KİT'lerde Taşeron AKP'yi Zorluyor
Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın basın mensuplarından gelen “Taşerona kadro düzenlemesinde KİT’lerin durumu ne olacak?” sorusu üzerine yeni açıklamalar yaptı. Erdoğan “KİT’ler ve BİT’ler, bakın bu konuda yanlış bilgilendirmeler var. Biz KİT’lerde de BİT’lerde de şu anda çalışanların durumu neyse taşeronda olanların durumu da aynen onların durumuna dönecektir. Zira bizim buradaki operasyonumuz aradaki adeta komisyoncuyu kaldırmaktır ve bunları kaldırarak nasıl ki KİT’ler şu anda mevcut elemanlarını belli bir şekilde değerlendiriyorsa, BİT’ler nasıl değerlendiriyorsa şimdi bu taşeronda olanlarda bu şekilde yapılacak, imkânlarla birlikte oranın elemanı olacak” açıklamasında bulundu. Yıldırım’ın açıklaması ”KİT’lerin mülkiyeti Hazine’ye bağlı. Hazine, KİT’te taşeron olarak çalışanlara kadro verecek, ihtiyaçları oranında da açılan kadrolarda uzun süredir KİT’lerde hizmet veren ve taşeron olarak tabir edilen vasıflı elemanlar istihdam edilecek. Böylelikle sorun çözülmüş olacak. Düzenleme etap etap gerçekleşecek ve hemen başlayacak.” şeklindeydi.
Şeker fabrikalarında kadro talep eden işçiye Erdoğan “Ne kadrosu yahu, çalışıyorsunuz işte” şeklinde cevap vererek hiç oralı olmadığını göstermişti.
İki açıklama da KİT’leri kapsamayan taşeron düzenlemesinde KİT’lere kayıtsız şartsız kadro söyleminden uzak olmakla birlikte süreçte tam olarak nasıl bir işleyiş olacağının cevaplarını da vermemekte.
TAŞERONA KADRO
Taşerona kadro düzenlemesi 685-696 sayılı KHK ile açıklanmıştı. Güvencesiz ve ucuza çalışmayı yaygınlaştırmak üzere taşeron çalışma AKP döneminde yükselişe geçti. 2002’den bugüne katlanarak artan taşeron işçi sayısı günümüzde 2 milyona yaklaşmış durumda. Taşerona kadro vaadi ise AKP iktidarının yıllardır kullandığı fakat çözüm sunmaktan uzak olduğu sözler. Yapılan bu düzenlemede de işçilerin kadro hakkını kazanması gerçek bir kazanım olsa da içerik olarak düzenleme işçilerin hayat şartlarına hiçbir değişikliği sağlamamakta.
İktidar, dönem dönem iç siyasette kendi çıkarlarını korumak ve bu kısmi kazanımları da siyasi ranta çevirmek için düzenlemeyi kullanıyor. Bir yandan 2019 seçimlerine giden yolda nabız yoklamaya çalışan bir yandan da binlerce emekçiyi ve ailelerini açlığa mahkum eden KHK’ları normalleştirme ve meşru gösterme aracı olarak AKP KHK yoluyla taşeron düzenlemesine başvuruyor. 2 milyon taşeron işçinin yalnızca 450 binini kapsayan bu düzenleme güvenlik soruşturması, arşiv taraması, kazanılmış haklardan feragat gibi yığınla engeli kadro talebi olan işçilerin karşısına set olarak çekmekte.
Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırımın son yaptıkları açıklamalar da kayıtsız şartsız kadro düzenlemesinden uzak. AKP tarafından 2019 seçimlerine giderken bir hamle olarak görülüyor. KİT’leri ve belediyelerde çalışan işçileri kapsamayan, ücretler ve sosyal hakların değişmeyeceği bu düzenlemeye karşı emekçiler her yerde gerçek bir kadro hakkını dillendirdikleri oranda AKP bu meşru talebi soğurmak için meseleyi “gündemlerindeymiş gibi” lanse edecektir. Ancak gerçek bir çözüm şimdilik ufukta görünmüyor.