NATO Meselesi: Hayır Demek Çok mu Zor? – Tarık Hasan

NATO Meselesi: Hayır Demek Çok mu Zor? – Tarık Hasan

Uluslararası emperyalist kapitalist düzen, Soğuk Savaş yıllarını andıran çok kutupluluğa doğru adım adım ilerliyor. ABD liderliğindeki Batılı emperyalist güçler açısından işler hiç de iyi gitmiyor. Bir yandan kapitalizmin içine düştüğü krize çözüm arayışları sonuçsuz kalarak derin bir bunalıma evrilirken, diğer yandan şimdiye kadar bir arada duran emperyalist güçlerin arasındaki çatlaklar da belirginleşiyor.

 

Batı’nın özellikle Rusya’yı çevreleme aracı olarak işlevselleştirdiği NATO uzunca bir süredir İsveç ve Finlandiya’yı da bünyesine katarak bu projede eksik kalan halkaları tamamlamak istiyor. Ancak iki ülkenin üyeliği Erdoğan rejimi tarafından bir pazarlık meselesi haline getirildi: Bu iki ülke himaye ettiği PKK ve FETÖ üyelerini iade edecek ve ayrıca Suriyeli Kürtlere yönelik yardımlara son verecekti. Türkiye’nin vetosu ancak bu koşullarla kaldırılacaktı. Her iki ülkede Erdoğan’ın taleplerine sınırlı da olsa yanıt verdiler: Erdoğan’a şirin görünmek adına bir çok Kürt politik mülteci tutuklandı. Finlandiya, Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonu nedeniyle Ekim 2019’da askıya aldığı ihracat lisansını geri verdi ve Türkiye’ye askeri teçhizat ihracatı ambargosunu kaldırdığını duyurdu.

“Türkiye güvenliği için dakik ve gerekli adımlar atan” Finlandiya’yı öven Recep Tayyip Erdoğan Finlandiya’nın üyeliğini onayladı. Katılımın gerçekleşmesi için üye ülkelerin oybirliğine ihtiyaç duyulduğundan, geriye kalan tek ülke Türkiye’nin tavrı kritik öneme sahipti. Erdoğan’ın onayı alındıktan sonra geriye kalan tek süreç meclisin oylaması idi.

En şoveninden en demokratına, hatta “sosyalist”ine kadar tüm partilerin “hayır” demediği bir oylama sonucunda Finlandiya’nın NATO’ya katılımı onaylanmış oldu. HDP Dışişleri Komisyonu Sözcüsü Hişyar Özsoy, “Finlandiya’nın güvenlik kaygılarını meşru gördüğümüz için bu oylamaya katılmama kararı aldık, ‘hayır’ da demek istemedik.” dedi.

Her fırsatta meclisi halkın meclisi haline getirme vurgusu yapan TİP de HDP gibi oylamaya katılmadı. NATO gibi bugüne kadar halkların düşmanı olduğu tescillenmiş bir örgütün yayılmacı eğilimlerine ve buna teşne olan egemen sınıflara çıkıp tek kelime etmeyecekseniz bu mecliste olmanın anlamını sorgulamak gerekir.

Gelgelelim neredeyse tüm muhalefet kanatlarının umut beslediği CHP’ye. Recep Tayyip Erdoğan’a karşı “Sen 6. Filonun önünde secde ederken; ben ülkenin bağımsızlığını savunuyordum.” diyen Kılıçdaroğlu’nun partisi NATO’ya en çok övgüler dizen partilerden birisi. CHP adına Dışişleri Komisyonu Sözcüsü Ünal Çeviköz “NATO’nun kuzey kanadının daha da güçlenmesi için Finlandiya’nın üyeliğiyle birlikte İsveç’in de üyeliği elbette bütün NATO üyesi ülkeler tarafından arzu edilmekte. İsveç belli adımlar attı, biz bunları henüz yeterli bulmadık. CHP olarak biz Finlandiya’nın NATO üyeliğine olumlu bakıyoruz. Finlandiya ile birlikte NATO’nun daha da güçlü bir örgüt haline geleceğini düşünüyoruz.” dedi. Sermayeden beslenen ve zenginlerin partisi olan CHP’nin olası iktidar değişikliğinde militarist ve yayılmacı emperyalizme tavrı böyle billurlaşıyor.

AKP adına konuşan Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç, NATO’nun ‘açık kapı’ politikasını sonuna kadar desteklediklerini belirtti ve “NATO’ya hoş geldiniz diyebiliriz aslında bir şekilde. Ama terör örgütlerine katılım, teşvik, teröre yardım ve tahrik unsurlarının suç olarak düzenlenmesi ve bu düzenlemelerin hayata geçirilmiş olması, Finlandiya’nın İsveç’ten ayrıştırıcı, olumlu anlamda ayrıştırıcı bir duruma gelmesine sebebiyet vermiştir.” dedi.

Finlandiya’nın NATO’ya üye başvurusundan sonra Helsinki’de parlamento önüne toplanan yüzlerce insan, “NATO’ya Hayır, Barış’a Evet!” diyerek eylem yapmıştı. Finlandiya halkı NATO’ya katılmaya hayır diyor. Ancak “sosyalist” milletvekilleri zahmet edip meclis genel kuruluna katılıp bir hayır demeye eriniyorsa parlamento ne işe yarayacaktır diye sormak gerekiyor.

KATEGORİLER