AKP’nin Ustalık Dönemi Başladı!

(16.06.11)
AKP, seçim zaferinden sonra yeni dönemde yapacakları konusunda ilk sinyalleri vermeye başladı. 14 Haziran günü Çorum’da, 1 Mayıs’ta “Mahir Hüseyin Ulaş, Kurtuluşa Kadar Savaş” yazılı pankart açtıkları ve aynı şekilde slogan attıkları gerekçesiyle beş ÖDP’li gözaltına alındı. Aynı zamanda Hopa’daki olaylardan sonra yaşanan gözaltı dalgası hala devam ediyor. Çorum’daki olayla aynı gün Hopa Halkevi başkanı tutuklandı ve bu durum ertesi gün Ankara’da 17 kişinin gözaltına alınmasıyla devam etti.
Aslında yaşananlar şaşırtıcı değil. Seçim sürecinde hükümete muhalefet eden bazı yazarların bizzat başbakan tarafından alenen tehditlere ve hakaretlere maruz kalmaları, Hopa’da Metin Lokumcu’nun katledilmesi ve ardından yaşananlara karşı yine başbakanın tutumu “ustalık döneminde” olacakları bize gösteriyordu. Sandıktan üçüncü kez %50 gibi bir oy oranıyla çıkarak tek başına iktidara gelen AKP, bu oy oranından aldığı güçle seçim kampanyası sırasında süregelen saldırılara devam edecektir.
AKP’nin sosyalistlere karşı ceberrut yüzünü daha sert bir şekilde göstermesinin sebebi açık. Yeni dönemde de emperyalist kapitalist programın sıkı bir uygulayıcısı olacak olan AKP, bu programla birlikte başta emekçi sınıflar olmak üzere birçok kesimi karşısına alacak adımlar atacaktır. Bu durumun karşısında durabilecek tek güç olarak da sokak kalmıştır. Çünkü, ülke hakimiyeti konusunda AKP’nin rakibi olan Kemalist askeri – sivil bürokrasi gücünü kaybetmiştir. Yargı, YÖK gibi en önemli kurumları AKP’nin eline geçerken, askerde etkisiz hale getirilmiştir. AKP’nin karşısındaki bir diğer güç olan “yeni” CHP’de seçimlerden sonra kendi iç meseleleriyle uğraşacakmış gibi gözüküyor. Bunun karşısında sokak büyük bir potansiyeli içinde barındırıyor. Dolayısıyla hala sokağı elinde tutan sosyalistler AKP’nin saldırılarına eskisinden daha çok maruz kalacak. Bu durum, sosyalistler tarafından iyi yönlendirilebilirse büyük bir avantaja dönüşebilir. Eğer sosyalistler saldırılara göğüs gerebilirse, ülke gündeminde söz sahibi olur ve AKP karşıtı gruplar tarafından büyük bir sempati kazanır. Ucuz emek cenneti haline getirilmekte olan Türkiye’de bu grupların başında emekçilerin gelmesi de bir diğer önemli unsur.
İçinde AKP’ye oy veren büyük bir kesiminde bulunduğu emekçiler bu dönemde AKP’yi köşeye sıkıştırabilir. İktidar partisinin seçimlerden başarılı çıkması, bu durumun önünde bir engel değil. AP’nin seçim zaferinden yaklaşık bir yıl sonra meydana gelen ve Türkiye sınıf mücadelesi tarihinde çok önemli bir yeri olan 15-16 Haziran direnişi bunun bir kanıtı. Bu direniş bize, meclisteki sandalye sayısının, sokaktaki hareketi engelleyemeyeceğini açık şekilde göstermiştir. İşten atılmaların, yoksullaşmanın gitgide arttığı, nüfuzun geniş bir kesimini kapsayan gençliğin geleceksizlikle karşı karşıya olduğu günümüzde de olası bir sokak hareketinin önüne AKP’nin %50’lik oy oranı engel olamaz.
Devrimcilere önümüzdeki dönemde önemli görevler düşüyor. AKP’nin saldırılarına karşı verilecek mücadelede atılacak doğru adımlar, devrimcilerin eline uzun bir süreden sonra ülke gündeminde yer edinme ve kitleler önünde meşruluk kazanma fırsatı verecektir. Eğer devrimciler üzerlerine düşen görevleri yerine getirirlerse, egemenler de yeni direnişlerle sarsılacaktır.
KATEGORİLER
ETİKETLER