AKP İktidarının Vergi Zulmü – Emrecan Konyalı
2019 yılı yeni zam haberleriyle, artan vergi adaletsizliğiyle selamlıyor bizi. AKP, bütün ‘kurnazlığıyla’ milyonların zararına adımlar atmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde asgari ücrete zam yapıldı, yapıldı yapılmasına ama açıklanan vergi dilimleriyle asgari ücretliler, memurlar zammı alamadan kaybettiler neredeyse. Bir tarafta karnı tok sırtı pek olan bir azınlık, diğer tarafta harcadığı 10 lirayı bile düşünmek zorunda kalan milyonlar hayatın iki farklı gerçekliği. Buna rağmen AKP iktidarı yoksul emekçilerin sırtına vergilerle adeta ekstra bir küfe yüklüyor. Dolaylı vergilerin bütçe finansmanında büyük yer tutması yani vergi gelirlerinin büyük kısmının alt-orta gelir gruplarından toplanıyor olması vergi adaletsizliğini zaten ilk adımda gösteriyor.
2019 gelir vergisi dilimleri de açıklandı. Bu yıl için asgari ücretlinin ve orta gelirlinin bütçesini eritecek seviyede vergi dilimi artırımı geldi. 2018 yılında 14.800 TL’ye kadar % 15, 34.000 TL’nin 14.800 TL’si için 2.220 TL, fazlası için % 20 oranında olan gelir vergisi 2019’da 18.000 TL’ye kadar % 15, 40.000 TL’nin 18.000 TL’si için 2.700 TL, fazlası % 20 olarak belirlendi. Bu da demek oluyor ki asgari ücretli çalışan emekçinin maaş toplamı 18.000 TL’yi geçtikten sonra yani Ağustos ayından itibaren %20 oranında vergiye tabi olacak. Asgari ücretli işçileri ‘orta gelir grubunda’ olarak değerlendiren devlet, vergideki adaletsizliği bir kez daha kanıtlamış oldu. Asgari ücrete yapılan halkın gerçek enflasyon rakamını karşılamayan zam da bu şekilde buharlaşacak. Örneğin ortalama brüt 3.500 lira maaş alan kamu emekçilerini düşünecek olursak maaş toplamları çok daha kısa sürede 18.000 TL’nin üzerine çıkacak. Dolayısıyla haziran ayında %20’lik vergi dilimine girecekler.
Hükümet diğer taraftan seçimlere kadar KDV, ÖTV indirimleriyle piyasanın canlanmasını istiyor. KDV, ÖTV indirimlerinin 3 ay daha uzatılmasıyla Mart 2019 yerel seçimlerine kadar sürmesi planlanıyor. Aslında hükümet bu yaptığıyla en büyük vergi geliri kalemlerinden KDV ve ÖTV’den bir süreliğine kısmış oluyor, ama öte yandan milyonların sırtına gelir vergisi yükünü bırakmaktan geri durmuyor. Yerel seçimlerden sonraysa kemer sıkma politikalarının ağırlık kazanacağı, hâlihazırda yüksek olan işsizlik oranlarının iyice artacağı aşikâr. DİSK-AR’ın yaptığı araştırmada AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren gelir vergisi dilimi her yıl kişi başına milli gelir kadar arttırılsaydı (enflasyon ve reel milli gelir artışı oranında) ilk vergi diliminin 2019 yılında 37,7 bin TL olması gerekirdi. Yani 2019 için açıklanan vergi dilimi yaklaşık 20 bin TL az açıklanmış oluyor.
Bir yanda asgari ücretliye, orta gelirliye yıkılan vergi yükü diğer taraftaysa firmalara, şirketlere sunulan kolaylıklar var. Tabii iktidar 16 yıldır yan yana yürüdüğü, göbekten bağlı olduğu patronlara kriz koşullarında da kol kanat geriyor. Bunun en net örneklerinden biri Ethem Sancak. Ethem Sancak tek başına girdiği BMC ihalesini havada kapmıştı. BMC şirketinin hâlihazırda almış olduğu siparişler, ihaleler şöyle dursun BMC’nin olan İzmir Bornova’daki 220 dönümlük arsası başlı başına servet değerinde. Gelelim garibana kesilen vergilerin Sancak’vari patronlara nasıl kesilmediğine. Sancak devletten 585 Milyon liralık savunma desteği, gümrük vergisi muafiyeti, KDV iadesi ve kurumlar vergisi indirimi almıştı. Bal tutan parmağını yalar misali AKP’ye yanaşan çıkarcıların hepsinin parmağından bal akıyor, emekçilereyse ancak zehir olan vergi yükü kalıyor.
AKP iktidarı emekçiler için başlıbaşına zulümdür. Tıpkı bir zamanlar Osmanlı için söylendiği gibi: “Şalvarı şaltak Osmanlı/Eyeri kaltak Osmanlı/Ekmede yok biçmede yok/Yemede ortak Osmanlı”. Bizler “halk ağır vergiler altında eziliyordu” cümlesiyle başlayan hikayelerin nasıl bittiğini tarihten iyi biliyoruz.