Başkanlık Sistemiyle Şahlandık! Ama Nasıl? – Çağın Erdinç
“Başkanlık sistemi ile şahlanacağız” derken neyi kastettiklerini şimdi daha iyi anlıyoruz. Evet, rakamlar şahlanıyor. İşsizlik rakamları, enflasyon rakamları, iş cinayetleri sürekli artıyor. Pazar fiyatları da “şahlanan” rakamların arasındaki yerini çoktan aldı. Biberin kilosu çoğu yerde 18 liradan satılıyor. Et zaten yiyemiyorduk; artık sebze ve meyve de ateş pahası.
Gelin birlikte AKP’nin son yıllarda “şahlandırdığı” alanlara bakalım.
Enflasyonda 2002’ye Dönüş Sinyalleri
Malum, AKP’nin ekonomi alanındaki stratejisi “Denize düşen yılana sarılır.” deyimine benziyor. Sürekli, 2002 öncesine vurgu yaparak “Büyük ekonomik krizlerin geri gelmesini istemiyorsanız bizi iktidarda tutun.” mesajı veriyorlar. Ancak rakamların bize anlattığı şeyler bambaşka.
Türkiye’de yıllık enflasyon Ekim 2018’de yüzde 25 oldu. Böylece son 16 yılda enflasyon ilk kez yılı yüzde 20 seviyesinin üzerinde tamamladı. Aralık 2002’de yıllık enflasyon yüzde 29,7’ydi. Ha gayret! Yazar kasaların, anayasa kitapçıklarının havada uçuştuğu dönemin enflasyon rakamlarını görmeye az kaldı! Bugün enflasyonun %20’nin altında olduğu söylense bile, temel gıdalara bakıldığında, söylenen rakamın gerçek rakamdan çok daha az olduğu ortada.
İş Cinayetleri, Toplu İş Katliamlarına Dönüştü!
TMMOB ve İSİG verilerine göre AKP iktidarı döneminde sadece 2017 yılına kadar 20 bin işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Her ay, her gün, hatta her saat işçiler katlediliyor.
2002 yılından bu yana iş cinayetleri 6 kattan fazla arttı. 2018 yılında 1923 işçi yaşamını yitirdi. 2017 yılında bu rakam 2006’ydı. 2016 yılında ise 1970 işçiyi iş cinayetlerinde kaybettik. 2015’te 1730; 2014’te 1886; 2013’te 1235 işçi yaşamını yitirdi.
Kadın Cinayetleri %392 Arttı
Kadın cinayetleri konusunda meclis başkanlığına, CHP Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık tarafından sunulan rapor son derece çarpıcı. Rapora göre kadın cinayetleri 2002’den bu yana yüzde 392 arttı.
Lale Karabıyık’ın raporundaki şu ifadeler tabloyu net bir şekilde gözler önüne seriyor: “2018 yılının ilk on ayında 344 kadın öldürüldü; 242 kadın ise cinsel saldırıya maruz kaldı. Resmi verilere göre yaşamının herhangi bir döneminde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 39,3; yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı yüzde 48,5.”
5 Milyon Kişi İşsiz!
TÜİK verilerine göre geçen Kasım ayında işsizlik oranı yüzde 12,3’e yükselerek 5 milyon kişiye ulaştı. Bu rakam, çalışma yaşındaki dört kişiden birinin işsiz olduğu gerçeğine işaret ediyor. Kadınların işsizlik oranı %27,7’ye yükseldi.
Üniversite mezunu olup iş arayan ve bulamayan kişi sayısı 2 milyon. Kimi rakamlara göre toplam işsizlik rakamları 5 milyonun çok üzerinde. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’ya göre işsizlik rakamları 7,5 milyon sınırına dayandı.
Güvencesiz Çalışma Rakamları da Şahlandı!
DİSK-AR ve TÜİK’in raporuna göre 2018 için güvencesiz istihdam toplamı 9 milyon 236 bin kişi olarak görünüyor. Bu rakam muazzam! Çalışan nüfusun üçte birine tekabül ediyor. Kayıt dışı / güvencesiz istihdam oranı kadınlarda yüzde 40,3. Tarım-dışı sektörlerde “ücretsiz aile işçisi” olarak “istihdam” edilen kadınlarda kayıt dışılık oranı ise yüzde 70,2.
Pazar Fiyatları El Yakıyor!
Haberlerde “Pazar fiyatları el yakıyor” gibi klasik bir cümle vardır. Bu deyimi artık değiştirmek gerekebilir. Zira biberin kilosunun en az 18 lira olduğu bir dönemden bahsediyoruz. Taze fasulyenin fiyatı ise çoğu yerde 30 liranın üzerinde. Meyve fiyatlarında da son dönemde ciddi bir artış oldu.
Tanzim satış denilen saçma sapan uygulamanın fiyatları düşürmeyeceği zaten öngörülüyordu. Bu satış noktaları seçime kadar insanların bir bölümünde umut yaratmak için kurulmuştu; fakat tanzim satışın yarattığı tek şey kuyruk oldu. Fiyatlar artmaya; cepler alev alev yanmaya devam edecek gibi görünüyor.
Bekâ Değil Sefa Sorunu!
Tayyip Erdoğan yerel seçimlerde istenilen sonuçların uzağında kalma korkusuyla sürekli olarak yerel seçimi bir genel seçim havasına sokmak için çabalıyor. “Ülkenin bekâsı elden giderse geriye ne kalır?” diye soruyor AKP’li muktedirler. Aslında sormak istedikleri şey şu: “Bizim sefâmız elden giderse biz ne yaparız?”
Bizim sebze, meyve alamıyor oluşumuz, işsizliğimiz onların umurunda mı? Devlet Bahçeli çıkıp “Ya istiklâl ya ölüm diyenler ya patates ya soğan diyemez” diyebiliyor. Aklımızla alay ediyorlar.
İstiyorlar ki kendilerinin sefası, bizim cefamız hiç bitmesin. Bunu da bekâ sorunu olarak yansıtıyorlar. Bu devran dönmek zorunda. Aksi halde ne onların sefâsı biter ne de bizim cefamız!