2015'te Türkiye'de Neler Oldu?
Yüce Divan Oylaması Fireli Geçti
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna konu olan AKP’li 4 eski bakan hakkında Yüce Divan oylaması 21 Ocak’ta yapıldı. Oylamada eski bakanlar aleyhinde bir kararın çıkması beklenmiyordu; sürpriz de olmadı. Ancak her türlü baskıya karşın oylamalarda 50’ye yakın AKP’li milletvekilinin fire verdiği görüldü. Bu durum, yolsuzluk iddialarının AKP’ye oy veren kitleler tarafından da kabul edildiğinin ve bir hoşnutsuzluk kaynağı olduğunun bir kanıtıydı; zaten Erdoğan da bu nedenle bu defteri bir an önce kapatmak istiyordu.
İnfal Yaratan Özgecan Cinayeti
11 Şubat 2015’te bindiği dolmuşta tecavüz girişimine direndiği için öldürülen ve yakılan Özgecan Arslan için Türkiye çapında eylemler yaşandı. Özgec an’ın öldürülmesi, AKP iktidarı boyunca kadına yönelik zirve yapan şiddet ve ölümlere karşı toplumsal bir
tepkinin sokağa dökülmesinin kıvılcımı oldu. Ülke çapında kendiliğinden gerçekleşen eylemlerde AKP’nin hız verdiği toplumsal muhafazakarlaşmanın kadına yönelik baskı, şiddet ve ölümleri artırdığına dikkat çekilerek AKP’ye karşı bir isyan yükseltildi. 3 Aralık’ta ise Özgecan Aslan davasının üçüncü duruşmasında karar çıktı: Ahmet Suphi Altındöken, Fatih Gökçe ve baba Necmettin Altındöken ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Edebiyatın “İnce Memed’i” Hayatını Kaybetti!
1 Mart günü dünya edebiyatının büyük ismi Yaşar Kemal, 14 Ocak’tan beri tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Edebiyatını halkın dertlerine açan Yaşar Kemal yazın hayatı boyunca bu davaya sadık kalabilen ender yazarlardan olmuştur. 2009’da Radikal Gazetesi’nden Cem Erciyes’le yaptığı röportajda genel olarak halkların kardeşliğine vurgu yapan ve Kürt halkının anadil talebinin son derece meşru olduğunu ifade eden Yaşar Kemal genç kuşaklara daha iyi anlatılabilmeli, eserleri genç kuşaklar tarafından iyi bilinmelidir.
Metal Fırtına!
Mayıs ayına grev dalgasıyla girdik. Bu dalga sınıf mücadelesinde deprem yarattı. Depremin merkez üssü Bursa’ydı, ama Kocaeli’nden Ankara’ya deprem dalgaları yayıldı. Mesele Türkiye sınırları ile kalmadı. Büyük patronlar sarsılırken Fransa’dan İtalya’ya kadar uluslararası sermayenin bile bu işten fena halde canı sıkılmıştı. Ancak bu deprem uzun sürmedi. Örgütsüzlüğün getirdiği “önünü görememe” dezavantajı, metal fırtınanın bir süre sonra dinmesine neden oldu.
Seçim Provokasyonları Diyarbakır’da Bombalı Saldırıya Dönüştü
HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde giden süreçte yarattığı dalga öyle rahatsızlık verdi ki çatışmaları tekrar başlatma
k için Mersin ve Adana’da HDP binalarının bombalanmasından sonra 5 Haziran’da HDP’nin Diyarbakır mitingine yönelik bombalı saldırı yaşandı.
7 Haziran’dan Koalisyon Çıktı
AKP’nin provokasyonlarıyla girilen 7 Haziran sürecinden AKP kan kaybederek çıktı. 7 Haziran seçimleri, 13 yıl sonra ilk defa AKP’nin tek parti iktidarına son verdi ancak bu durum çok uzun sürmeyecekti
. Tayyip Erdoğan bir süre konuşmadı. Herkes onun daha az konuşacağını düşünürken, o, “nasıl tekrar tek parti iktidarını kurarız” hesaplarının peşindeydi. Bu sessizliğin arkasından, bu bağlamda, çözüm sürecinin bitirilmesi ve çatışmaların başlatılması geldi.
Suruç Katliamı
IŞİD, 20 Temmuz’da Kobane’nin yeniden inşası için yürüttüğü kampanya çerçevesinde Kobane’ye geçmek üzere Suruç’ta bekleyen SGDF üyelerini katletti! Saldırı, SGDF üyeleri basın açıklaması sırasında aralarına giren bir intihar bombacısının üzerindeki bombayı patlatmasıyla gerçekleşti. PYD’ye ve Esad’a karşı IŞİD ve El Nusra gibi cihatçıları desteklemenin sonucu bu katliamdı. Cihatçıların ana üssü haline gelen Türkiye’de Reyhanlı’dan sonraki en büyük katliam, Suruç’ta sosyalist gençlere düzenlendi. Sonrasında çok daha büyük bir katliamla sarsılacaktık!
AKP Çözüm Sürecini Bitirdi; “Erken Seçim Katliamları” Başladı!
7 Haziran’dan istediğini alamayan AKP, HDP’yi geriletmek ve milliyetçi oyları alabilmek adına çözüm sürecini bitirdi. Yaz boyunca asker ölümleri üzerinden siyaset yapan AKP, etnik gerilimleri tırmandırdı. Bölgede halkın özyönetim ilanlarına karşı Silvan, Lice, Nusaybin, Sur ve daha birçok yerde yok edilmek istenircesine halk ağır saldırılarla karşı karşıya kaldı.
Aylan’ın Bedeni Üzerinden Siyaset Yapıp Mültecileri Yine Unuttular!
2 Eylül’de Muğla’nın Bodrum ilçesinden Yunanistan’a geçmek için iki saat arayla denize açılan kaçakların içinde bulunduğu iki ayrı lastik bot battı. Hayatını kaybeden 3 yaşındaki Aylan ve 5 yaşındaki Galip Kurdi kardeşlerin bedenleri üzerinden burjuva siyasetçiler prim yapmaya çalıştı. Hatırlayınız, o dönemde mültecilerle ilgili ne sözler vermişlerdi! Aradan birkaç gün geçtikten sonra her şey unutuldu. AB’den para sözünü alan AKP, artık mültecileri ne olursa olsun Avrupa’ya gitmekten alıkoymakla meşgul. O günden bugüne onlarca mülteci daha öldü. Kapitalist sistemin katletmek üzerine kurulu çarkları işledikçe mülteciler ölmeye devam ediyor!
Sözün Bittiği Gün: 10 Ekim
Tren garında iki canlı bombanın 3 saniye arayla patlattığı bombada 103 canımızı yitirdik. Katliamın failleri, AKP’nin bir eylemde bulunmadan (katliam yapmadan) hakkında işlem yapmayacağını beyan ettiği canlı bomba listesinden çıktı. Toplanma alanında yaşanan patlama sonrasında ambulansların alana TOMA ve çevik kuvvet polislerinin eşliğinde gelmesi, devletin safını bir kez daha gözler önüne serdi. Ambulanstan önce polisin katliam alanına gelmesine tepki gösterilmesi üzerine ise yaralıların bulunduğu alana biber gazlarıyla saldırıldı.
1 Kasım: İnsan Bedenleri Üzerinde Kurulan İktidar!
1 Kasım seçimlerine Suruç ve Ankara katliamları ile Kürt illerindeki katliam ve provokasyonlarla giren AKP, 7 Haziran’dan istediğini fazlasıyla aldı. Erdoğan, çoğunluğa hitap edebildiğini bildiğinden başından beri ayrışmaları kaşıdı ve kutuplaşmalara oynadı. Başından beri vurgulanan ve ardından da sahnelenen “biz gidersek kaos gelir, ülke karışır, ekonomi çöker” oyunu sağ seçmeni etkileyerek AKP’nin seçimden “zaferle” ayrılmasını sağladı.
Sınırda Rus Uçağı Düşürüldü
24 Kasım’da Ruslara ait Su-24 tipi savaş uçağı Türk savaş uçaklarından ateşlenen füze ile Türkmen Dağı bölgesine düşürüldü. Rus uçağının, uyarı dışında hiçbir angajman kuralı uygulanmadan kararlılıkla düşürülmesi Türkiye’nin bu eylemi için ABD ile anlaşmış olduğuna işaret kabul edildi. Rusya’nın Suriye’deki savaşa müdahalesinden rahatsızlık konusunda karşılıklı çıkarlar çerçevesinde ABD ile AKP anlaşmışa benziyor. Ancak Rusya, bu adımı AKP’nin yanına bırakacağa benzemiyor.
Can Dündar ve Erdem Gül Tutuklandı
26 Kasım’da MİT tırları haberleriyle ile ilgili ifade vermek için İstanbul Adliyesi’ne gelen Can Dündar ve Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara temsilcisi Erdem Gül, “şüpheli” sıfatıyla ifade verdikten sonra sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklandı. Bu olayın özeti tam olarak şudur: 31 Mayıs 2015 gecesi katıldığı TV programında Can Dündar’ı açıkça tehdit eden Erdoğan “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu” dedi. Erdoğan’ın sözlerini emir telakki eden “bağımsız hukuk” gereğini yaptı (!)
Tahir Elçi Katledildi
28 Kasım günü, Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare’de düzenlenen basın açıklaması sırasında kafasından vurulan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi yaşamını yitirdi. Tutuklamalarla sindirilemeyenlerin katledilmesinden çekinilmeyeceği böylece tekrar ortaya konmuş oldu.
bolsevik.org/ Marksist Bakış