Referandum Köprüden Önceki Son Çıkış mı? – Çağın Erdinç
Bir süreçle ilgili “köprüden önceki son çıkış”, “son viraj”, “umuda açılan son kapı” gibi yorumlar yaparsanız, etrafınızdakileri motive edebilirsiniz fakat başarısız olmanız durumunda hamle üretme şansınız olmaz. Çünkü son çıkış kaçmıştır ve başka bir çıkış söz konusu olmadığı için, artık karanlığa mahkumsunuzdur. Bu yüzden, dili özenli kullanmak ve kelimeleri seçerek ifade etmek zorundayız.
Kimi Sosyalist çevreler “Köprüden önceki son çıkış” ifadesinin anlamını bildiği halde, referandum sürecini böyle tanımlıyor. İşte sorun da tam olarak burada başlıyor. İşçi sınıfına, toplumsal muhalefete önderlik etme iddiasında olanlar böyle bir ön kabulle yola çıkarak uzun vadeli hedefleri, kısa vadeli motivasyona tercih ediyorlar.
Sosyalistler asla kısa vadeli hedefler koymazlar. Mücadele içerisinde yenmek kadar yenilmek ve yenildikten sonra ayağa kalkmayı bilmek de var. Sürece dair bir söz, slogan ya da afiş kullanılacaksa, bu bilinçle kullanılmalıdır. Zira sözlerimiz, sloganlarımız ve afişlerimiz toplumla bağ kurmamızı sağlayan etkili araçlardan birkaçıdır. Bu bağı gündelik kaygılarla etkisiz bir şekilde kurarsak, söyleyeceğimiz sözlerin önemi 16 Nisan’a kadar geçerli olur. “Köprüden önceki son çıkış” sözünü kullanıyorsanız, “evet” çıkması durumunda siyasi varlığınız 16 Nisan gecesi fiilen bitmiş olur. Çünkü 17’sinde söyleyecek bir sözünüz olmaz.
Tüm Senaryoları Birlikte Değerlendirmek Gerekir
“Hayır” çıkacağı konusunda umutluyuz fakat velev ki “evet” çıktı. Bu durumda unumuzu eleyip eleğimizi asacak mıyız? “AKP nihai zaferini kazandı, dağılıyoruz” mu diyeceğiz? Elbette hayır! Bu ülkedeki toplumsal muhalefet damarı kolay kolay tükenmez. Sosyalist solun üzerinden 12 Eylül darbesi silindir gibi geçti fakat toplumsal muhalefet yine de darmadağın edilemedi. Bu coğrafyanın mücadele geleneği, bir günde kazanılmadı; bir günde de silinmez.
Ekim Devrimi gibi büyük bir başarı bile, yenilgiler serisinin ürünü. 1905 yenilgisinden sonra tekrar ve umutla ayağa kalkan Bolşevikler, tarihi baştan yazdı.
Tekrar söyleyelim: Bu, asla bir ön kabul değil. Referandumun, “köprüden önceki son çıkış” olarak görülmesine bir tepkidir. Bu süreçte izlenmesi gereken strateji, 16 Nisan’a kadar tüm enerjiyi ortaya koymak, örgütlenmek, mahallelere gitmek, kapı kapı dolaşmak olmalıdır. Strateji, 16 Nisan’la sınırlı olmamalı; “evet” ya da “hayır” çıkması durumunda, farklı hareket noktalarından mücadele sürdürülmelidir. Bu yüzden kullandığımız ifadeleri özenle seçmeli, “köprüden önceki son çıkış” gibi kısa vadeli saçmalıklara itibar etmemeliyiz.
Karşımızda, tek adama dayalı zayıf bir yönetim var. Uzun vadeli hedeflerle taktiklerimiz uyumlu hale gelir ve enerjik olursak mevcut süreç AKP için “köprüden önceki son çıkış” haline gelir. Uzun ve dikenli bir yoldayız. Etrafımızdakilere kestirme bir yolun olmadığını her fırsatta söylemek gerekir. Unutmayalım; özgürlük bedel ister.
bolsevik.org