14 Mayıs Sonuçlarını Nasıl Okumak Gerekir? – V. U. Arslan

14 Mayıs Sonuçlarını Nasıl Okumak Gerekir? – V. U. Arslan

Maalesef bu seçimde de kültürel-kimliksel değerler sınıfsal değerlerden baskın çıkmıştır. Emekçiler din, mezhep, milliyetçilik gibi kültürel değerlere ve bu bağlamda oluşan karşıtlıklara göre oy kullanmışlardır. Kimlik-kültür kutuplaşmasını kaşıyan RTE kazanmış, sınıf mücadelesini toplumun gündemine sokamayan sol kaybetmiştir. Neticede hayat pahalılığı ve artan yoksullaşmaya rağmen RTE 2018’e göre sadece 3 puan oy kaybetmiştir.   

2022 yılı ilerledikçe iki uğursuz gelişme kendini belli etmeye başlamıştı. Bunlardan ilki kontrolden çıkan hayat pahalılığına rağmen sokakların sessiz olmasıydı. Parlayıp sönen kimi küçük hareketler dışında kendiliğinden protestolar olmadığı gibi KESK ve DİSK gibi emek örgütleri ile sol-sosyalist cephenin ekonomik krize karşı anlamlı bir çalışması söz konusu olmadı. RTE’nin seçim zaferinde Millet İttifakı’nın burjuva karakteri kadar emek örgütlerini yöneten sözde sosyalistlerin de payı büyüktür.

Sosyal medyadaki “kanaat önderleri” ve dar kafalı köşe yazarları koro halinde AKP’ye yarar iddiasıyla sokak eylemlerini kötüledi, kitleler korkutuldu. Neticede sokak boşaldı. Enflasyonun %100’leri geçtiği sırada yaşanan bu sessizlik hiç de hayra alamet değildi. Çünkü eylem, grev, sendika, dernek, örgütlülük olmadan sol büyüyemez. Milliyetçiliğin ve mezhepçiliğin etkisi altındaki örgütsüz kent yoksulları ancak sınıfsal eylemlerden öğrenir, emekçilerin okulu mücadeledir. Sınıf bilinci bu şekilde ilerler. Eylemler olmazsa meydan sağa kalır. Nitekim meydan Erdoğan’a kaldı. O da seçim düzlüğüne girerken öteden beri kullandığı nefret dili ile kimlik ve kültürel kutuplaşmaları tırmandırarak kent yoksullarını kandırmasını bildi. 2018’den beri AKP karşıtı protestoları önlemeye çalışan Millet İttifakı cephesi şimdilerde faşist eğilimli Zafer Partisi’nin oylarını almak için çaresizce aşırı sağın retoriğini sahipleniyor. 

RTE’nin zaferini mümkün kılan bir diğer gelişme de RTE’nin “dış güçlerden” aldığı destekle ekonominin toptan çökmesini engellemesiydi. Rusya, Katar, BAE ve Suudlardan alınan ekonomik yardımlarla yeni bir kur atağı ve ekonomide çarkların durması engellendi. “Boş tencere hükümet götürür klişesi bu seçimde yanlışlandı” deniyor, ama bu iddia bariz bir analiz hatasıdır. Zira bu süreçte esnafta iflas dalgası, yaygın şirket iflasları ve kitlesel işsizlik yaşamadık. Bunlar yaşansaydı RTE seçimlerde aday bile olamazdı, bunu gayet iyi bilen RTE ve ekibi 2022 boyunca tüm kaynakları talan ederek ekonomide çarkları çevirdi, bir sürü tavizle dışarıdan dolar getirdi ve dövizi frenlemeyi başardı. Seçim sonrası oluşacak olan büyük ekonomik enkaz AKP için hiç önemli değildi.

Böylelikle kendisini seçim sürecine atan RTE bundan sonra sağ oyları kendisinde toplamayı bildi. Kürt karşıtlığı, Alevi karşıtlığı, LGBTİ+ karşıtlığı sonuna kadar kullanıldı. Aile, seccade, bayrak, vatan, İHA-SİHA, güçlü Türkiye, düşmanlar, terör vb üstünde tepinildi. Bunun için Kılıçdaroğlu hakkında sahte videolar bile üretip meydanlarda kullandılar. Türkiye adeta ülkenin koşullarını ve halkın durumunu değil, depremi değil; kültür-kimlik-yaşam biçimlerini oyladı. Bir tarafta şampanya içip domuz yiyen vatan hainleri diğer tarafta namaz kılan vatanseverler… Bu sayede halinden memnun olmayan geniş bir kesim “ötekine” karşı RTE’ye oy vermeye ikna oldu. Halinden memnun olmayan bu kesim milletvekili seçimlerinde ise sözümona AKP’yi cezalandırarak oyunu MHP ve YRP’ye verdi. Yani “ötekilerin” cephesine gitmediler.

SONUÇ

– Önümüzdeki süreç halkın yoksulluğunun artacağı zor bir süreç olacak. Önemli mücadelelere hazır olmalıyız. Örgütlü mücadeleyi büyütmek zorundayız. Umutsuzluğa yer yok. Unutmayalım ki sınıf mücadelesinin yasaları RTE’den büyüktür.

– Özgürlük emek ister. Emek harcamadan, risk almadan, örgütlü olmadan sadece oy vererek AKP’den kurtuluruz düşüncesi iflas etmiştir. Sızlanmanın kimseye faydası olmayacak. Ya dişe diş mücadele edilecek ya da kurbanlık koyun gibi kadere boyun eğilecek. Örgütlü olmadan, emek vermeden, sınıf mücadelesini yükseltmeden insanca bir yaşam olmayacak.

– Sınıf mücadelesi belirleyicidir. Kent yoksullarını kazanmadan mezhepçi, milliyetçi, kadın düşmanı bağnaz aşırı sağı yenilgiye uğratamayız. Bu yüzden emek radikalizmi bizim parolamızdır. Kimliksel ve kültürel solculuk tıkanmıştır ve özünde sağa hizmet etmektedir.

KATEGORİLER