Orta Amerika’da “Umuda Yolculuk”
Orta Amerika’da binlerce kişi yaklaşık iki haftadır ABD’ye doğru yürüyor. Honduras, Guetamala ve Meksika gibi bölge ülkelerinde artık yaşamı çekilmez kılan yoksulluk, suç oranının yüksekliği, uyuşturucu çetelerinin terörü bölge halklarını ABD’ye, sonu belirsiz bir yolculuğa çıkmaya zorluyor.
İki hafta önce Honduras’ın San Pedro Sulo kentinden 100 kişilik bir grupla başlayan “umuda yolculuk” Meksika’da 8000 kişiye ulaştı. Honduraslı bir kadın BBC’ye verdiği röportajda yolculuğa neden başladıklarını şöyle açıkladı: “ABD’ye ulaşmak rüyamız. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek vadetmek istiyoruz. Burada (Honduras’ta) iş bulamıyoruz.”
Böylesi bir yolculuk bölge halkları açısından hiç de kolay değil: Sokak çeteleri, insan tacirleri, aşırı sıcak hava, susuzluk, açlık… Göçmenler birçok sorunla baş etmek zorundalar. Öte yandan bütün bu maddi zorlukların yanında bölge ülkelerinin yönetimlerinin göçmenlere insancıl yaklaştığını söylemek imkânsız; özellikle ABD’nin. Göçmen karavanının büyüyerek ilerlemesinin ardından Trump Honduras ve Guatemala başkanlarını vatandaşlarını durdurmadıkları takdirde ABD tarafından yapılan para yardımını kesmekle tehdit etti. Kitlelerin önü önce Guatemala ordusu tarafından kesildi, Meksika sınırında ise Trump’ın talimatıyla Meksika polisi iş başındaydı. Göçmenlere biber gazı ve coplarla saldırdılar. Saldırıdan kaçmak için nehre atlayanlar arasında boğulanlar var ve hala kaç kişinin hayatını kaybettiğine dair kesin bir bilgi yok. Fakat bu kadarı da Trump yönetimi için yeterli gelmiş değil. Yürüyüşün devam etmesi durumunda Trump sınırı ordu birlikleri sevk ederek kapatacağını açıkladı.
Öte yandan Trump yaklaşan ara seçimler öncesinde, başkanlık seçimi kampanyasında olduğu gibi, ırkçı ve göçmen karşıtı söylemler kullanmaktan çekinmiyor. Kafilenin içerisinde suçluların, “kimliği bilinmeyen Ortadoğuluların” bulunduğunu söylerken; Demokratları da göçmenlere yardım etmekle suçladı: “Ne zaman bir kafile, ülkemize yasa dışı yollarla gelen ya da gelmeye çalışan insanları görseniz, acınası göçmen kanunumuzu değiştirmek için bize destek vermeyen Demokratları düşünüp suçlayın! Ara seçimleri unutmayın! Yasa dışı gelmeleri çok büyük haksızlık.”. Cumhuriyetçilere yakın medya organlarında ise göçmenlerin içinde IŞİDlilerin bulunduğuna dair kara propaganda yürütülüyor.
Son olarak başlayan göçmen hareketi bir ilk değil. İlk olarak 2011 yılında adam kaçırmalara karşı Meso-American Migrant Movement (Orta Amerika Göçmen Hareketi) önderliğinde başladı. Kitleler yürüyüş sırasında tehlikelerden korunmak amacıyla toplu bir şekilde hareket ediyor. Bu yıl biri Mart’ta olmak üzere iki büyük göçmen yürüyüşü gerçekleştirildi. Son yürüyüş eski Honduras milletvekili Bartolo Fuentes’in Facebook hesabından yaptığı duyuru sonrası daha da kitleselleşti. Fuertes, bu nedenle sınırdışı edildi.
Honduras’ta geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde sağcı devlet başkanı adayının hile yapması sonrası büyük eylemler patlak vermişti. 26 Kasım 2017’de yapılan seçimlerin sonuçları ilk açıklandığında Diktatörlüğe Karşı Muhalefet İttifakı Devlet Başkanı Adayı Salvador Nasralla önde görünüyordu ancak, ancak seçimleri son anda yüzde bir oranında bir oy farkıyla Sağcı Ulusal Parti lideri ve aynı zamanda devlet başkanı olan Juan Orlando Hernandes’in kazandığı açıklanmıştı. Muhalefet seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle sokaklara dökülmüş, çıkan çatışmalarda 5 kişi ölürken yüzlerce kişi yaralanmıştı. O günden bu yana Honduras’ta yüksek suç oranının yanı sıra siyasi istikrarsızlık halkı bunaltıyor. Devlet Başkanı Hernandes ve çevresindekilerin yaptıkları yolsuzluklar ayyuka çıkarken, kardeşi Juan Antonio Hernandes ve Güvenlik Bakanı Julian Pacheco’nun uyuşturucu trafiğini yönlendirdiği yolundaki bağlantılar açığa çıkmıştı.
Öte yandan Honduras’ta faili meçhul cinayetler, adam kaçırmalar ve kitlesel infazlar hayatın acı bir gerçeği. 2016 yılında 90 muhalif suikaste uğramıştı.
ABD yıllardır Orta Amerika’yı darbelerle, kontra güçlerle istikrarsızlaştırdı ve bölge halklarını yozlaşmış ve kanlı diktatörlüklerin kucağına itti. Ancak tablonun diğer tarafında emekçileri bekleyen şoven milliyetçi, göçmen düşmanı ve gerektiğinde şiddet uygulamaktan çekinmeyecek bir Trump yönetimi bulunuyor. Honduras, El Salvador, Guetamala ve Meksika halkları için göç etmek tek çıkış seçenek olarak görünse de bölge halklarının gerçek kurtuluşu ancak enternasyonalist bir devrimle mümkün olabilir.