AKP-MHP’den Seçim Hesapları – Gökçe Şentürk
1 Ekim’de açılacak meclisin ilk icraatı yeni seçim yasası olacak gibi görünüyor. Daha doğrusu olmak zorunda. Yeni seçim yasasının bir sonraki seçimde uygulanabilmesi için seçimden 1 yıl öncesinde meclisten geçmiş olması gerekiyor. Yani erken seçim hesapları da dikkate alındığında AKP ve MHP için zaman daralıyor. RTE’nin açıkladığı ve Bahçeli’nin onayladığı yüzde 7 seçim barajı dışında seçim sisteminde yapılacak değişiklikler net değil.
İşte bunun bir başka sonucunu da iç siyasette olasılık dahilinde yapılabilecekler olarak görmek lazım. AKP-MHP arası gerilimler özellikle Soylu üzerinden kamuoyuna yansısa da öncelik, Cumhur ittifakının korunması ve varolanher iki parti için sürdürülebilmesinde olacak. Dolayısıyla Millet İttifakı’nı bölme ve Millet İttifakı’nın olası yeni ortaklarını uzaklaştırma taktiği iktidarın ilk tercihi. Seçim yasası meselesini buradan okumak lazım.AKP 19 yıllık iktidarının en zayıf dönemini yaşıyor; ekonomik kriz, afetlerle mücadelede beceriksizlik, işsizlik, salgının yeni bir dalga yaratma beklentisi, parti içi rahatsızlıkların sınıra dayanması, yönetememe görüntüsünün toplumun geniş kesimlerince aşikar olması… AKP bu görüntüyü tersine çevirebilecek araçlardan yoksun ama yine de manevra alanları mevcut. Mesela dış politikadaki u dönüşleri gibi.
Peki iktidar için neye yarayacak bu yüzde 7 seçim barajı? Açıkçası bu ‘sihirli formül’ denemeleri AKP gitsin-kalsın meselesinin ölüm-kalım meselesine eş değer görüldüğü bir dönemde temcit pilavı deyimini akla getiriyor. Özellikle MHP’nin HDP’ye seçim barajının yüzde 10 olması sebebiyle giden emanet oyları engellemek istediği gündeme gelmişti. Muhalefeti ‘barajla bölme’ yani yeni partilerin seçime ittifak dışında girmesinin barajın düşürülmesiyle teşvik edilmesi meselesi de iktidar cephesinden bir diğer boyut olarak göze çarpıyor. Fakat yüzde 7’nin bu anlamda ne kadar teşvik edici olacağı tartışmalı. Hem Deva ve Gelecek partilerinin şimdiye kadar yapılan anket sonuçlarında yüzde 7’ye zaten ulaşamadığı görülüyor hem de varlık zeminlerini Cumhur İttifakı’nın yenilgisine dayandıran bu partilerin barajın düşürülmesiyle anında ittifak projesinden döneceklerini beklemek çok gerçekçi görünmüyor. Bir de olası bir AKP-MHP ayrılığında MHP’nin baraj altı kalmamak için kendisini garantiye alması meselesi var ki onu da ilerleyen süreçte göreceğiz. Ayrıca iktidarın bugünkü sistemde varolan bir siyasi parti listesinden seçilen en az 20 milletvekilinin ayrılıp kendi grubunu kurmasının da engellenmesi, yeni seçim sisteminde olması beklenen bir diğer madde.
Özetle, iktidar sıkıştıkça yeni icat ve icraatlarla karşılaşacağız. Net olan tek bir şey var o da RTE’nin iktidarı bırakmamak için her seçeneği deneyeceğidir. Bu hesaplar içinde her zaman olduğu gibi sefalet ve açlık koşullarında yaşamaya mahkum edilen, asgari ücretin genel ücret haline getirildiği emekçi milyonlar için anlamlı bir değişim yok ve olmayacak. İktidar kendisini kurtarmak, muhalefet de düzenin normalleşmesi ve AKP ile işleyişi bozulan düzenin yeniden ayakları üzerine oturtulması için çabalıyor. Seçimleri beklemeden emekçi milyonların, geleceksiz gençlerin ve kadınların gerçek bir toplumsal dönüşüm için örgütlenmesi şart görünüyor. Biz tam olarak bunun için mücadele ediyoruz ve bu topluma karşı sorumluluk hisseden, bir şeyler yapmak isteyen herkesi emekten ve özgürlükten yana samimi bir mücadeleyi birlikte vermeye çağırıyoruz.