Home / Dünyadan / Yunanistan Polisinden Filistin Eylemine Kanlı Saldırı

Yunanistan Polisinden Filistin Eylemine Kanlı Saldırı

Yunanistan’da hükümet ve  İsrail karşıtı protestoları örgütlemede aktif rol oynayan Komünist Kurtuluş (Communist Liberation-KA) örgütü, Sumud Filosundan alıkonularak İsrail tarafından tutuklanan iki yoldaşının da içinde olduğu kafilenin karşılandığı eylem bittikten sonra polisin ani ve ağır bir saldırısına uğradı.

Radikal sol örgütlerin çatı partisi olan ANTARSYA’nın bileşenlerinden olan KA dün akşam Sumud Filosundan dönen yoldaşlarının da yer aldığı kafilenin karşılanması eyleminden sonra Yunan Miçotakis hükümetinin doğrudan emriyle ciddi bir polis saldırısına uğradığını raporlaştırdı. KA’dan gelen raporlara göre, eylem dağılırken polis planlı şekilde KA üyelerine saldırdı. Pek çok KA üyesi hastanelik olurken ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Miçotakis hükümeti gözaltına alınanları 10 Ekim cuma günü  ağır ceza mahkemesinde yargılamaya hazırlanıyor. KA’nın da içinde aktif şekilde yer aldığı  sosyalist sol Yunan adalarında İsrail ordusu askerlerinin (IDF) tatil için gönderildiği haberini alır almaz ülke tarihinde adaların en kapsamlı şekilde dahil olduğu eylemlerden birine imzasını atarak cruise gemilerinden IDF askerlerinin adaya gelişlerini engellemiş ve sayısız kez Filistin’e destek eylemi gerçekleştirmişti.

KA’nın saldırı ve gözaltılara ilişkin raporunun tamamı şöyle:

 

Filistin yürüyüşüne polis saldırısı
Saldırıda onlarca eylemci hastanede
Sendika ve öğrenci birlikleri üyeleri gözaltında

Polis, 7 Ekim Salı günü Filistin yürüyüşüne, yürüyüşün sona ermesinin ardından, kortejler dağılırken teröristçe bir saldırı gerçekleştirdi. Yürüyüşe Filistin Topluluğu, Filistinli örgütler, çok sayıda siyasi örgüt ve dün İsrail hapishanelerinden dönen Gazze’ye yönelik uluslararası filonun Yunan heyeti katılmıştı.

Polis, siyasi yönetimin talimatıyla, kortejin ana gövdesine yanlardan ve ardından her yönden koordineli ve son derece şiddetli bir saldırı düzenledi. Aynı anda ses bombaları ve yoğun kimyasal gazlar kullanılarak, coplarla toplu saldırıya geçildi.

Özellikle Komünist Kurtuluş (Communist Liberation) örgütünün korteji büyük bir öfkeyle hedef alındı; birçok kişi yaralandı ve gözaltına alındı. Toplam 20 gösterici gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Komünist Kurtuluş’un 4 üyesi, ayrıca sendika ve öğrenci birlikleri üyeleri de bulunuyor.

Vahşi saldırının ardından çok sayıda eylemci, aralarında Komünist Kurtuluş’tan 6 kişinin de bulunduğu, kafa travmaları, kol kırıkları ve cop darbeleri nedeniyle Kızılhaç Hastanesi’ne kaldırıldı. Saldırı tamamen önceden planlanmıştı, zira yürüyüş İsrail Büyükelçiliği’nin önünden geçmiş ve sona ermişti. Köprü üzerinde, yürüyüşten ayrılan kortejler hedef alınarak saldırı başlatıldı.

İnternette dolaşan videolarda, polislerin saldırıyı kışkırtmadan başlattığı açıkça görülüyor; çevik kuvvet timinin “tutuklayın!”, “herkesi yakalayın!” diye bağırdığı ve yoğun gaz bulutları arasında eylemcileri çembere alıp coplarla dövdükten sonra tutuklamaya çalıştığı duyuluyor.

Bu saldırı, hükümetin ve devletin Filistin’le dayanışma hareketini hedef alma girişimidir.

Komünist Kurtuluş’un hükümet bakanlarınca, ANTARSYA’nın ise İsrail devleti tarafından hedef gösterilmesi, bu operasyonun polis planlarına da yansıdığı görülüyor. Yeni Demokrasi (ND) hükümeti, bir kez daha soykırımcı İsrail devletinin uzun kolu gibi davranarak Filistin halkıyla dayanışma hareketine saldırdı. Filistin’le dayanışma filosu savaşçılarını, İsrail tarafından kaçırılıp cehennem koşullarında hapsedildikten sonra ülkelerine döner dönmez hedef alan bu saldırının emrini verenler utanç ve lanetle anılmalıdır.

Saldırının ardından 24 saat sonra yapılan açıklamaya göre, gözaltındaki eylemcilerin çoğu Cuma gününe kadar tutulacak ve 19 kişiden 18’ine ağır ceza (suçüstü) suçlamaları yöneltilecek.Çarşamba sabahı mahkemeye çıkarılmaları beklenirken, polis saat 16.00’da nakil kararı alarak binanın önünde bekleyen yüzlerce dayanışma eylemcisini uzaklaştırdı.

Bu gelişme, devlet ve hükümet tarafından tehlikeli bir sertleşme anlamına geliyor.
Aktivistlerin mahkemeye geç getirilmesi ve ağır suçlamalarla karşılaşması, açık bir siyasi intikam yönelimi olduğunu gösteriyor. Çevik kuvvet polisinin “yakalayın!”, “tutuklayın!” sesleri, ilk andan itibaren gerçek talimatların ne olduğunu ortaya koyuyordu; bugün yetkililerin kışkırtıcı kararları, bu talimatları tam anlamıyla doğruluyor.

Yürüyüşün saldırıya uğraması tesadüf değildir! Aktivistlerin bu kadar ağır suçlamalarla yargılanması da gerçek bir suç işledikleri için değil, hareketin ve özellikle onun en militan kesimlerinin bastırılması içindir. 7 Ekim yürüyüşüne yönelik polis saldırısı, tamamen siyasi bir karardır.

Yunan halkının büyük çoğunluğunun kahraman Filistin halkından yana olmasına rağmen, hükümet İsrail’e sadakatini kanıtlamaya çalışmaktadır. Filistin dayanışma filosunun üyeleri İsrail tarafından yasadışı biçimde gözaltında tutulurken, İsrailli yetkililerin (özellikle Itamar Ben-Gvir’in) kabul edilemez tavrına karşı Yunan hükümeti büyük baskılar sonucu yazılı bir protesto vermek zorunda kalmıştı. Ancak İsrail’le “stratejik ittifakını” sarsmamak için soykırımı dahi görmezden gelen hükümet, şimdi Siyonist rejime sadakat yeminini yineleme çabasındadır.

Son olarak, solun – özellikle de onun en radikal kesiminin – hedef alınması tesadüf değildir. Yürüyüş sabahı, bilinen bir medya kuruluşu, Komünist Kurtuluş’u ismen hedef gösterdi. Bu da daha önce aşırı sağcı Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis’in, sendika lideri ve Komünist Kurtuluş üyesi doktorlara yönelik iftira ve saldırılarını takip eden bir kampanyanın parçasıydı. Aynı akşam, Komünist Kurtuluş kortejinden 4 kişi gözaltına alındı (3’üne ağır ceza suçlaması yöneltildi) ve birçoğu açık kafa yarasıyla olmak üzere 8 kişi hastaneye kaldırıldı.

Saldırı anı:

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir