Bir Körler Sağırlar Hikâyesi: Sigorta Şirketleri, Hâkimleri Ağırladı!

Bir Körler Sağırlar Hikâyesi: Sigorta Şirketleri, Hâkimleri Ağırladı!

Geçtiğimiz hafta sonu Bursa’daki 5 yıldızlı bir otelde Sigorta Hukukunda Güncel Sorunlar sempozyumu düzenlendi. Cuma ve cumartesi günleri gerçekleşen sempozyuma, HSK tarafından izinli sayılan 70’e yakın Bölge Adliye Mahkemesi yargıcı davet edildi. Ne var bunda diyebilirsiniz. Ama olayın iç yüzü, yargının hangi şekilde işlediğini gösteriyor: Sempozyumu düzenleyen kurum, pek çok sigorta davasında taraf olan Türkiye Sigorta Birliği!

Birgün.net’ten Uğur Şahin’in haberine göre, Bursa’daki 5 yıldızlı Çelik Palas Otel’de 2-3 Şubat günlerinde “Sigorta Hukukunda Güncel Sorunlar” sempozyumu düzenlendi. 70’e yakın bölge adliye mahkemesi yargıcının davetli olduğu ve katılabilmeleri için HSK tarafından izinli sayıldıkları sempozyum, Türkiye Sigorta Birliği tarafından organize edildi.

Yargıçların ve ailelerinin ulaşım ve konaklama masrafları da Türkiye Sigorta Birliği tarafından finanse edildi. Öte yandan HSK’dan gönderilen bildirimlerde bu durum gizlendi.

Davet edilenlerin Türkiye Sigorta Birliği üyesi olan sigorta şirketlerinin taraf olduğu davalara bakan yargıçlar olduğu öğrenildi.

Yani tablo şu: devam eden çok sayıdaki davanın taraflarından biri, yargıçları lüks otellerde ağırlayıp gönüllerini hoş tuttu.

Ne Tarafsız ve Bağımsız Adalet!

Hukuk düzeni, mahkemelerin ve yargıçların bağımsız ve tarafsız olduklarını iddia eder. Buna göre yargıcın taraflarla bir bağlantısının da bulunmaması gerekir. Hatta öyle ki davanın tarafları ile yasada belirtilen yakınlıklara ya da bağlantılara sahip olan yargıç, o davaya bakamaz, dosyadan el çeker.

Ne olacak şimdi? Onlarca Bölge Adliye Mahkemesi yargıcı Türkiye Sigorta Birliği’nin taraf olduğu dosyalardan el mi çekecek?

Cevaplayalım: HAYIR! AKP’nin zaten hukukun bağımsızlığı, tarafsızlığı, üstünlüğü gibi (aslında gerçekte de sadece birer yanılsamadan ibaret olan ve bunu gizlemeyi başarabilen) bütün iddiaları ortadan kaldırdı. Kamu hukuku tamamen siyasi otorite tarafından kontrol edilirken, özel hukuk ilişkilerinin bağımsızlığı falan ileri sürülemez. Kaldı ki sömürü ilişkilerinden kaynağını alan her türlü özel hukuk, zaten egemen sınıfın tarafındadır. AKP düzeninin siyasi tarzı bu ilişkinin de açıktan yürütülmesine zemin oluşturuyor.

Emekçiler Adalete Ulaşamıyor Bile!

Bir kurum olarak adaletin kendisine ulaşmak bile dava konusuna göre değişse de ciddi bir masrafı gerektiriyor. Sadece dava masrafları da değil. Bir davayı yürütmek, hukuk kurumunun kendi karmaşıklığı nedeniyle profesyonel bir hukuki yardımı zorunlu kılıyor. Mesela işten atılan bir işçi, işe iade davası açmak ve bunu takip etmek ve kazanabilmek için bir avukatlık desteğine mahkûm oluyor.

Yargıçlar ve her türlü adliye personeli sıradan insanlara ters, kaba, aşağılayıcı ve “bağımsız” davranırken, şirketler, zenginler “hak ettikleri” iyi muameleyi görüyorlar…

Türkiye Sigorta Birliği tarafından organize edilen sempozyum da bunun bir yansıması. Emekçilere ardına kadar kapalı olan kapılar, sigorta şirketlerine lüks oteller, yemekler, organizasyonlar yoluyla açılıyor.

İşte burjuva AKP düzeninin gerçek yüzü. Ne büyük adalet!

KATEGORİLER
ETİKETLER