AKP vs. Kıdem Tazminatı: Nasıl Direneceğiz? – Engin Kara

AKP vs. Kıdem Tazminatı: Nasıl Direneceğiz? – Engin Kara

“Türkiye kapitalizminin yarım yüzyıllık hayali” desek abartmış olmaz, tersine süresini eksik bile söylemiş oluruz. 1960’lı yıllardan bu yana sermaye gruplarının ve onların siyasi temsilcilerinin neredeyse tamamının ajandasında yer alan “kıdem tazminatını yok etme” saldırı planı, AKP eliyle bir kez daha tozlu raflardan indirildi.

Önce OVP Sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Saldırı İşareti Verildi

İki hafta önce açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) ile Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi isimli bir proje gündeme taşındı.

Peşinden, Tayyip Erdoğan’ın yardımcısı Cevdet Yılmaz, 15 Eylül’de Habertürk Tv’de katıldığı yayında, OVP ile başlayan kıdem tazminatı tartışmasıyla ilgili gelen soru üzerine “Kıdem tazminatının fona devredilmesi, önümüzdeki dönem gündemde olacaktır.” dedi.

Böylece AKP’nin yeni kıdem tazminatı saldırısının adı “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” oldu. Projeye göre işverenlerden her ay işçi adına bir “tamamlayıcı emeklilik primi” kesilecek, bunlar bir fonda birikecek ve emeklilik durumunda kullanılabilecek. Adı geçmese de kıdem tazminatına alternatif bir yöntem olarak ortaya konulduğu besbelli. Bu arada emeklilerin ve emekli olmaya çalışanların taleplerine uzun yıllar daha sahici çözümler bulunmayacağı da “tamamlayıcı” mantığıyla ilan edilmiş oldu.

Türkiye Kapitalizminin Tarihsel Hayali

İşçi sınıfının en temel iş güvencelerinden biri olan kıdem tazminatını yok etme hayali, 1960’lı yıllardan yani hem kapitalizmin hem de işçi hareketinin ciddi ölçüde geliştiği erken dönemlerden bu yana kapitalistlerin ve siyasi iktidarlarının gündeminde oldu. Bu hayal ilk defa Erdoğan’ın ilk başbakanlığı döneminde yeni İş Kanunu ile kâğıda dökülmüş oldu ancak fiilen uygulamaya sokmayı başaramadılar.

En son yine AKP iktidarı tarafından 2020 sonlarına doğru bir saldırı planı devreye alındı. Saldırı alışkın olunduğu üzere bir torba yasanın içinde geliyordu. Fakat işçi hareketinden gelen mütevazı da olsa tepkiler, AKP’ye geri adım attırdı.

AKP ve Kapitalistlerin Hedefi Ne?

Sahip oldukları ekonomik ve politik güce rağmen ne kapitalistler ne de AKP rejimi “kıdem tazminatını yekten kaldıracağız” diyemiyor. Dikkat edilirse, her saldırı planında “istişarelerle çözmek istiyoruz” ya da “kıdem tazminatında zaten bir takım (adı bir türlü verilemeyen!) sıkıntılar var” gibi muğlâk ifadeler duyarız.

Gelinen noktada, Türkiye kapitalizminin dilendirilebilir hedefi “kıdem tazminatı fonu” oluşturmak. Ya da patronların iştahını kabartan, AKP iktidarının hayallerini süsleyen son adıyla “tamamlayıcı emeklilik fonu”. Bu yolla özetle;

  • İşverenin üzerinden “tazminat” niteliğindeki yekten ödeme basıncı kaldırılacak,
  • Kıdem tazminatının işçilerin en temel iş güvencesi ya da çalışma garantisi olan niteliği yok edilerek keyfi işten çıkarmaların önündeki genel engel ortadan kaldırılacak,
  • İşçinin kıdem tazminatına ulaşması bilinmez ve zor koşullara bağlanacak, belki hayatı boyunca kullanamayacak,
  • Oluşturulacak fonda biriken kaynaklar, diğer pek çok örnekte olduğu gibi, işçilere değil kapitalistlere aktarılacak.

Bu Kez Mütevazı Direnişler Yeterli Olmayacak

Böylesi büyük bir saldırıyı ihtimal ki yerel seçimlere kadar somutlaştırmayacaklardır. Ancak ve özellikle de yerel seçimlerden de yükselen bir ivmeyle çıkmayı başarırlarsa, işçi sınıfına yönelik bu tarihsel saldırı planının düğmesine basmak için bir bariyer daha aşılmış olacak.

Geriye, bu saldırıyı durdurabilecek tek bariyer olarak işçi hareketinin ortaya koyacağı direniş ve mücadele kalacak.

Hatırlayalım, 2020’deki saldırı planına karşı tepkiler sokakta karşılık bulmuştu ancak sınırlı düzeyde: Disk, bağlı sendikaların işyeri eylemleri dışında Kadıköy’de sınırlı bir eylem yapmış, Gebze sendikaları ise kaymakam ve polisin tüm engel çabalarına karşı kent merkezinde miting gerçekleştirmişti. İşçilerin Güç Birliği Derneği ise Sultangazi’de ilk eylemini bu konuda yapmıştı.

Nihayetinde AKP iktidarı geri basmak zorunda kalmış ancak bu geri adımda yapılanlardan daha çok “yapılma ihtimali olanlar” etkili olmuştu.

Ekonomik krizin etkilerinin derinleştiği günümüzde, bu kez ne patronlar ne de AKP bu kadar kolay vazgeçmeyecektir.

İşçi hareketinin tez elden konuyu gündemine alması ve gerekli hazırlıkları yaparak direnişten mücadeleye taşacak, savunmadan daha fazlasını kazanacak girişimleri zorlaması gerekiyor.