ABD’ de Banka İflasları ve Sistemin Kırılganlığı – V. U. Arslan

ABD’ de Banka İflasları ve Sistemin Kırılganlığı – V. U. Arslan

ABD, bankacılık sistemi son 15 yılın en büyük iflaslarıyla çalkalanıyor. The Slikon Valley Bank’ın iflası ABD tarihinin en büyük ikinci bankacılık iflası oldu. Peş peşe üç bankanın iflasının ardından tedirginlik tüm piyasaları sardı. Şimdi hemen herkesin aklında Lehman Brothers’ın iflasıyla sembolleşen 2007-2008’deki küresel mali krizin bir benzerinin yaşanıp yaşanmayacağına dair sorular uçuşuyor. Belki henüz bu noktada değiliz; ama 2008’den sonraki bu en büyük iflaslar, sistemin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

Bütün batış öykülerinin arkasında finansal balonların gazı olan sıcak ve ucuz paranın çekilmesi yatıyor. ABD Merkez Bankası (FED) ekonomiyi yavaşlatmak, enflasyonu düşürmek ve bu arada daha iyi ücretler için grevlere başlayan işçileri durdurmak adına faizleri yükseltiyor ve parasal sıkılaştırmaya gidiyor. Ama diğer taraftan uygulanan bu mecburi tedavinin yan etkisi olarak spekülasyonla yol alan banka ve şirketlerin can suyu kuruyor. Bu da iflasları kaçınılmaz kılıyor.  

Batış dalgası Silvergate Capital adlı bankayla başladı. Bu banka kaynaklarını FTX kripto borsası aracılığıyla kripto piyasasına yatırmıştı; ama FTX geçtiğimiz Kasım ayında iflas etmişti. Böylece banka yüz milyonlarca dolarını kripto piyasasında batırdı. Ayrıca bu banka, varlıklarının büyük kısmını da hazine kağıtlarına yatırmıştı. Gelgelelim faizler yükselince bu kağıtların değeri düşer. Çünkü tahvilin ödediği sabit faiz oranı düşük kalır ve cazibesini kaybeder. Eğer tahvil sahiplerinin nakde ihtiyacı varsa o zaman büyük zararlar oluşur. Dünya çapında bankalar tahvil piyasasında potansiyel olarak 600 milyar dolar zararla karşı karşıyalar. Eğer nakde sıkışanlar bu kağıtları satmak zorunda kalırlarsa bu zararlar realize olacak ve iflas dalgası büyüyecek.

Silicon Valley Bank (SVB)’nin hikayesi tam da bu durumla ilintili. Banka topladığı 85 milyar dolarlık mevduatı güvenli liman olarak görülen mortgage tahvillerine ve hazine bonolarına yatırmış. Ama FED faiz oranlarını yükseltince SVB’nin satın aldığı kağıtlar 12 milyar dolar daha az değerli hale geldi. Bunu gören mudiler paniklediler ve birkaç saat içinde milyarlarca doları hesaplarından çektiler bu da SVB’nin sonu oldu. SVB’nin batışı küresel krizin başladığı yıl olarak kabul edilen 2008 yılından bu yana yaşanan en büyük banka iflasıdır.

SVB’nin batışı aynı zamanda teknoloji sektöründe düşen kâr oranlarının dışavurumudur. Kâr oranlarının düştüğü teknoloji sektöründe çıkış yakalamak isteyen en riskli girişimlerin finansmanına büyük kaynaklar aktarıldı. Ne var ki FED’in faiz oranlarını yükseltmesiyle bu finansman kaynakları kurudu. İşte bu yüzden ABD’de iktidarda olan Demokrat Parti yetkilileri SVB’nin kurtarılmasını Çin’e karşı olan rekabette bir ulusal güvenlik meselesi olarak pazarlıyorlar. 

SVB’yi Signature Bank izledi ve iflasını açıkladı. Türkiye’deki karşılığı TMSF olan Amerikan Federal Mevduat Sigortası Fonu (FDIC), durumu kurtarmak üzere bu bankaya kayyum atadı. Böylelikle panik havası yatıştırıldı ama bütün zararı devlet üstlenmiş oldu. Görüldüğü gibi bankerleri ve zenginleri korumak için para her zaman bulunuyor.

Kapitalizmin temsilcileri de sistemdeki yapısal sorunları itiraf etmek durumunda kalıyorlar. Deutsche Bank’ın küresel temel kredi stratejisi başkanı Jim Reid’in şu sözleri bu durumun bir örneği: “SVB’nin sıkıntıları, tarihteki en büyük parasal sıkılaştırma döngülerinden birinin, tarihin en tersine dönen getiri eğrilerinden birinin, tarihteki en büyük teknoloji balonlarından birinin patlamasının ve özel sermayenin kontrolsüz büyümesinin bir birleşimidir.” (aktaran A.Yeşilada, Para Analiz)

Şimdilerde kapitalist çevreler, bulaşıcılığın hızı hakkında stresli günler geçiriyor. Bu tedirginlik hiç de boşuna değil. Marksist iktisatçı Michael Roberts, “SVB’nin başarısızlığı bir kereye mahsus olabilir, ancak finansal çöküşler her zaman en zayıf veya en pervasız olanlardan başlar.” diyerek tam da bu gerilimin nedenini ortaya koyuyor.

KATEGORİLER