Kılıçdaroğlu’na Saldırı AKP-MHP Provokasyonudur!
Bugün Ankara’nın Çubuk ilçesinde bir asker cenazesine katılan Kemal Kılıçdaroğlu’na faşist bir güruh tarafından saldırı düzenlendi. Saldırı sonrasında Kılıçdaroğlu bir eve sığınmak zorunda kalırken, evin etrafını saran linççi güruh saldırıyı burada da sürdürdü.
Bütün bunlar yaşanırken çevrede bulunan polis ve jandarma olayı sadece izlemekle yetindi. Normalde toplumsal muhalefetin en ufak bir eylemine yüzlerce polisiyle, TOMA’sıyla, gaz bombalarıyla, plastik mermileriyle saldıran polisin burada Kılıçdaroğlu’nu “korumak” için en ufak bir çaba harcamaması şaşırtıcı değil.
AKP iktidarı yıllardır toplumu derin bir kutuplaşma içine sürüklerken, CHP ve toplumun muhalif kesimleri üzerinde yoğun bir hakaret, kara propaganda ve şeytanlaştırma ablukası uyguluyor. İktidarın bütün sözcüleri ve Saray rejiminin yardakçısı MHP her fırsatta toplumun iktidara karşı olan özneleri ve muhafazakar-sağ kesimleri arasındaki düşmanlığı derinleştirecek söylemleri kullanmaktan çekinmiyor.
Ancak bugünkü saldırı sadece bu söylemler nedeniyle “vatani duyguları kabaran”, şoven rüzgara kapılan bir kitlenin işi değildir. Bizzat AKP-MHP bloku bu saldırının doğrudan örgütleyicisidir. Cenazeye katılan Hulusi Akar’ın “Çubuklu kardeşlerim mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz” söylemi, Devlet Bahçeli’nin “O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın?” ifadeleri başka türlü bir ihtimali mümkün kılmamaktadır. Köyde yaşayanlar ise saldırganların başka yerlerden gelenlerin olduğunu aktarmıştır.
AKP iktidarı yerel seçimlerde aldığı yenilgiyi hazmedememektedir. Yıllardır izlediği kutuplaşma politikasını yükselterek yaralarını sarmak istemektedir; ancak bu iktidarın yaşadığı gerilemeyi durduramayacaktır. Kılıçdaroğlu’na yapılan faşist saldırı gelecekte toplumsal muhalefet ayağa kalktığında karşılaşması muhtemel olan daha büyük saldırıların bir işaretidir. Hulusi Akar’ın sözünü ettiği mesaj budur.
Emekçi sınıflar AKP’nin bu politikasına sırt çevirmeli; asıl düşmana karşı laik-muhafazakar, Alevi-Sünni, Kürt-Türk demeden her türlü haksızlığa, hukuksuzluğa, saldırılara birlikte mücadele ederek cevap vermelidir.