Elektrik Piyasası Kanun Değişikliği: Enerji ve Maden Şirketleri’ne Erken Yeni Yıl Hediyesi

Elektrik Piyasası Kanun Değişikliği: Enerji ve Maden Şirketleri’ne Erken Yeni Yıl Hediyesi

AKP iktidarının piyasa dostluğu malum. Özellikle söz konusu olan maden ve enerji şirketleri olunca iktidar bütün imkanlarını seferber etmekten çekinmiyor.

Dün meclis genel kurulunda kabul edilen Elektrik Piyasası Kanun teklifi ile iktidar maden ve enerji şirketlerinin yüzünü bir kez daha güldürdü.

Yeni yasa neler getiriyor?

  • Örneğin kanunun 5. Maddesinde yapılan değişiklikle maden şirketlerinin ruhsat sahalarının dışına “tedbirsiz ve dikkatsiz faaliyetler sonucu” taşması ceza kapsamından çıkarılmaktadır. Ayrıca bu şirketlerin 12 ay süreyle ruhsatsız faaliyet gösterebilmelerinin ve devlete olan borçlarının ötelenmesinin önü açılmaktadır.
  • Başkanlık rejimine geçilmesi ile birlikte kamu kurumları ve kaynakları üzerindeki kontrol mekanizmaları neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştı. Özellikle Varlık Fonu bünyesine alınan maden ve enerji alanındaki birçok kamu kurumu üzerinde ne Sayıştay denetimi yapılabiliyor ne de bu kurumların ekonomik faaliyetleri ile ilgili bilgilere ulaşabilmek mümkün. Değişiklikle birlikte bu denetimsizliğin çapı genişlemektedir.
  • Cumhurbaşkanına petrol, doğal gaz ve madencilik alanında faaliyet gösterebilecek ve piyasacı mantığa uygun bir şekilde denetim kapsamı dışında faaliyet gösterecek şirketler kurma yetkisi sağlanmaktadır.
  • Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) iktidar tarafından bu alana el atan şirketlere kaynak aktarmanın bir yoluna dönüşmüştü. Şimdi bunun kapsamı genişletilerek sermayedarlara karlı bir kapı daha açılıyor. Dahası kanun artık dereleri, köyleri, tarım arazilerini işgal eden yenilenebilir enerji yatırımlarının kontrolsüz bir şekilde artışı teşvik edilirken, çevresel zararı umursanmamaktadır. Yeter ki bu alanda yatırım yapan enerji patronlarının karları artırılabilsin. Yaşam alanlarının işgal edilmesine direnen köylülere uygulanan polis ve jandarma şiddeti devletin kimden yana saf tuttuğunu daha açık bir şekilde göstermektedir. Karadeniz’in derelerinin, Ege’nin tarım arazilerinin HES’lerle, JES’lerle neden yağmalandığını, burada yaşamlarını sürdüren ve geçinen yöre halklarına neden baskı uygulandığını; Giresun’da, Rize’de neden her şiddetli yağışın bir sel felaketini dönüştüğünü anlamak için bu mekanizmanın nasıl işlediğini anlamak şart.
  • Kanun değişikliğindeki bir başka fecaat lastik, çöp ve orman atıklarının yakılarak enerji elde edilmesinin yenilenebilir enerji kapsamına alınmasıdır. Bu halk sağlığının bir avuç patronun karı için satılmasıdır. Özellikle Kocaeli, Düzce ve Erzincan’da atık lastik yakma tesislerinin kurulacağı daha önce basına yansımıştı. Kocaeli gibi kanser oranlarının Türkiye’de en yüksek olduğu bir ilde bunun önünü açmak cinayetle eşdeğerdir. Fakat birilerine kar kapılarının önünü açıyorsa iktidar bunu neden gözardı etmesin ki?

AKP’nin enerji ve maden politikalarının sermayeye hizmet etmekten başka bir amacı yok. İstiyorlar ki akan bütün dereler; yeraltın ve üstündeki bütün doğal kaynaklar, rüzgarlar, güneş ışığı bir avuç patronun cebini doldursun. Kapitalist işleyişin değişmez kuralı burada da fütursuzca işliyor. Marks’ın sözünden hareketle gölgesini satamadıkları ağaç yaşamasın istiyorlar.

Yaşam alanlarımızı, doğal zenginlikleri sermayenin kar hırsına teslim etmemek için tıpkı geçmişte Bergama’da, Kaz Dağları’nda, Gezi’de olduğu gibi direnmekten başka şansımız yok!

KATEGORİLER