8 Mart Ne Anlama Geliyor? – Derya Koca

8 Mart Ne Anlama Geliyor? – Derya Koca

İnsanlık tarihinde küçük bir azınlık, emeği ile geçinenlerin sırtından zengin olmaya başladığından bu yana kadınlar eziliyor. Yani kadının ezilmesi ve toplumsal cinsiyet rolleri ile toplumun yönetilmesi yüzyıllardır var. Sömürü ile toplum iki farklı çıkar grubuna bölündüğünden beri sömürücülerin çıkarı hep kadının ezilmesinin devamından yana oldu. Toplumun düşüncesini de yönlendirenler, bu düzen böyle sürsün diye topluma ‘kadınların yeri evdir’ diye anlattı durdu. Eski düzenin toprak sahipleri,  topraklar bölünmesin ve zenginlikleri elden gitmesin diye kadını insan yerine bile koymadılar: kadın bir mal gibi alınıp satıldı, çocuk yaşta evlendirildi, töre dedikleri cinayetlerde öldürüldü, hiçbir sözü ve hakkı olmadı. Toprak zenginlerinin çıkarları, bu çürümüş düzeni o günün toplumuna ahlak diye öğretti. Bugünkü kapitalist düzen, yani bugünkü ücretli kölelik düzeni ortaya çıktığında da patronlar kadınların bu ezilmesinden kar etmeyi öğrendiler.

Kapitalizm ilk ortaya çıktığında en ağır işlerde bile kadınlar ve çocuklar yarı fiyatına çalıştırılıyordu. Evde ise kadınları çocuk ve hasta bakımı, temizlik ve yemek gibi işler “bekliyordu”.  Hem erkek işçinin ertesi gün işte uzun saatler sömürülebilmesi için temizlik ve yemek işleri kadının üstüne yıkılıyor hem de kadınlar yine patronlar için gelecek işçi kuşaklarını bedavaya yetiştirmiş oluyordu. Bugün düzen aynı şekilde işlemeye devam ediyor. Topluma dayatılan cinsiyetçi fikirler sonucu kadına yönelik aşağılama, baskı, şiddet yaşanıyor.

Elbette bu köleliğe karşı tarihte mücadele edenler de hep var oldu. Eşit işe eşit ücret, sendikalaşma hakkı, kreş hakkı, yemekhanelerin ve bakım evlerinin kurulması, kürtaj hakkı, oy hakkı, boşanma hakkı büyük sınıf mücadeleleriyle kazanıldı. Tüm bunları mümkün kılan asıl büyük zafer ise 1917’deki Ekim Devrimi oldu. Kadınların ezilmesinin maddi zeminini yok eden sosyalist devrimin kazanımları hala kadınların eşitlik mücadelesinin aşılamayan zirvesidir.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihi, işçi kadınların mücadelesi ile yazıldı. 1850’li yıllar, tüm ABD’de işçi hareketlerinin yükseldiği yıllardı. Kadın işçiler bu mücadelede hem eşit ücret hem de insanca çalışma ve yaşama koşulları için mücadele ediyordu yani “Ekmek ve Gül” için sesini yükseltiyordu. Kadını ve erkeği ile patronlar, kadını ve erkeği ile işçilere karşı büyük bir savaş başlatmıştı. 1857’de 40 bin kadın tekstil işçisi greve çıkmıştı. Polis saldırısının ardından kadın işçiler fabrika içerisine kilitlenmiş vaziyetteyken çıkan yangında 120 kadın işçi can verdi. Bu vahşi katliam, dünyanın her yerinde işçi ve sosyalist kadın hareketinde yankısını buldu. Her yıl Mart ayında eylemler düzenlendi.

8 Mart 1917’de kadınların ekmek talebi ile sokaklara dökülmesi ile Rusya’da işçi sınıfının iktidarı aldığı büyük Ekim Devrimi’nin kıvılcımı çakıldı. Böylece 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak tarihe kazındı!

Patronların çifte zincirlerinden, cinsiyetçiliğin boyunduruğundan kurtulmak için verilen eşitlik mücadelesinin günü!

Yaşasın emekçi kadınlar!

KATEGORİLER