Greta'ya Açık Mektup – Emre Güntekin
Sevgili Greta, 1 yıl kadar önce giriştiğin eylem bugün tüm dünyanın gündeminde. Tüm dünyada iklim grevi milyonlarca insanı sokağa çekiyor; artık yaşamsal bir problem haline gelen iklim krizine müdahale etmenin alternatif yollarını arıyor. Bugün için asıl önemlisi senin de simgesel olarak ön plana çıktığın bu hareketin ekolojik yıkıma karşı nasıl bir perspektifle yürüyeceği… Belki senin için acı bir gerçek olacak ama bugün sana kapı açıp kürsü verenler, senin başlattığın hareketi ehlileştirmek için maddi manevi her yolu deneyenler ekolojik kriz konusunda gerçek bir çözümden yana olmayacaklardır.
Kapitalist sistem kar üzerine kurulu bir düzendir ve her bir kapitalistin tek bir değişmez amacı vardır: Dur durak bilmeyen bir sermaye birikimi! Dünya üzerinde milyarlarca emekçinin emeğinin sömürüsünün de doğaya sınırsız bir hammadde kaynağı olarak rol biçilmesinin de temeli budur. Dolayısıyla ekolojik yıkıma karşı verilecek mücadeleler kapitalist sistemi hedeflemediği müddetçe gerçek ve kalıcı bir çözüm yaratamayacaktır.
Yaşın itibariyle önünde uzun bir gelecek var. Önünde seçebileceğin iki seçenek var: İlki kolay olan… Yaratılan rüzgara kapılıp, burjuva-liberal bir çevreci olarak yaşamına devam etmek. Bir ikincisi ise iklim krizinin asıl sorumlusu olan kapitalist sisteme karşı mücadele içerisinde yer alman. Doğup büyüdüğün ülke dünyanın birçok ülkesine göre bir çocuk için oldukça elverişli şartlar taşıyor olabilir. Ancak dünyanın hemen her yerinde senin kadar şanslı olamayan yüz milyonlarca çocuk var ve kaderleri savaşların, kıyımların yaratıcısı olan bu düzenin ortadan kalkmasına bağlı. Ortadoğu’da Afrika’da Güney Asya’da milyonlarca çocuk ülkendeki çocukların tahmin edemeyeceği koşullarda hayatta kalma mücadelesi yürütüyorlar. Türkiyeli devrimciler olarak Suriye’de iç savaştan kaçan çocukların buradaki kentlerin sokaklarında nasıl bir sefalet içinde yaşadığını doğrudan görüyoruz. Veya senin de ülkesindeki savaştan kaçarken umuda yolculukta yaşamını yitiren Aylan bebeği bildiğini varsayıyoruz. Aynı şekilde Filistin’de sayısız çocuk İsrail’in zulmü karşısında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Yemen’de yaşayan çocuklar Batı destekli Suud rejiminin yürüttüğü kirli savaş nedeniyle her gün açlık tehlikesiyle karşı karşıyalar. Afrika’da yaşayan milyonlarca çocuk kara kıtanın kara talihini açlık ve susuzlukla deneyimliyor.
Batı’nın iki yüzlü politikacıları, buna İsveç de dahil, örneğin katil Suud rejimini bir yandan eleştirir görünüyorlar, diğer taraftan ticaret hacimlerini artırmak için kırk takla atıyorlar. Bugün sana gülücükler saçan kapitalistlerin, dünyanın en ikiyüzlü insanları olduğunu unutmamalısın! Mesela bir zamanlar iktidar ortağı oldukları süreçte Yugoslavya’nın bombalanmasında rol alan Yeşiller Partisi’nin kirli siciline bakarak geçmişin derslerinden yararlanabilirsin.
Kısacası, ekolojik krizin çözümü kapitalizmin yarattığı diğer çelişkilerin çözümünden bağımsız değildir. Ekolojik yıkımın durdurulması, kadınların ve diğer ezilen kimliklerin kurtuluşu, hemen her alanda vahşileşen emek sömürüsünün ortadan kaldırılması, çocukların geleceğe güvenle bakabildiği eşitlikçi ve özgür bir dünyanın yaratılması, insanlığa her gün yeni acılar getiren savaşların bitirilmesi sadece ve sadece kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Bu yüzden başlattığın mücadele ancak bu hedefe yöneldiği ölçüde gerçekten tutarlı olacaktır.
Samed Bahrengi’nin Küçük Kara Balık öyküsünde olduğu gibi: Başlattığın mücadeleyi mantıksal sonuçlarına ilerletip, düzenin dayattığı sığ sulardan ayrılıp devrimci saflara katılırsan karşında kocaman bir deniz bulacaksın!