AA Manipülasyon Yapıyor, İşçiler Mahkemeleri Terk Etmesin! – Engin Kara

AA Manipülasyon Yapıyor, İşçiler Mahkemeleri Terk Etmesin! – Engin Kara

24 Haziran seçimi akşamı, devlet ajansı olan Anadolu Ajansı (AA) en çok tartışılan başlıklardan olmuştu. Neticede AA, seçim sonuçlarını yanlış verdiği söylenemese de sonuçların açıklanmaya başladığı andan itibaren özellikle muhalif kitlelerin motivasyonunu düşürecek şekilde taraflı bir yayıncılık sergilemişti. Anadolu Ajansı dün (2 Temmuz) yeni bir manipülasyona imza attı. Bu defa hedefte doğrudan işçiler vardı.

AA’nın internet sitesinde dün “İşçi arabulucuda 8 bin istedi, işveren 11 bin verdi” başlıklı bir haber (daha doğrusu bir masal) yayınlandı. Haberde iddia edildiğine göre Tekirdağ-Çorlu’da işten atılan bir işçi, 1 Ocak’tan itibaren davadan önce zorunlu hale getirilmiş olan arabuluculuğa başvuruyor. Masalın kahramanı işçi, kıdem ve ihbar tazminatları alacağı için 8 bin TL talep ediyor. Arabuluculuk görüşmesinde ise patron, işçinin tazminat alacağını eksik hesapladığını söyleyerek gerçek tazminat miktarının 11 bin TL olduğunu belirtiyor. Arabulucu elleri sıkıştırıyor, uyuşmazlık dava açmaya gerek kalmadan “mutlu son”la bitiyor.

Tespit edebildiğim kadarıyla Karar ve Posta gazetelerinin internet sitelerinde aynı haber “Patrondan örnek davranış!” başlığıyla verildi. Diğer pek çok haber sitesinde de AA’daki başlıkla aynı haber girildi.

Bu sene başında yürürlüğe giren iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk dayatması, devletin resmi ajansı ve diğer burjuva medya tarafından şirinleştirilmeye çalışılıyor. Gerçekliği şüpheli hikâyelerle, arabuluculuk yoluyla uyuşmazlıkların işçi lehine sonuçlandığı algısı yaratılmaya çalışılıyor. AA tarafından piyasaya sunulan hikâye gerçek olsa bile, yine aynı haberde verilen rakamlara göre ilk 6 ayda yapılan 150 binden fazla arabuluculuk başvurusundan sadece münferit bir vaka aktarılmış olur.

Her işçi çok iyi bilir ki hiçbir patron hele ki işçinin talep etmemiş olduğu hiçbir hakkı vermeye yanaşmaz. İstenmeyen hakkı vermeyi bırakalım, tümüyle yasal zorunluluk olan ve işçinin talep ettiği haklarını vermemek için bile kırk takla atar. Dahası var. Kıdem ve ihbar tazminatı, yasadan kaynaklanır ve patronun işten attığı işçiye ödemek zorunda olduğu değerlerdir. Bir işçi neden tazminatları için dava ya da arabuluculuk gibi hukuki bir yola başvurur? Elbette patron yasal zorunluluğu olan tazminat ödemesini gerçekleştirmediği için. Yani AA’nın masalına göre işçinin tazminatını ödemeyen ve işçiyi hukuki başvuru yapmak zorunda bırakan patron, bu defa da işçinin istediği tazminatı az bularak daha fazlasını ödemeyi kabul ediyor! Yerseniz…

Zorunlu Arabuluculuktan Kim Mutlu?

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Mayıs ayında gerçekleşen TOBB Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada dobra dobra gerçekleri söylemişti. Aynen aktarıyorum:

“Büyük sıkıntı yaşadığımız bir başka alan, yargı sistemiydi. Özellikle İş Mahkemelerindeki davalarda, işveren yüzde 99 haksız çıkıyordu. Bunu değiştirmek üzere, zorunlu arabuluculuk sisteminin uygulamaya alınmasını sağladık. Aylar, hatta yıllar süren davalar, artık günler-haftalar içinde çözülüyor. Bu vesileyle, bizlere her zaman destek olan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Bakanlarımıza ve Meclisimize, bizimle birlikte çalışan, emek veren bürokratlarımıza, camiamız adına teşekkür ediyorum.”

Yani diyor ki, iş davalarında patronlarımız haksız çıkıyor, hep işçiler kazanıyor. Bunu, yani işçilerin davaları kazanmasını, değiştirmek için zorunlu arabuluculuk sistemini getirdik, diyor. Kendilerine her zaman destek olan yani her zaman patronların ihtiyaçlarını gözeten Cumhurbaşkanı ve diğer iktidar organlarına da teşekkür etmeyi unutmuyor.

Bizzat sermayenin temsilcileri, zorunlu arabuluculuk sisteminin davaları işçilerin kazanmasını engellemek için getirdiklerini söylerken, Anadolu Ajansı ve diğer burjuva medya organları, arabuluculuk dayatmasından kazançlı çıkanın işçiler olduğu algısını yaratmaya çalışarak milyonları kandırmaya çalışıyor.

İşçilerin Yalanlara Karnı Tok!

Onlar saray masalları anlatadursun, emekçi milyonların gerçeğini biz söyleyelim. Zorunlu arabuluculuk sistemi, işçilerin doğrudan dava açmasının önünü kesen bir hamledir. Hızlı sonuç almak adına arabuluculukta anlaşmaya varmak isteyen işçinin alacaklarının önemli bir kısmından vazgeçmesi sonucunu doğurur.

İş Mahkemeleri’nde yaşanan şişmeyi engellemek için yapılması gereken, dava öncesi işverenin güçlü olacağı bir masaya işçileri mahkûm etmek olamaz. Oysa patronların ve onların siyasi temsilcilerinin yapmak istediği tam da işçilerin kazanılmış yasal haklarını kullanmasının önüne geçmek ve zorunlu arabuluculukla işçileri taklaya getirmeye çalışmaktır.

Bu tablonun farkında olan işçilerin görevi, haklarına sahip çıkmak için zorunlu arabuluculuk dayatmasını teşhir etmek ve patronların, hükümetin ve burjuva medyanın yalanlarını herkese anlatmaktır. Elbette örgütlü ve bu sayede güçlü olan patronların düzenine karşı işçilerin de örgütlü olması, haklarına gerçekten sahip çıkmanın en kesin yoludur.

KATEGORİLER
ETİKETLER