Diren Ha Diyarbekir Diren! – Çağın Erdinç
Amedspor Türkiye Kupası’nda kelimenin tam anlamıyla tarih yazdı. Bu başarı, sadece skorlar anlamında değerlendirilmemeli. Zira Amedspor sadece rakiplerle mücadele etmedi. Bu konuyu açacağız. Fakat öncelikle Amed’in Türkiye Kupası’ndaki başarılarını kısaca hatırlayalım.
Öncelikle, kendisine hiç şans tanınmamasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin isim değiştirmesiyle “oluşturulan” Başakşehir’in yer aldığı gruptan çıkmayı başardılar. Amedspor’un Başakşehir’le oynadığı son grup maçında bedelli askerlik yapan Semih Şentürk’ün beraberlik golü sonrasında Amed tribünlerine asker selamı vererek kendi “aklınca” Kürt halkına gönderme yapması maçın önüne geçen hareketlerden biri oldu.
Amed’in 2. Turdaki rakibi Bursaspor’du. “Spor otoriteleri” Amed’in turu geçme şansının sıfıra yakın olduğunu söyleyip durdu. Üstelik tek maç oynanacaktı. Ve bu tek maç Bursa deplasmanındaydı. Bursaspor deplasmanı Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe için bile her zaman çok zor bir deplasmandır. Milyon dolarlık takımlar bile, Bursaspor deplasmanından puan çıkarttıklarında ligin en zor virajını atlatmış sayarlar kendilerini. Örneğin lider Fenerbahçe, seyircisiz oynanan maçta Bursa deplasmanından 1 puan çıkartabildi.
Amed böyle zor bir deplasmana gidiyordu. Amed’e şans verenler oldukça azdı. Amed’in tur şansını mucizelere bırakmak için, il güvenlik kurulu da devreye girdi. Amedspor’un taraftarına deplasman yasağı getirildi. Amed, taraftarından yoksun çıktı Bursa deplasmanına. Bursa’nın stadyumunda yaklaşık 15 bin Bursasporlu taraftar takımını destekliyor, Amedspor nezdinde Kürt halkını hedef alan faşist tezahuratlar yapılıyordu.
Evet, Amedspor’un tur şansı çoğu kişiye göre mucizelere bağlıydı; ancak unuttukları bir şey vardı: Amedspor mucizelerin takımıydı. Deplasmanda Bursaspor’u 2-1 yenen Amed, Fenerbahçe’nin rakibi oldu.
TFF Amed’in yarattığı mucizelere tahammül edemedi. Amedspor’un kendi sahasında oynayacağı müsabakaya taraftarlar alınmadı ve maçın başka bir şehirde oynanmasına karar verildi. Bunca zorluğa rağmen Amedspor, Fenerbahçe’ye tam 3 gol attı. Maç 3-3 berabere bitti.
TFF’nin Amed’e yönelik öfkesi giderek artıyordu. Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu, Bursaspor karşılaşması sonrasında Deniz Naki’nin sosyal medyadan yayınladığı açıklamaya 12 resmi müsabakan men ve 19 bin 500 lira para cezası verdi. Cezanın gerekçesi “ideolojik açıklamalar” ve “sportmenliğe aykırı sözler” olarak belirtildi.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun “ideolojik ve sportmenliğe aykırı” bulduğu açıklamalara bakalım. Deniz Naki’nin Bursaspor maçı sonrasında yaptığı açıklama şöyleydi: “Böylesi zor bir dönemde halkımıza ufak da olsa umut ışığı olabilmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Amedspor olarak boynumuzu eğmedik ve eğmeyeceğiz de. Biz özgürlüğe olan inancımız ile çıktık sahaya ve kazandık. Çünkü biz özgürlüğe ve umuda fidanlarımızı ektik. Bizi yalnız bırakmayan bütün siyasetçilerimize, sanatçılarımıza, aydınlarımıza ve halkımıza teşekkürü borç biliyoruz ve bu galibiyeti topraklarımızda 50 günden fazladır süren zulümde hayatlarını kaybedenlere ve yaralılarımıza adıyoruz, armağan ediyoruz. Her biji Azadi (Yaşasın Özgürlük)”
Evet, Yıldırım Demirören’in TFF’si Deniz Naki’nin teşekkür yazısına 12 maçtan men cezası verdi. Ayrıca Deniz Naki, galibiyeti zulüm gören, katledilen Kürt halkına armağan ediyor, insanların ölmemesini umut ediyordu. Ne büyük suç ama!
Öyle ya, “insanlar ölmesin” mesajı vermek TFF için sportmenliğe aykırı davranışların başında geliyor. Bu yüzden, AKP’nin bir dediğini iki etmeyen kurumun Deniz Naki’ye ceza vermesine hiç şaşırmadık.
Aslında Deniz Naki’nin hedef olarak seçilmesi tesadüf değil. Birincisi, Deniz Naki Amedspor’un en etkili futbolcusu. Takımında Süper lig ve Avrupa deneyimi olan tek futbolcu. Amedspor’u kupada devre dışı bırakmak için Deniz Naki’nin oynamasını engellemek yeterli görüldü.
Deniz Naki’nin hedef seçilmesinin ikinci ve en belirleyici nedeni ise futbolcunun politik duruşu oldu. Hatırlayınız, Deniz Naki Gençlerbirliği’nde oynarken IŞİD sempatizanlarının saldırısına uğramıştı. Nedeni, Alevi olması ve devrimci duruşundan asla taviz vermemesiydi. Deniz Naki o saldırıdan sonra kulübünden ayrıldı ve Amedspor’a imzâ attı.
Deniz Naki’ye dün sokak çeteleri saldırdı; bugün TFF saldırıyor. Aradaki fark ne? Biri fiziki; diğeri psikolojik şiddet! Gerekçe ne? Sokak çeteleri Alevi ve devrimci olduğu için saldırdı; TFF de aynı sebeple saldırıyor! Lâfı dolandırmaya hiç gerek yok: IŞİD zihniyeti AKP Türkiyesinde tüm devlet kurumlarına sirayet etmiştir.
Bakmayın siz TFF’nin özerk bir yapı olduğu yalanına. Dedik ya, Yıldırım Demirören’in TFF’si Tayyip’in bir dediğini iki etmiyor. Çünkü Demirören o koltuğa siyasi nedenlerle oturdu. Beşiktaş’ı borç batağına sokan Demirören TFF Başkanı olduğunda, herkes bu şahsın AKP’nin sözünden çıkmayacağını biliyordu.
Demirören hakkında kısa birkaç bilgi verelim. Bu bilgiler ışında ne kadar bağımsız (!) olduğu daha net görülecektir. Bu şahıs, Tayyip Erdoğan’ı üzdüğü için hüngür hüngür ağlayan Erdoğan Demirören’in oğludur. Yıldırım Demirören’in babasından hiçbir farkı yok! O da Tayyip’i üzmekten çok korkuyor! Bir dediğini iki etmiyor. Fazla “ideolojik”spor kulüplerini, futbolcuları, taraftarları “cezalandırmakta” hiç tereddüt etmiyor. Rabia işareti yapan Emre Belözoğlu’nu ideolojik bulmuyor; fakat Deniz Naki’nin yaptığı açıklamayı ideolojik bularak Naki’ye tarihi bir ceza veriyor. Tribünleri iktidarın güvenliği için boşaltmak anlamına gelen E bilet kararında ideolojik bir sorun bulmuyor; ancak “Van üşümesin” kampanyası çerçevesinde Vanlı depremzedeler için sahaya atkı atan Beşiktaş taraftarlarını, atılan atkılar nedeniyle cezalandırıyor!
Bu şahsın sıfatı, tribün lugatında “eyyamcıdır.” Yani; kişilere, olaylara, süreçlere göre farklı tutum alır. Örneğin Rabia işaretini takdir eder; zafer işaretini cezalandırır. Emre Belözoğlu eski Trabzonsporlu Zokora’ya “pis zenci” der, ceza almaz; Sahaya “çocuklar ölmesin” pankartıyla çıkan Amedspor’a ceza yağdırır. Kasımpaşa tribünleri “Recep Tayyip Erdoğan” diye tezahurat yapar, Beşiktaş taraftarı Kasımpaşalılara dönüp “Tayyip gelsin sizi kurtarsın” dediğinde TFF nezdinde kıyamet kopar!
Sonuç olarak Amedspor’un rakibi sadece görünen rakipler değil. Amed’in en büyük rakibi AKP ve onun taşeron kurumu TFF’dir. Bunca rakiple başa çıkmak kolay iş değil. Amedspor milyon dolarlık Fenerbahçe’ye 3 gol atarak aslında bu golleri hem AKP’ye hem de TFF’ye attı. Amed ikinci maçta Fenerbahçe’ye elendi ancak, Amed tarihi çoktan yazdı. Amed bu turnuvanın kazananıdır. Amed taraftarının hep bir ağızdan söylediği tezahurat, Amedspor destanının aynasıdır: “Diran ha Diyarbekir diren!”
Unutmadan, Fenerbahçe Amed rövanş maçı öncesinde “çocuklar ölmesin” mesajı paylaşan Fenerbahçeli Diego Ribas’a, Kadıköy’e aynı sözlerin yazılı olduğu pankart asan Fenerbahçe taraftarına da selam olsun. Tarih direnenleri yazacak, omurgasızları değil!
bolsevik.org
Marksist Bakış