Mısır Halklarına Emperyalizmin Gömleği Dar Geliyor – Çağın Erdinç
Evvela 2013’ten bu yana Mısır’da yaşananları çok kısa hatırlayalım. Atlı polis birliklerinin vahşetine, biber gazı yağmuruna rağmen alanlardan çekilmeyen Mısır halkları önce Mübarek’i devirmişti. Talepler ve
pratik sınıfsaldı. Ancak devrimci öncünün yokluğu, örgütsüzlük, Mısır’ın gidiş yoluna emekçilerin müdahalesini engelledi.
Mübarek’ten sonra Mursi başa geçti. Sapığın önde gideniydi. 9 yaşındaki kızlarla evlenilmesinin önündeki yasal engelleri kaldırmaya çalıştı. Kadınların denize girmesini yasakladı. Hakkını yemeyelim! Mursi bazı haklar da verdi! Mesela ölen eşin cesediyle 8 saat cinsel ilişkiye girme “hakkını” anayasaya eklemeye çalıştı! Ardından kendi sapıklığını tüm Mısır halkına dayatmak adına yasaklarına devam etti. Muz alımını kadınlar için yasakladı! Kendisi muz yiyen kadınlardan tahrik olduğu için bu sapıklığı tüm topluma mâl etmeye çalıştı. (1) İşçi sınıfına saldırdı, patronları kısa sürede daha fazla zengin etti. Bu noktada bir parantez açalım. Tayyip işte bu uygulamalardan dolayı Mursi’yi çok sevdi. 17-25 Aralık sürecinde, yolsuzluklarda, hırsızlıklarda “Rabia” işareti yapıldı. Rabia işareti Mısır’da olduğu gibi Türkiye’de de hırsızlığın, işçi düşmanlığının ve sapıklığın simgesi oldu. Bugün Türkiye’de Mursi’nin uygulamalarına benzer sonuçlar yaşanmıyor mu? Bakınız, Ensar’da tecavüzcüler çocukları istismar ediyor, AKP tecavüzcüleri kolluyor.
Mısır Halkı Mursi’ye “Artık Yeter” Dedi!
Mısır halkı bu gidişe “artık yeter” dedi! Bir kez daha, bu kez 2013 yazında Tahrir Meydanı’nı dolduran kitleler, Mursi’nin istifası için alanları terk etmedi. Aynı zamanda Türkiye’de de diktatöre karşı isyan bayrağı açılmıştı. Tahrir ve Taksim’deki emekçiler sloganlarla birbirlerine selam yolladı. Mısır’da Müslüman emekçiler Cuma namazından çıkıp barikatlarda savaştı. Türbanlısı, başı açığı, Müslüman’ı, Ateist’i, herkes ortak zalime karşı birleşti. Taksim’de de Anti Kapitalist Müslümanlar Taksim Meydanı’nda namaz kılarken devrimciler onların güvenlik önlemini aldı.
Tüm bunların sonucunda Taksim’de ve Tahrir’de polis şiddeti ayyuka çıktı. Ancak halkların isyan dalgası muktedirleri de yaktı. İzmir’de AKP binası ateşe verilirken Tahrir’de Müslüman Kardeşler’in genel merkezi yakıldı. Genel merkezdeki bilgiler, belgeler ifşa edildi.
Fakat Tahrir’de süreç farklı işledi. Genelkurmay Başkanı Sisi taraflara süre verdi. Aksi halde askerî darbenin kapıda olduğu imâ edildi. Ve nihayetinde Sisi, yönetimi ele geçirdi. Sisi, emperyalizm için bir ara yoldu. Aksi halde emekçilerin radikal talepleri için Mısır’daki uygun zeminden yükselişe geçerek kapitalizm tehdit edilecekti. Halklar Sisi’yi ehven-i şer olarak gördü. Ancak dünden bugüne Sisi en az Mursi kadar kötü uygulamalara neden oldu. Sorunların çözülmesi bir yana, sorunlara yeni sorunlar eklendi. Gelir dağılımındaki uçurum arttı.
Kitleler Şimdi de Sisi’ye Karşı İsyanda!
Sisi’nin Sağlık Bakanı Maha Rabat, ilk icraat olarak devlet hastanelerindeki grevi yasakladı. Sisi’nin emekçi düşmanı politikaları dünden bugüne devam etti. Aralık ayında hekimlerin grevi Mısır’ı salladı. Doktorlar Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Reşvan Şaban yaptığı açıklamada, taleplerinin sadece maddi olmadığını, iş saatleri gibi doktorların hakları konusunda da sorunlar yaşadıklarını ifade etti.
Mısır Halkları Dün de Sokaktaydı!
Dün, Sisi’nin polisi bir seyyar satıcıyı öldürdü. Polis, çay içtiği seyyar satıcıya çay parasını ödememişti. Polis seyyar satıcıyı kurşunladı. Bunun üzerine kitleler sokağa döküldü. Halk polis aracını devirdi. Tepki çığ gibi büyüdü. Protestolar 4 büyük kente yayıldı. Eylemler hâlâ sürüyor. Yine bir parantez açalım. Tayyip artık Sisi’yle de iyi anlaşıyor. İslam Konferansı’nda eski dönem başkanı olan Sisi’ye bizzat teşekkür etti. Rabia unutuldu. Yeni zalimle kol kola verildi. Mesele zalimlik olduğunda, emperyalizmin tüm liderleri kol kola vermeye hazırdır. Siz bakmayın onların geçmişte kanlı bıçaklı göründüğüne!
Devrimci Öncü Sorunu
Troçki “İnsanlığın tarihsel krizi devrimci liderliğin krizine indirgenmiştir” diyor. Meseleyi daha güzel ve net anlatmak mümkün mü? Mısır halkının büyük bir enerjisi vardı. Hem Mübarek’i hem de Mursi’yi devirdiler. Ancak iktidar mekanizmasını ele geçirecek devrimci öncünün olmayışı, Mısır halklarının yerinde koşmasına neden oldu.
Bugün için İhvan ve IŞİD’in büyüttüğü İslamcı fanatizm, halkların yüzünü, Sisi’ye döndürmeye mecbur ediyor. Sina yarım adasından yükselen İslamcı fanatizme karşı alternatifsiz olan halklar, Sisi’nin elini şimdilik ciddi oranda güçlendiriyor. Buna karşılık sol unsurlar Sisi’nin cenderesi altında mücadelelerini sürdürmeye çalışıyor ancak sol ciddi anlamda zayıf.
Bugün Ortadoğu halklarının önünde tarihsel bir görev var. Ya devrimci öncüyü inşâ edeceğiz; ya da insanlığın can çekişmesine tanık olmaya devam edeceğiz. Arada bir yol yok! Mısır’ın, Suriye’nin, Türkiye’nin, Irak’ın, Afganistan’ın, Pakistan’ın ve nihayetinde tüm dünyanın kaderi buna bağlı. Mursi’yi, Tayyip’i, Sisi’yi devirebiliriz. Fakat alternatifimiz yoksa, devrimci öncümüz yoksa, yerine başka Sisi’ler, Mursi’ler, Tayyip’ler gelir! Tıpkı Mısır’da olduğu gibi!
bolsevik.org
(1) Alişer Darpolat, Mursi’yi Tanıyalım (Milliyet), Cengiz Çandar: “İslamcı Sapıklık” Karşısında “Cihat” Zamanı”, Mısır’da Mide Bulandıran Yasaya Sert Tepki (Hürriyet), Nekrofili Yasası (Radikal)