
Yunanistan 28 Şubat’ta Adalet İçin Greve Gidiyor
Tempe tren kazasının 57 can almasının üzerinden iki yıl geçerken, Yunan işçi sınıfı, ulaşımın özelleştirilmesine ve güvenlik önlemlerinin yetersiz finansmanına kadar geniş bir talep listesi ile genel greve gidiyor. Yunanistan Genel İşçi Konfederasyonu (GSEE), Yunan kamu çalışanlarını temsil eden şemsiye sendika ADEDY ve tüm denizcilik sektörlerindeki çalışanları temsil eden Panhelenik Denizcilik Federasyonu (PNO), trajedinin ikinci yıl dönümünü anmak amacıyla 28 Şubat’ta 24 saatlik bir grev ilan etti.
Devam eden protestoların ve grevin temel nedenlerinden biri, felaketin resmi makamlarca ele alınış biçimi. Kamuoyunda soruşturmanın gecikmesine ve örtbas iddialarına yönelik öfke ve toplumsal gerilim yüksek seviyede. Hükümet bu iddiaları kesin bir dille reddetse de sızan tapelerde ortaya çıktığı üzere, yük treninin tehlikeli kimyasallar taşıdığı ve çarpışma sonrası meydana gelen yangının, birçok kurbanın ölümüne yol açtığı ortaya çıktı.
26 Ocak 2025 Pazar günü, kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarının çağrısıyla, yasa dışı kimyasal yükün patlaması ve çarpışmadan sağ kurtulan 30 kişinin yangında diri diri yanmasına ilişkin derhal soruşturma başlatılması talebiyle gösteriler düzenlendi. Bu protestolar, Yunanistan’da son 10 yılın en büyük kitlesel eylemi olarak kayda geçti ve ülke genelinde 100’den fazla şehirde gösteriler gerçekleştirildi. Bu protestolar, Yunanistan tarihindeki en büyük tren kazasının ardından çıkan yangında onlarca insanın hayatını kaybetmiş olabileceğini gösteren yeni bir ses kaydının yerel medyada yayınlanmasının ardından geldi. Daha önce, Şubat 2023’teki çarpışmada hayatını kaybedenlerin tamamının kazada öldüğü sanılıyordu.
Tren kazası, Yunanistan genelinde kitlesel protestolara yol açarken, sendikalar ve sol bu trajedinin, 10 yıl süren mali kriz sonrası demiryolu ağının yıllarca ihmal edilmesinin ve özelleştirmelerin bir sonucu olduğunu ifade ediyor. 2008 krizi sonrası Yunanistan’da adeta ekonomik göçertme uygulayan AB-IMF-Dünya Bankası Troyka’sı özelleştirmeleri körüklemiş, kamu harcamalarını yok etmiş, emekçileri kalıcı olarak yoksullaştırarak AB’nin zayıf halkası olarak görülen Yunanistan’ın krizden çıkmasını sağlamışlardı. Emekçiler bu nedenle sert bir öfke dalgası ile ülkeyi sarsıyor ve grev taleplerini genişletiyor:
· Örtbas yok! Tempe suçunun doğrudan ve dolaylı sorumluluğu olan tüm sorumlular cezalandırılsın.
· Tamamen kamusal bir demiryolu sistemi—kar için değil halk için güvenli ve uygun fiyatlı demiryolları
· Temel sosyal hizmetler kamulaştırılsın: sağlık, eğitim, ulaşım, enerji, elektrik ve su kamu mülkiyetinde olmalıdır.
· Özelleştirmeye son! Kâr odaklı kamu hizmetleri kaldırılarak sosyal harcamalar artırılsın.
Geçtiğimiz yıl ölümcül tren kazasının birinci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen geniş çaplı grevler, tren ve feribot seferlerini durdurmuştu. Atina’da toplu taşımacılık grevi çok başarılı olmuş, sendikalar, 2010–2018 mali krizi sırasında getirilen maaş kontrol önlemlerinin kaldırılmasını da taleplerine eklemişti. Çiftçiler ve üniversite öğrencileri son dönemde hükümet karşıtı protestolar düzenlerken, 28 Şubat’ta taksiler, trenler, hava trafiği, feribotlar, metro hizmetleri ve otobüsler 24 ila 48 saat sürecek grevlere katılacak.
Yunanistan’daki grevler yalnızca tren kazasından sorumlu olanların yargılanması talebiyle sınırlı değil; aynı zamanda özelleştirmeye, güvenlik ihmallerine ve 2008 krizinin ardından halka dayatılan kemer sıkma politikalarının yol açtığı yoksullaşmaya karşı bir protesto niteliği taşıyor. AB’nin krizi derinleşirken emekçilerin bu mücadeleleri yükseltmesi aşırı büyük önem taşıyor.