İşten Çıkartmalar Yasaklanıyor Mu? – Av. Engin Kara

İşten Çıkartmalar Yasaklanıyor Mu? – Av. Engin Kara

Bugün (8 Nisan) NTV’nin internet sitesinde yayımlanan bir haber gündeme düştü. Habere göre hazırlanan ve şimdilik işveren örgütlerine sunulan bir yasa taslağına göre işten çıkarmalar 3 ay yasaklanacak. Ücretsiz izne çıkartılan işçilere, iktidar işsizlik ödeneğinden günlük 39 TL 24 kuruş ödeme yapacak. Ancak şimdiye kadar yayılan haberdeki bilgiler alabildiğine muğlâk.

Ama konuyu netleştirmek açısından şu an için işten çıkarmaların yasaklanmasına dair resmi bir düzenlemenin olmadığını, tartışmanın sadece bu habere dayandığını söylemek gerekiyor.

NTV Ne İddia Ediyor?

Öncelikle haberde yasa tasarısını kimin hazırladığı bile yazmıyor. Ancak teklifin işveren örgütlerine sunulmuş olmasından ve NTV’nin “geliyor-oluyor” şeklindeki iddialı ifadelerden anlaşılan, taslağı hazırlayan hükümet.

İçerik konusunda haberde yer alan bilgiler şöyle:

  • İşten çıkarmalar 3 ay süreyle yasaklanacak.
  • Bu süre Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar uzatılabilecek.
  • Ücretsiz izne çıkartılan işçilere, iktidar, işsizlik fonundan günlük 39 lira 24 kuruş ödenecek. (Haberde başka bilgi verilmemiş ancak 30 gün üzerinden hesaplama yapılırsa aylık 1.177 TL oluyor)
  • 15 Mart tarihinden sonra işten çıkarılan ve yasal olarak işsizlik maaşı alamayanlara da günlük 39.24 TL ödenecek

AKP, İşten Atmaları Yasaklayabilir Mi?

Evet. Bunu yapabilir ve görülen o ki yapmaya hazırlanıyorlar. Ama yine bunun sebebini dikkatli bir şekilde incelemek ve kavramak zorundayız.

Koronavirüs salgınının pandemiye dönüşmesinden bu yana, sadece AKP değil, dünyanın dört bir tarafındaki emperyalist ve kapitalist hükümetler, tek dertlerinin piyasayı korumak olduğunu sözleriyle ve eylemleriyle defalarca ortaya koydu.

Ancak kapitalist piyasayı korumak, bu tabloda sadece sermaye gruplarına sağlanacak maddi fırsatlarla başarılamaz. Milyonlarca emekçinin işinin kaybetmesi hem üretimin hem de pazarın daralması anlamına geleceğinden, kapitalistler açısından krizin derinleşmesi devam ediyor olacak.

Bunun için AKP’nin işten atmaları geçici süreyle askıya alması mümkün. Ancak bu durumda işten çıkarılmayan işçilerin, kâğıt üzerinde devam eden iş sözleşmelerinin fiilen askıya alınmasından, yani ücretsiz izin dayatmasından kaynaklı olarak yoksulluğa ve dahası kelimenin gerçek anlamıyla açlığa mahkûm edilecek olması, iktidarın keyfini bile kaçırmaz. Bu konuda yapıp yapabilecekleri, asgari ücretin yarısından daha az bir ödeme getirmek olacaktır, NTV’nin haberi de bunu söylüyor.

Asgari ücretin kendisinin bile açlık sınırının altında olduğunu hatırlatmaya gerek var mı? Asgari ücretin, temel gündelik ihtiyaçlar dikkate alınarak belirleniyor olduğunu da dikkate alırsak, yapılacak 39,24 TL’lik günlük ödemenin hiçbir şeyi çözmeyeceği ortada.

Dahası, bu ödemenin de işsizlik ödeneğinden yapılacağı söyleniyor. Yani hükümet, işçiler için yine tek kuruş ayırmadan, tersine işçilerin ücretinden yapılan kesintilerle toplanan işsizlik ödeneği fonunun musluklarını açacağını görüyoruz.

Söylenti, İşten Atmaları Hızlandırabilir

Haberlere düşen bu iddialar, işverenlerin “böyle bir yasak gelecekse elimizi çabuk tutalım” diyerek önümüzdeki günlerde işçi çıkarmaya hız vermesi beklenebilir. Şimdilik buna dikkat çekmekle yetinelim.

İddialar Mümkün, Ama Yeterli Değil, Çözüm Hiç Değil!

NTV’nin muğlâk haberinin içeriğinin doğru olması mümkün. Hatta ötesinde hükümetin bir yerde bunu yapmak zorunda kalacağını da söyleyebiliriz. Yani böyle bir düzenlemenin gelmesi neredeyse kaçınılmaz.

Ama yine de iddia olunan düzenlemenin pek bir şeyi çözmeyeceğini görmek gerekiyor. İşten çıkarmaların yasaklanması denen şey, zorunlu ve olağanüstü ücretli izin hakkının tanınmadığı koşullarda; işverenin işi devam ettirmesi koşullarında işçiler salgına, ücretsiz izin dayatmasının uygulandığı koşullardaysa yoksulluğa ve açlığa mahkûm edilmesi anlamına gelecek.

Hakiki Bir Çözüm İçin İşçi Sınıfının Mücadelesinden Başka Yol Yok!

Hem zorunlu olmayan sektörlerde salgın riskini engellemek için üretime ara verilmesi, hem işten atmaların gerçekçi bir şekilde engellenmesi hem de üretimin durduğu yerlerde ücret garantisi sağlamak için işçi sınıfının mücadelesinden başka güvenebileceğimiz bir yol yok!

Bunun için işyeri işyeri, sektör sektör, bölge bölge örgütlenmek ve haklarımızı, taleplerimizi bileklerimizin gücüyle kazanmak zorundayız. Başka yol kalmadığı gibi fazla zamanımızın kalmadığını da hatırlatmak isterim.

AKP, Neden İşveren Örgütlerine Gidiyor?

Milyonlarca işçiyi ilgilendiren acil bir gündemden bahsediyoruz. Ve iddia o ki bu konuda bir yasa tasarısı hazırlanıyor ama bu tasarı işçi örgütlerine değil işveren örgütlerine (NTV’nin haberindeki ifadeyle “iş dünyası örgütlerine”) götürülüyor.

Bunda abes bir durum yok. Zira son haftalarda defalarca tanık olduğumuz üzere, AKP’nin tek derdi sermaye gruplarını, kapitalist piyasayı ve bir bütün olarak sermaye düzenini korumak. Birkaç hafta önce ilan ettikleri “Ekonomik İstikrar Kalkanı” bunun en çarpıcı göstergesiydi: Sermayeye kıyak emekçiye kazık atılmıştı. Dolayısıyla iktidarın böyle bir düzenlemeye niyetleri varsa, gerçekten de bunu işçileri dikkate bile almaksızın, sadece işveren örgütleriyle uzlaşarak getirmek isteyeceklerdir.

 

KATEGORİLER
ETİKETLER