Emperyalist Savaş ve Bitmeyen Barbarlık Güney Asya’da – V. U. Arslan

Emperyalist Savaş ve Bitmeyen Barbarlık Güney Asya’da – V. U. Arslan

 

Hindistan ve Pakistan arasında tırmanan gerilim, Keşmir halkının kanı üzerinden emperyalist kapitalizmin barbarlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Hindistan’ın tartışmalı Keşmir bölgesinde düzenlediği askeri operasyonlar ve Pakistan’ın misillemeleri, şimdiden onlarca sivilin hayatına mal oldu. Hindistan-Pakistan gerilimi onlarca yıldır düşük yoğunluklu çatışmalarla süregidiyor diyerek bölgedeki gerilimi küçümsememek gerekir. İki ülkenin burjuva egemen sınıflarının işçi sınıfını bölme, milliyetçi nefreti körükleyerek iktidarlarını sağlamlaştırma stratejileri şimdilerde daha büyük emperyalist güçlerin çıkar çatışmalarıyla çok daha fazla örtüşüyor. Çin ile Pakistan arasındaki stratejik ortaklık, ABD-Hindistan yakınlaşmasıyla dengeleniyor. Bu arada İsrail Hindistan, Türkiye ve İran ise Pakistan’a destek oluyor. Özetle dünya çapında yayılan emperyalist savaşlar, yükselen milliyetçilik ve ticaret savaşları bu iki nükleer gücün bu son savaşını öncekilerden çok daha kanlı hale getirebilir.

Şovenizm: Burjuvazinin İşçi Sınıfını Bölme Aracı

Narendra Modi liderliğindeki Hindu şovenisti Bharatiya Janata Partisi (BJP), yıllardır Hindistan emekçilerini din ve milliyet temelinde bölerek, azınlıkları ezen faşizan bir siyaset izliyor. Keşmir’in özerk statüsünün 2019’da ortadan kaldırılması, bölgede Hindistan’ın baskıcı polis devleti uygulamalarını yoğunlaştırmasına yol açtı. Benzer şekilde Pakistan’da da ordu ve egemen sınıflar toplumu şovenizmle zehirleyerek, gerçek sınıfsal mücadeleleri perdeliyor.

Her iki ülkenin burjuva hükümetleri, işçi sınıfını bölmek ve kapitalist sömürü düzenini sürdürmek için kimlik çatışmalarını bilinçli olarak körüklüyor. Keşmir’in stratejik önemi ve bölünmüşlüğü, bu politikaların merkezinde yer alıyor. Oysa Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkı, her iki devlet tarafından sistematik olarak gasp ediliyor.

Nükleer Savaş Tehlikesi ve Emperyalist Hegemonya

Hindistan ve Pakistan’ın nükleer silahlara sahip olması, çatışmanın küresel ölçekte yıkıcı sonuçlar doğurma riskini artırıyor. ABD’nin Hindistan’ı “Çin’e karşı denge unsuru” olarak desteklemesi, Çin’in ise Pakistan ile askeri-ekonomik işbirliği, bölgeyi emperyalist güçlerin vekalet savaşları alanına dönüştürüyor. Tırmanan gerilim, yalnızca Güney Asya’yı değil, tüm dünyayı tehdit eden bir küresel çatışmaya dönüşebilir.

Sözde Komünist Partilerin İhaneti ve Devrimci Enternasyonalizm

Ne yazık ki, Hindistan’daki Stalinist kökenli komünist partiler CPI ve CPI(M) (bu partiler uzun yıllar boyunca Hindistan’ın Kerala gibi eyaletlerinde iktidar partileriydi) şovenist çizgisine ortak olarak, BJP’nin saldırgan politikalarına destek sağlıyor. Tarihsel olarak sınıf işbirliği ve ulusalcılık geleneğini sürdüren bu partiler, işçi sınıfının enternasyonalist birleşik mücadelesinin önünde engel teşkil ediyor.

Oysa çözüm, Hindistan ve Pakistan işçi sınıfının, Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkını savunarak ortak mücadele etmesinden geçiyor. Emperyalist savaşların ve burjuva şovenizmin panzehiri, devrimci enternasyonalizmdir.

Ya Sosyalizm, Ya Barbarlık!

Kapitalizmin yarattığı savaş ve sömürü düzenine karşı tek alternatif, işçi sınıfının sınır tanımayan birliğidir. Keşmir’deki katliamlar, ancak Hindistan, Pakistan ve tüm dünya emekçilerinin şovenizme karşı mücadelesiyle durdurulabilir.

Yaşasın Enternasyonalist Proleter Mücadele!

Kahrolsun Emperyalist Savaş ve Şovenizm!

 

CATEGORIES

COMMENTS

Wordpress (0)
Disqus ( )