinin bulunduÄŸu bir ülke. Corbyn bu partinin uzun soluklu sol kanat milletvekili. 1983 yılından beri milletvekili olan Corbyn, savaÅŸ-silahlanma karşıtı ve Filistin yanlısı eylemci bir siyasetçi olarak aslında hep dikkat çekti. Aileden sosyalist (anne ve babasının İspanya İç Savaşı’nda tanıştıkları söylenmektedir). GeçmiÅŸte Britanya yanlısı Güney Afrika’daki ırkçı Apartheid rejimine karşı aktif kampanyalar yürütmüş, İşçi Partisi’nden eski baÅŸbakan olan Tony Blair’in Irak’ın iÅŸgali nedeniyle yargılanması gerektiÄŸini söyleyen, Kuzey İrlanda ile dayanışma göstermiÅŸ, İsrail karşıtlığının yanı sıra anti-Amerikancı diye bilinen, İngiltere’deki kraliyet geleneÄŸinden de hiç hazzetmediÄŸini açıkça söyleyen sıradışı bir isim Corbyn.

İşçi Partisi baÅŸkanlığına adaylığını koyduÄŸunda bahis ÅŸirketleri kendisine 1’e 200 ÅŸans vermekteydi. Ama parti tabanından gelen sol basıncın (çoÄŸunluÄŸu genç) herkesin tahminlerini aÅŸarak çığ gibi büyümesi sonrasında büyük bir sürpriz gerçekleÅŸti. Kapitalizmin krizi böyle sürprizleri hazırlıyordu. Corbyn %60 gibi bir oyla partinin baÅŸkanlığına seçilse de İşçi Partisi’nin yerleÅŸik Blairci-neoliberal kanadı buna asla tahammül edemedi. May erken seçim kararı aldığında bu kodamanlar dört gözle Corbyn’in hezimete uÄŸramasını bekliyorlardı, ama bekledikleri olmadı. Corbyn, seçimlere az kala May’i yakalamak üzere üstelik parti içerisindeki neoliberal ekibin sabotajlarına ve burjuva medyanın karşı propagandasına raÄŸmen. Anket ÅŸirketleri, dünyanın her yerinde olduÄŸu gibi Britanya’da da pek güvenilir deÄŸil, ama Corbyn ÅŸimdiden rüştünü ispatladı bile. 
 
Corbyn’in Heyecan Yaratan Vaatleri  
  • ÖzelleÅŸtirmeleri durdurmak; demiryollarını, dokuz su ÅŸirketini ve Britanya’nın PTT’si Royal Mail’i yeniden devleÅŸtirmek.
  • Üniversiteleri parasız hale getirmek.
  • Sosyal güvenlik ve saÄŸlık sistemini güçlendirmek
  • Tatil günleri arttırmak
  • Kamu mülkiyetine dayanan bir enerji sistemine doÄŸru yol almak
  • Ücretsiz çocuk bakımı yaygınlaÅŸtırmak
  • GüvencesizliÄŸe yol açmakla eleÅŸtirilen “sıfır saat” sözleÅŸmelerini sonlandırmak.
  • 10 bin polis ve 3 bin itfaiyeciyi iÅŸe almak.
  • Göç konusu ‘makul bir ÅŸekilde’ yönetmek ve ortaya ‘sahte hedefler’ koymamak.
  • Her yıl fiyatı uygun olan 100 bin ev inÅŸa etmek.
  • Trident nükleer silah sisteminin yenilenmesi desteklemek.
  • Bu vaatlerin maliyetleri, yıllık geliri 300 bin Sterlinden çok olan nüfusun %5’ine getirilecek olan servet vergisinden elde etmek. 

Bütün bu vaatlerin duyurulduÄŸu Corbyn’in seçim kampanyasına “For Many Not Few” (Azınlık İçin DeÄŸil, ÇoÄŸunluk İçin) ismi verilmiÅŸ. Bu arada kampanyada Corbyn’in danışmanlığını yapan ismin uzun yılların komünist parti kökenli sendikacısı Andrew Murray olduÄŸunu da belirtelim. Corbyn programını açıkladığından itibaren yükseliÅŸe geçti. Özellikle gençlik ve düzen siyasetinden bir beklentisi olmayarak apolitikliÄŸe sürüklenmiÅŸ geniÅŸ bir kesim, bu seçimlerde Corbyn için oy kullanacak. Sağın tepkisi ise gerçekten rezilceydi ve bizim için tanıdıktı: Corbyn’in Britanya’nın düşmanlarının dostu olması, İRA sempatizanlığı, Hamas sevgisi, İskoç ayrılıkçılığına bel baÄŸlaması… Ayrıca Corbyn’in Britanya’yı demode sosyalist politikalarla 1970’lere götüreceÄŸi iddia edildi. Ama bütün bu çamur siyaset yeterli olmadı. Corbyn’in çizgisi halk arasında derhal yankı buldu. Bu, biraz da burjuva medyada ilk defa açıkça kendisini ifade edebilmesinden kaynaklanıyordu. Bütün bu süreçte Teresa May’in seçim süreci ağır bir baskı altına girdi. May, neoliberal seçim söylemlerinin bazılarından u dönüşü yapmak zorunda kaldı. Thatcher’dan sonraki yeni Demir Lady imajı yerle bir oldu. Kendine güvenini kaybetti. Ayrıca May kendisinin tam tersine rahat ve pozitif bir imaj çizen Corbyn ile TV’de kozlarını paylaÅŸmayı reddetti. Bu, bile baÅŸlı başına yetersizliÄŸin kabulüydü.  

Åžimdi sonuçlara bakıp göreceÄŸiz. Corbyn, Muhafazakarları yıkamasa bile 20-25 puan gerilerden gelip, üstelik İşçi Partisi içerisindeki yerleÅŸik kanadın sürekli sabotajlarına raÄŸmen İşçi Partisi’nin oylarını arttıracağı için baÅŸarılı kabul edilecek ve partinin başında kalmaya devam edecek. Åžunu da belirtelim Corbyn, sermaye iktidarını yıkmak isteyen devrimci Marksist biri deÄŸil, daha insani bir kapitalizmi hedefliyor o kadar. BaÅŸbakan olursa vaatlerini gerçekleÅŸtirebilir mi orası da belli deÄŸil, ama sağın Britanya’daki uzun hegemonyasının yıkılması, “ideolojiler öldü, tek yol piyasa” söyleminin yerle bir olması, sınıf mücadelesini güçlendireceÄŸi için elbette ki devrimcileri de sevindirecek, iÅŸlerini kolaylaÅŸtıracaktır. Kendilerini Corbyn’in solundaki devrimci alternatif olarak örgütlemek artık sosyalistlerin örgütlenme baÅŸarısına kalmıştır.  

Ya CHP

Sürekli seçim kaybeden CHP dünyadaki örneklere benzer ÅŸekilde kendisini düzenin sahibi deÄŸil de düzen karşıtı bir parti olarak gösterip radikal reform programı ortaya atabilir mi? Atabilseydi, iyi olurdu. CHP ile beraber ülke de sola kayardı ve kapitalist sistemi rehabilite etmek deÄŸil de yıkmak isteyen devrimciler için çok daha elveriÅŸli bir iklim ülkede hakim olurdu. Düşünün Corbyn İngiltere’deki terör saldırılarının ardından aşırılıkçı terörü destekleyen Britanya’nın müttefikleri Suudiler ve Körfez’deki monarÅŸileri suçlayabiliyor. Ama devlet adına konuÅŸtuÄŸunu, devleti temsil ettiÄŸini ve o ağırlıkla davranması gerektiÄŸini farz eden CHP ve KılıçdaroÄŸlu RTE’nin en yakın müttefiki Katar’a, Suudiler’e laf etmekten imtina ediyor…Corbyn, servet vergisinden bahsediyor, CHP TÜSİAD’ın ve diÄŸer iÅŸ çevrelerinin gözüne girmeye çalışıyor; Corbyn İsrail’e karşı çıkıp anti-Amerikancı bir tavır koyarken KılıçdaroÄŸlu ABD merkezli projeksiyonlar içerisinde…

Åžimdi birisi kalkıp ÅŸunu sorabilir: “Corbyn ve ekibi Britanya’da on yılların sol mücadele geleneÄŸinden, aktivisitlikten gelen bir birikim ve saÄŸlamlıkla hareket ediyorlar; devlet partisi CHP ve onun lideri KılıçdaroÄŸlu’ndan bu beklenir mi hiç?” Beklenmez, evet; ama Türkiye de normal zamanlardan geçmiyor, seçim kaybetmekten başı dönmüş bir CHP en azından bir öğrenme ve taklit etme denemesi bile yapamıyor. Ya da böyle bir kanat dahi ortada yok. Oysa gençlik tabanı içerisinde sol bir eÄŸilim olduÄŸunu rahatlıkla söyleyebiliriz. CHP sol bir retorik tuttursa benzer heyecanın Türkiye’de de yaÅŸanacağını tahmin etmek güç deÄŸil. Ne var ki CHP’de böyle bir iÅŸaret yok. Neticede biz devrimciler sistemin hasta bakıcıları olarak deÄŸil, mezar kazıcıları olarak iÅŸimize bakmak ve kendimize güvenmek zorundayız.

Etiketlendi: