Zam Yağmuruna ve Yoksulluğa Karşı Mücadele Şemsiyesi – Av. Engin Kara

Zam Yağmuruna ve Yoksulluğa Karşı Mücadele Şemsiyesi – Av. Engin Kara

AKP’li bakanlar, mesela Süleyman Soylu, ve bizzat Erdoğan’ın “şahsı” her fırsatta ekonominin uçuşa geçeceği, Türkiye ekonomisinin güçleneceği palavraları atıp tutuyor. Ama gerçekte her gün neye zam geleceğinin tedirginliğiyle yaşar olduk. Ama unutmayalım ki kısa bir süre önce “ekonomi uçacak” masallarını en çok anlatan damat Berat’ın bu aralar nerelerde olduğu bile pek bilinmiyor. Hayatın gerçekleri, masalların karşısına dikilmekte inatçı.

Temmuz ayının ilk haftasında elektriğe %15 doğalgaza %12 zam yapıldı. Bu zamlarla birlikte elektrik son iki buçuk yılda neredeyse iki buçuk kat zamlandı. Hane elektriği tüketiminde Ocak 2018’de 100 kilovatsaat birimlik elektrik enerjisi için 40 TL civarında ödenirken şu an bu rakam 90 TL’nin üzerine çıkmış durumda.

Öte yandan enflasyon rakamları da tırmanışını sürdürüyor. Haziran ayı için açıklanan rakamlara göre tüketici fiyatlarında (TÜFE) enflasyon Haziran ayı içinde %1,94 yıllık bazda ise %17,53 oldu. Bu rakamlar Haziran ayı için 2018’deki hızlı artan enflasyon döneminden sonraki en yüksek enflasyon oranı oldu. Yıllık enflasyon oranı da yine aynı dönemde %20’lere sıçramadan önce kaydedilen son enflasyon oranıyla çok yakın. Bu rakamları, üretici fiyatlarındaki (ÜFE) daha yüksek artışla beraber düşündüğümüzde ilerleyen aylarda enflasyondaki tırmanışın devam edeceğini öngörebiliriz.

Bu tablolar uzun süredir hayatımızın olağan bir parçasına dönüştü. Gıda gibi pek çok temel tüketim ihtiyaçlarındaki pahalılaşma, enflasyon rakamlarından daha yüksek. Örneğin gıda enflasyonu pek çok sendikanın araştırmasına göre %20-30 bandında seyrediyor.

Pahalılaşma ve Yoksullaşmanın Sorumlusu Kim?

Hayat kendi kendine pahalılaşmıyor. Yoksullaşmak ifadesi de ülkenin büyük çoğunluğunu kapsasa da tamamı için geçerli değil. Birileri zenginliklerine zenginlik katarken milyonlarca emekçi daha fazla yoksullaşıyor. Yani makas giderek açılıyor.

Dolayısıyla terazinin bir tarafında pazara ya da markete gittiğimizde temel gıda ihtiyaçlarından bile kısmak zorunda kalan bizler, diğer tarafında ise sermaye sahipleri ile AKP iktidarı bulunuyor. Kapitalistlerin doymak bilmeyen kâr iştahı ekonomiyi krize sokuyor. AKP iktidarının işçi düşmanı ve sermaye dostu politikaları ise krizin faturasını emekçilere kesiyor. Ayrıca iktidarın basiretsiz ekonomi politikaları krizin ve emekçiler üzerindeki yükünün daha fazla artmasına yol açıyor.

Mücadele Şemsiyesinin Altında Birleşmek Zorundayız

Pahalılaşma ve yoksullaşma süreğen bir şekilde artarken biz emekçilere başka çare kalmıyor. Geçinmek, insanca yaşamak hatta pek çok durumda sadece yaşamak için mücadele etmek zorundayız. Ancak bu mücadeleyi tek tek bireyler olarak verme ve kazanma ihtimalimiz sıfırın bile altında.

Bu yüzden örgütlü bir sınıf mücadelesini büyütmek zamanımızın acil ihtiyacı. Artan yoksullaşmanın yaratabileceği büyük toplumsal mücadelelere hazırlanmak için şimdiden mücadelede öne çıkan kadrolarla devrimci bir sınıf hareketinin önsözünü yazmak gerekiyor.

KATEGORİLER