Türkiye %51’i alanın her ÅŸeyi aldığı, %49’da kalanın ise avcunu yaladığı bir sürü seçim dönemi yaÅŸadı. İktidar tüm devlet olanakları, yandaÅŸ medya ordusu, baskı ve kirli siyaset tarzıyla istediÄŸini alırken muhalefet yine toplamda yarının biraz altında kalarak mutlak yenilgi almış oldu.Â
Oysa cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinin en azından ikinci tura kalacağına dair umutlar epey yüksekti. Muharrem İnce’nin popülist-merkezÂ
Sonuçları Nasıl Yorumlamak Gerekir?
AKP karşıtı muhalefet toplamda 16 Nisan 2017 referandumunu geçememiÅŸtir. Hatta referandumda AKP’li olup da HAYIR oyu veren bir kesimi gündeme getirecek ÅŸekilde 24 Haziran’da geçen yıla göre %1’lik bir gerileme olmuÅŸtur.
Muharrem İnce’nin yarattığı heyecanın AKP tabanını etkilemediÄŸi ortaya çıkmıştır. Referandumdaki HAYIR cephesindeki oylar bir cepten diÄŸer cebe kaymıştır. GeçmiÅŸteki seçimlere de damgasını vuran kimlik-kültür kutuplaÅŸması etkisini sürdürmektedir. Oy kaymaları son derece sınırlıdır. AKP ve MHP’nin kriz çarşıyı pazarı vurmadan seçimi çok erkene almalarının ne kadar etkili bir manevra olduÄŸu ortaya çıkmıştır. Bu sayede AKP ve RTE’nin kendi kitle desteÄŸini konsolide etmesi kolaylaÅŸmıştır. Â
Seçim sonuçları hiç de karanlık tünelden önceki son çıkış değildir. Zorlu süreçte sağlam durmamız gerektiği ortada. Diğer taraftan ülkelerin kaderlerinin sandıklarda tayin edilmediğini bilecek kadar tarih bilgimiz olmalı. Bu ülke sert esen şovenist rüzgara ve artan baskıya rağmen direnç kaynaklarını ortaya koyuyor. Bu dinamikleri AKP cephesi de net olarak görüyor zaten. Mesele bizim neler yapacağımızda.
AKP’nin Destek Tabanı Yoksullar
AKP irili ufaklı iÅŸveren çevrelerinden, esnaftan, köylülerden ve kent yoksullarından yoÄŸun destek almaktadır. Bunlar içerisinde en kalabalık grup kent yoksullarıdır. Her seçimde olduÄŸu gibi AKP’nin oyları yoksul bölgelere gidildikçe tavan yapmaktadır. Çankaya’dan Sincan’a ve AltındaÄŸ’a gittiÄŸinizde, Kadıköy’den Tuzla’ya Pendik’e vardığınızda RTE oy patlaması yapmaktadır. Bu tablo deÄŸiÅŸmeden hiçbir şeyin deÄŸiÅŸeceÄŸi yoktur. Emekçi yığınlar AKP’den nasıl kurtarılacak? Meselenin püf noktası budur! Bu noktada dinin ve niyaza dönüşmüş sosyal yardımların etkisini gerekçe göstererek kent yoksulların siyasal tavırlarının deÄŸiÅŸmez olduÄŸunu peÅŸinen kabul edenler fena halde yanıldıkları gibi çevreye umutsuzluk pompalıyorlar. Kent yoksulları içerisinde milyonlarca genç emekçi, hayatlarına dokunan, onların sınıfsal tepkilerini harekete geçirebilen bir siyasal alternatif ortaya çıktığında dönüşümler geçirecektir.Â
Bu anlamda AKP tabanı olan emekçi yığınlara ulaÅŸmak için iki politik alternatif var. İlki KK ve İnce’nin başını çektiÄŸi merkeze kayma stratejisi. Yani herkese boncuk dağıtan, “herkesi kucaklıyorum” tarzı. Esas olarak kültürel kodları referans alan bir tarz bu ve saÄŸdan oy kazanacağını umuyor. Yani “ben de her cumaya gidiyorum”, “Umre’ye gittim“, “benim de kardeÅŸimin başı kapalı” vb söylemler, seçim zamanı uçuÅŸmaya baÅŸlayan vaatlerle birleÅŸiyor… Ama deneyim ortada. Merkeze kayarak AKP tabanına hitap etme çabası iÅŸe yaramamaktadır, kemikleÅŸmeyi yumuÅŸatamamaktadır.Â
Politik söylemi doÄŸru ÅŸekilde keskinleÅŸtirmeden, bu söylemin gereÄŸini işçi havzalarında ve emekçi mahallelerinde aktif çalışmalarla tatbik etmeden iyi bir gelecek beklenemez. AKP’nin tabanındaki genç ve yoksul emekçiler, AKP ile CHP arasında sistemik bir fark göremiyor. Bu konuda zaten haksız deÄŸiller. Bu yüzden de sınıf çatışması gündemi domine edemediÄŸi oranda Afrin, ÅŸehitler, Kandil, terör, dış mihraklar, DiriliÅŸ ErtuÄŸrul, Müslüman alemi vb devreye sokuluyor. Bu ÅŸekilde RTE cephesi cephesi yoksul emekçileri kendi tarafında tutabiliyor, kimlik ve kültür kutuplaÅŸmasını güçlendirebiliy














