Akşener de ÖSO'cu Çıktı: Al Birini Vur Ötekine! – B. Defne Erten
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün Saadet Partisi ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında yaptığı konuşmada, AKP destekli cihatçı çete ÖSO’yu “dost unsurlar” olarak adlandırdı. Akşener’in bu tavrı, muhalefeti elden bırakmadan hem kendi tabanına oynama hem de 2019’a giden süreçte Devlet Bahçeli kadar Erdoğan’a yanaşmadan AKP’nin tabanına göz kırpma olarak görülebilir.
Erdoğan ÖSO’yu “Kuva-i Milliye” olarak pazarlarken veya ÖSO bozkurt işaretiyle poz verirken Meral Akşener’den de ÖSO karşıtı veya mantıklı herhangi bir açıklama beklemek boşunadır. Afrin yıkımı başlamadan hemen önce yaptığı açıklamada ‘’kendi çocukları gitsin savaşsın’’ diyen Akşener belki bir kesim için “acaba?” dedirtmiş olabilir, fakat bu açıklamanın onları da hayal kırıklığına düşürdüğü çok açıktır.
Meral Akşener, Bahçelievler’deki 7 TİP’li öğrencinin cinayetinden sorumlu Abdullah Çatlı’nın ve onun devamcılarının arasında büyümüş, ülkücü çetelerin bağrından çıkmış, tabiri caizse hayat öyküsü “Asenalık” olan bir kadın, bakanlık yaptığı dönemde de nerede derin devletin kirli işleri varsa hepsinin altında parmağı olan, ülkenin ikinci Tansu Çiller’i olmaya hevesli bir karakter.
MHP’den atıldığı dönemde de söyledikleri ile kirli geçmişini itiraf ve kabul etmişti: “Ben, İçişleri Bakanlığı yaptığım dönemde tarihin en uzun, en geniş, en kapsamlı sınır ötesi harekâtına imza atmış bir bakanım. Utanarak söylüyorum bazıları diyor ki sosyal medyada ‘Meral Akşener MHP’ye genel başkan olmasın, faili meçhullerin sorumlusu O’dur’ diyorlar. Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır, sorumluluğunu da sonuna kadar alıyorum.” Bu tabloda Akşener’in AKP’nin kirli düzenine alternatif olamayacağı ortadadır!
ÖSO’ya gelecek olursak. Kurulduğu 2011 yılından itibaren cihatçı çetelerin yer yer birleştiği veya ayrıldığı, El-Kaide bağlantılı, 10 yaşında çocuğun kafasını kesen ve “Alevileri köpeklere yem edeceğiz” diye fetvaların verildiği, IŞİD ile aslında ideolojik olarak bir farkı olmayan sadece yer kapmaca oynayan bir yapıdan bahsediyoruz. Zira Afrin operasyonu başladığından beri AKP eliyle bu söylediklerini de kolaylıkla gerçekleştirebiliyorlar.
Akşener, AKP’ye Alternatif Olabilir Mi?
Genel duruma baktığımızda her ne kadar AKP’ye bir alternatif gibi görünmeye çalışsa da Akşener de onun İyi Partisi de, Bu ülkenin yoksul milyonları için AKP’nin yaptığından daha iyisini yapabilecek bir programa veya çapa sahip değil; ne de ideolojik olarak bir üstünlük sağlayabiliyor. Hal böyle olunca da Afrin savaşında AKP’nin söylediğinden veya davrandığından farklı bir tutum sergilemesi söz konusu bile değil. Dolayısıyla ülkenin milyonlarca yoksuluna ve geleceksizlik içinde kıvranan gençliğine bir şey vaat etmesi mümkün değil.
Gerçek şu ki, savaş çığırtkanlığının bu kadar hat safhaya ulaştığı, savaş karşıtı basın açıklamalarına anında müdahale edildiği, TTB üyelerinin savaş karşıtı bildirisi yüzünden gözaltında tutulduğu, ÖSO karşıtı tweet atan bir kişinin bile baskınla gözaltına alındığı bir ortamda, ne konuşmasının başında savaş karşıtıymış gibi başlayıp yine aynı konuşmayı savaşı selamlayarak bitiren Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ne de Akşener’den cesur ve kararlı bir şekilde çıkıp savaş karşıtı propaganda yapmasını bekleyemeyiz.