Meclis Başkanı’ndan Bir Taşla İki Kuş – V.U. Arslan

Meclis Başkanı yeni anayasanın dindar bir anayasa olması gerektiğini söyleyip laikliğe yer verilmemesini salık verince gündemi bir anda belirleyiverdi. Belli ki bir taşta iki kuş birden vurulmak isteniyor. Peki laiklik çıkışıyla neler hedeflendi ve nelerin konuşulması istendi?

  • Gündem değiştirilerek Kilis’e yağan IŞİD roketleri gündemden düşürülmek  isteniyor
  • RTE’nin başında beri kafasında olan mevzu yanres 1i laikliğin tartıştırılması ve toplumun buna alıştırılması için düğmeye basılmış oluyor.

Toplumsal Muhalefet Gündem Belirleyemedikçe AKP İstediği gibi Top Çeviriyor!

Toplumsal muhalefet kendi gündemini yaratamaması sonucu AKP istediği gibi top çeviriyor ve muhalefet de bu topun peşinde dolanıp durmak zorunda kalıyor. İşte Meclis Başkanı’nın son çıkışının sonrasında da böyle oldu. Yeni anayasanın en büyük meselenin RTE’nin devlet başkanı olup olmaması meselesi olduğu biliniyor. Bu baş meseleyi halletmeye AKP’nin kendi başına gücü yetmiyor. CHP ya da MHP’den destek gerekirken ortaya atılan laiklik tartışması, sadece taktik bir önem arz ediyor. Yani daha da uzayacağı ve alineleşeceği gözüken Kilis gündemi değiştiriliyor ve bir yandan da laiklik tartışılabilir kılınmak isteniyor. Laiklik meselesi, türban vb. AKP’ye karşı Deniz Baykal döneminden beri en çok işlenen konu oldu ve sonuç ortada. Bu kısır noktaya takılı kalmak büyük bir tehdit oluşturuyor.

Laiklik En İyi Nasıl Savunulur?

Siyasal İslamın uzun soluklu rüyası, laikliğin aleyhine dinselleşmenin yoğunlaşmasıdır. Bu bilinen bir şey; ama “siyasal İslamla nasıl mücadele edilir” toplumsal muhalefetin esas sorması gereken soru budur? Bugün siyasal İslam’ın ana gücü pratikte RTE’nin şahsında cisimleşmiştir. Bu yüzden laiklik savunulacaksa bu, doğru politikalarla AKP ve RTE’nin köşeye sıkıştırmak ile olur.

Laik cephe- muhafazakar cephe kutuplaşması ister beğenin ister beğenmeyin RTE’nin istediği siyasi gerilimin ta kendisidir. Diğer taraftan laiklik en iy şekilde AKP’ye destek veren geniş emekçi kesimlerin desteği ve sempatisinin kazanılması ile savunulur. Gündemi biz belirlersek, Kilis, Soma, yoksulluk, yolsuzluk, Ensar vb’leri üzerinden ilerlersek önümüz açılacaktır. Yok hayır, Meclis başkanı’nın ortaya attığı lafla tüm gündemi değiştirmesine ve manüplasyon yapmasına alet olursak o zaman eski hikaye aynen devam edecek demektir.

Düşünsenize Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kilis’e atılan roketlerle ilgili hala şu şekilde demeçler verebiliyor: “Roketler yanlışlıkla düşüyor olabilir; ama bir kısmı kasıtlı atılmış olabilir.” Bu akıllara zarar açıklama bile AKP’nin bu konuda ne kadar yumuşak karınlı olduğunu ortaya koyuyor. İşte bizim tam da yapmamız gereken bu ve benzeri yumuşak karınlara vurmaktır. AKP’nin gündemine girmek yerine AKP’yi bizim gündemimizde savunma durumuna itmek zorundayız.

Sonuç

Eğer AKP tabanını kendimize çekemezsek RTE başkan da olur, anayasayı da değiştirir, laikliği de bırakmaz. Bu yüzden emekçileri yanımıza çekebilmemiz gerekiyor. Bunu CHP yapamaz, bunu laik cepheciler yapamaz, bunu yapsa yapsa devrimciler yapabilir.

bolsevik.org

KATEGORİLER
ETİKETLER