Marksist Fikir Toplulukları Federasyonlaştı: Yarın Bizimdir!

Marksist Fikir Toplulukları, Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü Ahmet Taner Kışlalı Sanat Evi’nde gerçekleştirdiği kongreyle federasyon oluşumunu tamamladı. Kongrede “Yarın Bizimdir” mottosunu kullanan MFTF’nin bünyesindeki topluluklar şu şekilde sıralandı: ODTÜ, Boğaziçi, Ankara, İstanbul, Karadeniz Teknik, Akdeniz ve Hacettepe Marksist Fikir Toplulukları. MFT’nin henüz inşa edilmekte olduğu diğer üniversitelerden gelen yoldaşların da katılımı ile 120 delege kongrede oy kullandı. 21 yoldaş, politik-ideolojik noktalar ve çalışma raporları ile alakalı olarak sunuşlar gerçekleştirdi. MFT’nin iki tanıtım videosu izlendi; slogan, marşlar ve halaylarla çoşku en üst düzeye geçti. Kongrenin sonunda oybirliği ile ODTÜ MFT’den Derya Koca yoldaş, MFTF’nin ilk genel başkanı seçildi.

Bu Maya Tutmuştur

Devrim şehitleri için saygı duruşu ve okunan şiirlerle başlayan kongrenin açılış konuşmasını 2004’te ODTÜ’de ilk Marksist Fikir Topluluğu’nun kuruluşuna öncülük eden ve halen Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi olan Güneş Gümüş yoldaş gerçekleştirdi. Güneş yoldaş, 10 yıl önce çok sınırlı insan kaynağı ile yola çıkan MFT’nin bugün ulaşmış olduğu noktanın bu topraklarda devrimci Marksizm adına bir zirveolduğunu işaret ederek bu mayanın tuttuğunu vurguladı. “Daha da önemlisi şimdilik ulaşılan bu mütevazi zirvenin çok daha ileri noktalara taşınacağının gözükmüş olmasıdır.” Güneş yoldaş, MFT’nin kuruluşundaki prensiplerin bir kez daha altını çizdi: “Marksizmin Entelektüel otoritesini yeniden tesis etmek ve burjuva ideolojilerine karşı mücadele etmek için canlı teorik bir çaba içerisinde olmak ve bu doğrultuda ürünler vermek, sınıf mücadelesine aktif bir şekilde katılmak ve kampüslere sıkışmayarak, emekçi ve gençliğin mücadelesine nerede olursa olsun temel özne olarak katılmak…” Yoldaş, bu görevlerin yerine getirilmesi ile sosyalist solda yeni bir kuşağın devrimci Marksist bir güçle yetişeceğini ve Türkiye sosyalist solundaki Stalinist, Kemalist, sivil toplumcu post-modern çizgilerin de yenilerek son derece zaruri olan kabuk değişiminin de başarılacağının altını çizdi.

Ardından söz alan yoldaşlar, federasyonlaşmanın getirileri, AKP’nin yeni Türkiye’si, işçi sınıfının durumu, gençliğin durumu, solda ortak mücadele ve seçimler konusunda sunuşlar gerçekleştirdiler. Sunuşlarda öne çıkan noktaları şu şekilde özetleyebiliriz:

Akademik Mücadelede de Öne Çıkılacak

ODTÜ MFT’den Gökçe yoldaş, federasyonlaşmanın bir iddia göstergesi olduğunu vurgulayarak bundan sonraki görevin ülke çapında MFTF’nin tüm okullara yayılacak şekilde genişlemesi olduğunu belirtti. Ülkede üniversite gençliğini ekonomiyi canlandıracak nesneler olarak gören egemen sınıfın, kendisi için ne kadar büyük bir tehlike yarattığını fark edemeyecek kadar dar görüşlü olduğunu vurguladı. Diplomalı işsiz olmak ya da vahşi sömürü çarkları altında ezilmek durumunda olan üniversite gençliğinin, 1968 ile mukayese edilemeyecek bir sayısal güce ve bu oranda da toplumsal ağırlığa sahip olduğunun altını çizdi. Bu şekilde MFTF, üniversitelerden gelen güçle sınıf mücadelesine atılacağı gibi üniversite öğrencilerinin akademik mücadelesinin de taşıyıcısı olacağını vurguladı.

AKP Karşıtı Enerji Devrimci Kanallara Yönlendirilmeli

Ankara Üniversitesi MFT’den Turabi yoldaş, AKP’nin yeni Türkiye’sini betimledikten sonra toplumda biriken güçlü AKP karşıtı enerjinin potansiyelini vurguladı. Bu enerjiyi CHP’nin sistem içi kanallara yönlendirmeye çalıştığını, HDP’nin kendi müzakere gündeminin olduğunu, sosyalist diğer unsurlarınsa gerekli müdahaleleri yapacak bir enerji ve strateji yokluğu içerisinde olduklarını belirtti. Bu açıdan Marksist gençliğin bu enerji ve strateji yokluğunun panzehiri olması gerektiğinin altını çizdi.

MFT’ler İşçi Kavgalarında En Önde

Ardından kürsüye çıkan boğaziçi MFT’den Tilbe yoldaş, işçi sınıfının durumunu özetlediği sunuşunda Türkiye’de işçi sınıfının durumunun Engels’in 1845’te yazdığı İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu adlı kitabında betimlediği durumlara benzerliğine işaret etti. Sendikal bürokrasinin işçi sınıfı mücadelesinin önünde ciddi bir engel halinde olduğunu belirten yoldaş, KESK ve DİSK’in durumunun da acıklı olduğu söyledi. Diğer taraftan son dönemdeki Greif, Bedaş, Yatağan gibi işçi direnişlerinin yalnızlaşması ve yerelleşmesinin mücadelenin en büyük zayıflığı olduğunu vurguladı. Bunun için de ülke çapındaki direnişlerin koordine edileceği işçi meclislerinin oluşturulmasının hayati belirleyiciliği olacağını belirtti. MFT’lerin Beltaş’ta, Bedaş’ta, Kilyos’ta işçi sınıfı ile omuz omuza çalışmalar yürütttüğünü hatta bazen çalışmalarının ana eksenine bu mücadelelerin yerleştiğini vurgulayan Tilbe yoldaş, bu çerçevede elde edilen başarıların da altını çizdi.

Ardından söz alan İstanbul Üniversitesi MFT’den Engin yoldaş, gençliğin durumu konulu sunumunda Türkiye kapitalist sisteminin başarısızlığının kesin olduğunu, gençliğin bu sistemde geleceksizliğe mahkum olduğunu vurguladı. Eğitimli genç nüfusun mücadeleye aslında hazır olduğunu ama asıl ihtiyacın olanın bu mücadele için gerekli kanalların açılması olduğunu belirtti. Yoldaş, MFTF’nin bu göreve talip olduğunun altını çizdi.

Ezilenlerin Yanındayız

Akdeniz Üniversitesinden Vural yoldaş, Kobene’deki direnişi selamlayarak başladığı konuşmasında, Kürt ulusal hareketinin geçmişini kısaca özetledikten sonra, Kürt halkının da diğer ezilen halkların da yanında olduğumuzu; ancak ezilen halkların kurtuluşunun ancak sosyalist bir devrimle birlikte gerçekleşeceğini vurguladı, MFTF’nin önemli görevlerinden birisinin de şovenizme karşı mücadele olduğunun altı çizildi. Lenin’in ulusların kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde Kürt ulusal taleplerinin desteklenmesi gerektiği ve emekçi halk ile gençler içerisinde güçlü enternasyonalist damarlar yaratmak görevini üstleneceğimiz ifade edildi. Vural yoldaş diğer taraftan emperyalist kapitalist sistemin bu sorunu çözmeye muktedir olmadığını vurguladı. Etnik ve mezhepsel boğazlaşmaların yoğunca yaşandığı Ortadoğu coğrafyasında sosyalist bir çıkış yolundan başka bir alternatif bulunmamaktadır.

Ortak Mücadele Çabaları

Sosyalist solda ortak mücadele konusunda sunuş yapan Hacettepe Üniversitesi’nden Yahya yoldaş, Gezi İsyanı sonrasında çoğu kesimin bu ihtiyacı acil biçimde hissettiğini fakat, bu ihtiyacın karşılanamadığını belirtti. Bu çerçevede bir iddiası olan HDP‘nin, Gezi’de ve 17 Aralık sürecinde aldığı tavırla birleşik bir hareket için doğru adres olamayacağının kanıtlandığını söyleyen yoldaş, ardından Birleşik Haziran Hareketi için de görüşlerini açıkladı. BHH’nin temel sorununun iş yapmaması olduğunu belirten yoldaş, sadece forum düzenlemenin aktif ve gerçek bir mücadele niyetinin sorgulanmasını beraberinde getirdiğinin altını çizdi. BHH ve ÖDP’nin öncelediği diğer bileşimlerin aylar boyunca hiçbir somut mücadeleyi ortaya koymadığını ve bu inisiyatifin mevcut haliyle burdan bir şey çıkar mı diye merak eden yaşlı kuşak dışında gençliğe hitap etmesinin mümkün olmadığını belirtti. Bu konuda MFTF’nin önerisinin, somutlaşan konularda hedef koyarak Gezi’de harekete geçen geniş kesimlere hitap eden ortak enerjik kampanyalar örgütlemek olduğunu söyledi.

Seçimler konusunda rapor sunan KTÜ MFT’den Caner yoldaş, 2015 seçimlerinin AKP açısından ne kadar kritik olduğunu vurgulayıp sosyalist ortak adayların alternatifsizliğin önüne geçmek için önemli olduğunu belirttikten sonra bu konuda bir takım çekinceleri sıraladı. Örnek alarak geçen yerel seçimlerde ortak aday olarak Ankara’da Kaya Güvenç‘i aday gösteren sosyalist yapıların başarısız seçim çalışmalarına işaret eden yoldaş, gerekli samimiyet ve enerjinin dar grupçuluğun önüne geçebilmesinin önemini vurguladı. Diğer taraftan gerekli çalışmanın ortaya konmaması durumunda MFTF’nin gerekirse kendi adayını öne sürmesi gerektiğini belirtti.

Raporlar ve Kapanış

Sunuşlardan sonra her MFT’den temsilciler kendi üniversitelerinde ve diğer alanlarda yaptıkları çalışmanın raporlarını sundu. Böylelikle farklı deneyim ve başarılar bütün yoldaşlarca paylaşıldı. Bu süreçte mücadelenin ilerletilmesi ve Marksist gençliğin kitleselleşmesi ve toplumsallaşması için tüm kararlılığın ortaya konacağı ifade edildi.

…..

Kapanış konuşmasını yapan Derya Koca, MFT’lerin Federasyonlaşmasının AKP diktatörlüğünün karşısında gençliğin iddiasının bir sonucu olduğunu söyleyerek konuşmasına başladı. MFT’lerin sahip olduğu iddianın, kongredeki büyük enerjinin ve Devrimci Marksizmin siyasal ve moral üstünlüğünün AKP diktatörlüğünden başlayarak düzenin her türden pisliğini defedeceğinin altını çizdi. AKP’nin diktatörlüğünü pekiştirmek için çıkarmaya çalıştığı güvenlik paketi gibi hamlelerin diktatörlüğün korkularının bir sonucu olduğunu ifade ederken Marksist Gençliğin görevinin egemenlerin korkularının gerçeğe çevrilmesi olduğunu söyledi. Orta okul sıralarında nice Berkinlerin, üniversitelerde nice Ali İsmaillerin, fabrikalarda nice Ethem’in olduğunu; AKP’nin korkusunun kaynağının da buradan kaynaklandığı belirtildi. MFTF’nin Devrimci Marksizmin zirvesini oluşturan gençlik hareketi olarak tarihe geçtiğini ve yeni zirveler yaratmanın da bugünden itibaren zafere götürülmesi gereken bir görevi omuzlara yüklediğini söyledi. Günümüz emperyalist kapitalist sistemine de AKP rejimine de Kürt sorununa da tek çözümü sunan Sürekli Devrim programının ise bu görevin yerine gerçekleştirilebilmesi için tel yol olduğununu söyleyerek konuşmasına son verdi.

KATEGORİLER
ETİKETLER