Tren Kazası Değil Özelleştirme Katliamı
Yunanistan’ın Larisa kentinde önceki gün gerçekleşen tren kazasında ölü sayısı 57’ye ulaştı, 48 kişi yaralı ve 56 kişi hala kayıp. Kazanın ardaından ulaştırma bakanı Kostas Karamanlis istifa etmişti.
Trajik kazanın ardından Atina’da büyük bir eylem gerçekleşti. Eyleme vahşice saldıran polis güçleri çok sayıda eylemcinin yaralanmasına neden oldu. Yunanistan emekçileri öfkeli çünkü 2008 krizi öncesinde başlayan ve 2008 krizi ile büyük bir işçi sınıfı mücadelesi sahnesine dönüşen Yunanistan tam anlamıyla piyasacılığa terk edildi. Halk kitlesel biçimde yoksullaştırıldı, yaşam koşulları feci bir gerileme yaşadı. Milyonların HAYIR iradesine ragmen Syriza hükümetinin haydut Troyka’ya teslim bayrağı çekmesinin ardından ülkede kamusal yatrımlar gittikçe zayıfladı. IMF programının özelleştirmeci programının basıncı altındaki kamu kurumlarından biri olan demiryolları işletmesi de tüm bu yıllardan nasibini alarak kara teslim edildi. Bu hikaye, Türkiyelilere hiç de yabancı gelmeyecektir.
Syriza’nın büyük iflası sonrası Yunanistan’da sol, tarihsel bir kriz yaşıyor. İktidarda, 2019 yılında tek başına iktidarı alan Yeni Demokrasi (ND) iktidarda. Ana muhalefet partisi ise SYRIZA.
Trajik tren kazasını ve peşi sıra gerçekleşen eylemlere yönelik polis saldırısı üzerine Yunan Devrimci Marksist örgütü OKDE Spartakos’un yayınladığı bildiri; tren kazasının, Yunan egemen sınıfının nasıl ortak bir suçu olduğunu gözler önüne seriyor:
Kaza değil, kapitalist devletin toplu katliamı!
Bugün (01/03/2023, 18.30) Tempe’deki ölümcül tren kazasının ardından HellenicTrain ofislerinden (41 Sygrou Street & 13 Petmeza) ve Parlamentoya yapılan protesto yürüyüşünde devlet ve kapitalist sınıf, işçi sınıfına karşı işlediği bir başka suç daha işlemiştir. Geleneksel olarak özelleştirilmiş karayolu taşımacılığını tercih eden Yunan devleti, tarihinde temelde tüm ülkeyi kapsayan düzgün bir kamu demiryolu ağı kurmaya hiç özen göstermedi. Yıllar geçse de, tren yolu ağı yerinde saydı. Dahası, ülke genelinde hatların aşamalı olarak kaldırılmasıyla küçültüldü. Bugün, tren yollarının toplam büyüklüğü, Osmanlı İmparatorluğu’nun Makedonya ve Trakya’da biraz daha yoğun olduğu bir yüzyıl öncesine göre üçte biri oranında daha küçük. Son yıllarda ise düzenli çalışan tek hat Atina-Selanik tren yoludur. Ancak bu hatta da son yirmi yılda hükümetlerin modern, hızlı ve güvenli bir ulaşım için son yirmi yılda hükümetlerin çift asfaltlama ve elektrik sisteminin yenilenmesi gibi vaatlerine rağmen hiçbir ilerleme sağlanmadı. Tren yolu, yalnızca işçilerin ve yoksul halkın ihtiyaçları için yetersiz bir ulaşım aracına dönüşmekle kalmadı, aynı zamanda bir ölüm tuzağı haline geldi.
Kazayı anlık bir insan hatasına bağlamakta ne kadar hızlı davransalar da, birbirini izleyen hükümetlerin sorumlulukları şüphe götürmez. Hükümetler kamu sektöründeki kâr etmeyen kurumların yükünü kamuya yıkıp kârlı olanları özelleştirmeye açtı. ND ve PASOK geçici hükümetleri, OSE’yi (Demiryolu kurumu) yalnızca koordinasyonsuz bırakmakla kalmadı, aynı zamanda genellikle birbirleriyle rekabet halinde olan şirketlere (OSE, ERGOSE, GAIAOSE, TRAINOSE, EDISY) böldü.
Memorandum hükümetleri kendilerini özelleştirmelere adadılar ve SYRIZA hükümeti TRAINOSE’u (şimdiki Hellenic Train) o kadar komik bir fiyata (45 milyon Euro) sözde atıl durumdaki hatlar sebebiyle İtalyan demiryollarına sattı ki, bu para, sonraki ND hükümeti tarafından oylanan yıllık hibe bütçesi kadar bile değil. Şirket, bu saçma hesapların karşılığı olarak yapılacak olan yatırımlarla halkın bu parayı geri alacağını iddia ediyor.
Tüm bu süreç boyunca hükümetler hat işaretlemelerini, güvenlik önlemlerini ve kontrollerini ihmal ettiler. İstasyonların kapandığı, şubelerin kaldırıldığı, güzergahların kısaltıldığı, Patras banliyö treninin yılan hikayesine dönen Selanik Metrosu’ndan sonra yeni bir fiyaskoya aday olduğu, bilet ücretlerinin arttığı ve bunlara karşılık hükümetlerin tren yolu hatlarının temel çalışmasını bile doğru düzgün garanti edemediği bir dönemde meydana gelen bu kaza gökten inmedi.
Şirket, Altyapı ve Ulaştırma Bakanlığı, mevcut ND hükümeti, dünkü SYRIZA ve önceki tüm hükümetler bu suça ortaktır. Bunun bedelini ödeyecekler!
– OSE, herhangi bir tazminat olmaksızın ve emkeçilerin kamusal kontrolü ile yeniden birleştirilmeli ve yeniden kamulaştırılmalıdır
– Güvenli, modern ve yoğun bir demiryolu ağı için devlet yatırımlar yapılmalıdır.
– Kadrolu, iyi ücretli, iyi çalışma saatleri ile toplu personel alımı yapılmalıdır.
– Tüm işçi sınıfı ve yoksullar tabakalar için ucuz, kaliteli ve güvenli toplu taşıma sağlanmalıdır.
OKDE Spartakos