- Kıbrıs Seçimleri: Erhürman Müdahalelere Rağmen Kazandı! - Ekim 20, 2025
- Kârlı Çıkan Kim? – GüneÅŸ Gümüş - Ekim 18, 2025
- Yunanistan Polisinden Filistin Eylemine Kanlı Saldırı - Ekim 8, 2025
Arjantin’de mücadele yürüten Convergencia Socialista örgütünden Juan Giglio‘nun Arjantin sınıf mücadelesindeki son geliÅŸmeler üzerine sitemize gönderdiÄŸi yazıyı paylaşıyoruz.

GeçtiÄŸimiz 21 Åžubat’da Buenos Aires ÅŸehrinde gerçekleÅŸen büyük gösteri, hükümete ve onun siyasetine yönelik popüler nefretin niteliksel olarak arttığını gösterdi. Arjantin’in en büyük sendikal federasyonu olan CGT‘nin lideri Hugo Moyano, kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarına karşı kendini savunmak için bu eylemi organize etse bile, yüz binlerce protestocu kendisini desteklemek için deÄŸil, patron yanlısı saÄŸcı devlet baÅŸkanı Macri’yi yenmek, öfke ve tutumlarını dile getirmek için bu büyük buluÅŸmaya katıldı.Â
Moyano’ya eÅŸlik eden diÄŸer sendika liderleri de tıpkı Moyano gibi Macri rejimiyle problemlerinin çok köklü olmadığını ortaya koydu. CGT içerisinde Macri’ye karşı olan ya da ona yandaÅŸlık eden diÄŸer sendika liderlerinin kapitalist sistemi kabul etmeleri aslında aralarındaki farkın çok büyük olmadığını ortaya koyuyor. Bu isimler kapitalist çevreler ve diÄŸer güç odakları ile iç içe geçmiÅŸ durumdalar. DiÄŸer taraftan sendikal bürokrasi içerisindeki tarihsel Peronist eÄŸilim, Peronizmin parçalanmasının bir yansıması olarak Macri’ye karşı takınılacak tavır konusunda da bölünmüş durumda. Macri de ÅŸantaj yoluyla kendisine karşı sendika patronlarını hizaya getirmeye çalışıyor ve buradan da güç odakları arasında çeliÅŸkiler ortaya çıkıyor.
Bu noktada sosyalist örgütler emekçilerin hakkını arayan tek samimi odak olarak öne çıkıyor. DiÄŸer taraftan mesele bu durumu deÄŸerlendirebilmekte. 21 Åžubat mitingine sosyalist örgütlerin hepsi katılsa da çok da büyük bir katılım ortaya koyamadılar. Bu büyük mitingin getirdiÄŸi avantajlı durumun hakkının verildiÄŸini söylemek güç. Genel grev basıncını iyice yükseltmek için bu büyük miting bir fırsata çevrilebilirdi. DiÄŸer sosyalist örgütlerin mitingdeki kortejleri, sendikal aparatın geniÅŸ katılımı ve Papa Francis’e baÄŸlı güçlerin liderlik ettiÄŸi iÅŸsiz kortejleri arasında kendi varlığını fazla hissettiremedi.Â
Sendika patronlarının epeyce sıkıştığı ve bu yüzden genel grev talepleri tarafından zorlanabilecekleri bir durumdan bahsediyoruz. Bir taraftan işçi tabanından genel grev talebi yükselirken diğer taraftan da Macri hükümetinin yolsuzluk soruşturmasının baskısı altındalar. Diğer taraftan bu sendikal liderlik Macri hükümeti ile gerçekten mücadele etmeyi değil, onunla pazarlık yaparak kendi konumlarını güvenceye almayı istiyor. Böylelikle işçi sınıfının radikal eylemleri ve sosyalistlerin daha da güçlenmesi gibi can sıkıcı durumlarla da karşılaşmamış olacaklar.
Sosyalist örgütler ve diÄŸer mücadeleci unsurlar, kendilerini “baskı grupları” noktasına düşürmemelidir. Yapılması gereken direniÅŸlere fiili önderlik edebilmektir. 18 Aralık’taki büyük çatışmalarda sosyalistler, Macri hükümetinin gerçek alternatifinin kimler olduÄŸunu gösterdi. Emekçiler kimlere güvenebileceklerini ve böyle bir militanlığın hem mümkün hem de gerekli olduÄŸunu bu deneyimde gördüler.
Åžimdi sosyalistler Bağımsız İşçi Kongresi‘ni toplamalılar ve buradan Macri hükümetine karşı mücadeleyi planlamalı ve yönetmeliler. Bölgesel grev kararları, sanayi merkezlerindeki eylemler ve ulaşım aÄŸlarının can damarlarında yapılacak blokajlar bu Kongre tarafından yönlendirilebilir. Bu, tabi ki zor bir görev ama sendikal aparatın içerisinde bulunduÄŸu zayıf durumdan faydalanmanın yolu da budur. Åžu anda karşımızda gerçek, iyi ve somut fırsatlar bulunuyor. Sendikal aparatın Macri’ye muhalif olanlarının yönelimi ise Peronist parçaları bir araya getirerek seçimlere hazırlanmak. Yani geçmiÅŸteki gibi güçlü, para içerisinde ve iktidarın kalbinde yer almak istiyorlar. DiÄŸer taraftan Macri de güçlü durumda deÄŸil. Halkın muhalefeti ciddi boyutlara ulaÅŸmış durumda. Yoksul emekçiler ve küçük burjuvazinin öfkesi giderek belirgin hale geliyor. Futbol maçlarında dev kalabalıklar statlarda toplu ÅŸekilde Macri’ye karşı tezahürat yapıyorlar. Görülmeye deÄŸer sahneler ortaya çıkıyor. Sonuçta egemen sınıf zayıflıyor ve sınıflar arasındaki güç dengeleri işçi sınıfı davası lehine sürekli geliÅŸiyor.
DiÄŸer taraftan sendikal bürokrasinin sıkışması sonucu gündeme gelen eylemler de bir hayli önemli. Bu kanallardan sınıfsal öfke kendisine açığa çıkarıyor ve 18 Aralık’ta olduÄŸu gibi devrimci patlamalara dönüşebiliyor. Arjantin yavaÅŸ ama emin adımlarla 2001’deki gibi bir Arjantinazo’ya doÄŸru evriliyor. Üstelik bu sefer örgütlü işçi sınıfı daha radikal ve güçlü, Marksist kanat da 2001’e göre karşılaÅŸtırılamayacak kadar güçlü ve ön planda. Milyonlarca insan bu örgütlere güveniyor. Ama mesele bu örgütlerin liderliÄŸinin devrimci olasılıkları görüp görmediÄŸidir. Bu tartışmaları bu partilerin tabanıyla yürütmemiz büyük önem taşıyor. Sürece geçiÅŸ talepleri ile müdahil olmalı, genel grev ve yeni bir Arjantinazo’ya hazırlanmalıyız.













