Tekstil İşçileri Güç Birliği: Taze Ama Umutvar Bir Girişim – Engin Kara

Tekstil İşçileri Güç Birliği: Taze Ama Umutvar Bir Girişim – Engin Kara

Sendikal hareketteki tıkanma herkesin malumu. Sendikalar bürokratlaştı, işçilerin sözü dinlenmiyor… Anlatılabilecek tonla şey var bu konuda. O kadar ki sendikaların yönetim koltuklarına çöreklenmiş bürokrat takımı bile başka sendikaların bürokratlarını, bürokrat olmakla eleştirebiliyor… Ama asıl önemlisi, sendikalardaki mevcut yapısal sorunlar emekçilerin harekete geçmesinin önünde neredeyse bir barikata dönüşmüş durumda.

Bu tıkanmanın nasıl aşılacağı sorusunu cevaplamak, daha da önemlisi sendikal alanda yeni bir soluk yaratmak söz konusu olduğunda bu defa bir kısırlık karşımıza çıkıyor.

Nedense bizde hep işçi komiteleri, işçi konseyleri hatta gülmeyin ama işçi sovyetleri ilan edilir durulur. Ama bunlar emekçi yığınlardan kopuk fantezilerden öteye gidemez.

Bu kısırlığı aşmak için laftan daha fazlasına ihtiyaç var. Sorun ortaya ilkeler atıp durmakta değil, bir sınıf hareketini yeşertebilmekte. Bu işin kolay olmadığının, bu işe girişmenin başarmakla aynı anlama gelmediğinin farkındayız. Ama Tekstil İşçileri Güç Birliği’nin sadece 3 aylık deneyimi bize gösteriyor ki doğru ve başarılı bir girişim söz konusu.

Ekim 2019’da İstanbul – Sultangazi merkezli kurulan Tekstil İşçileri Güç Birliği, üç ay boyunca çeşitli gündemlerde dağınık sayılabilecek bir çalışma yürüttü. Nihayet Ocak ayında alınan kararla bir işçi toplantısı hedefi ortaya kondu. Tekstil İşçileri Buluşmalarının ilki 15 Şubat günü ikincisi 29 Şubat’ta gerçekleşti.

Toplantılar, işçi sınıfının tabandan yükselecek bir hareketinin nasıl organize edilebileceğini gösterdi. Söz alan işçiler hem çalışma ve yaşam koşullarını değerlendirdi hem de çalıştıkları işyerlerini, işyerlerinin bulunduğu binayı ya da bölgeyi nasıl örgütleyebileceklerini ele aldı. Yeni toplantı talepleri, çeşitli komisyonların kurulması gibi öneriler, doğrudan ilk defa toplantı aracılığıyla Tekstil İşçileri Güç Birliği ile tanışmış işçilerden geldi.

Buluşmaya katılan işçiler kendi sorunlarını kendileri ele alıp nasıl çözeceklerini tartışırken bir soru sorduk: Acaba daha önce böyle bir toplantıya katılan bir işçi var mıydı aralarında? Sadece ileri yaşlardaki bir işçi, daha önce 1990’lı yıllarda böyle bir deneyime şahit olduğunu, şimdi de EYT mücadelesinin içerisinde yer aldığını söyledi. Yani koca salonda, birkaç on kişiden sadece bir kişi çıktı daha önce bir sınıf çalışmasına dâhil olan. Ama bunun sebebi hiç de salondakilerin bilinçsizliği vb. değildi. Toplantılara katılanların neredeyse tamamı, sınıfsal çıkarların ve çelişkilerin farkına varmış görünüyordu. Esas sorun, daha önce hiçbir yerden böyle bir pratik inisiyatifin gelmemiş olmasıydı.

Bir önemli mesele de toplantılara katılan işçilerin bileşimiydi. Bir yanda sol kökenli, mücadele deneyimi olan birkaç işçi ile diğer yanda muhafazakâr kökenli, hatta takkeli ama ekonomik sınırlarda olsa da sınıf bilincini geliştirmeye başlamış işçiler. Bir yanda genç ve enerjik işçiler diğer yanda yaşça büyük ve meseleye ağırlık katabilecek işçiler. Ve tabii ki Türk’ü, Kürt’ü ve belki başka halklardan gelenleri. Herkes toplantı sırasında tek yumruk olmuş gibi konuştu. Bu tablo, sınıf mücadelesinin ne kadar geniş potansiyellere sahip olduğuna dair öngörülerimizi doğruladığı için ayrıca dikkat çekici.

İki toplantının neticesinde tekstil işçileri, işçi temsilcileri komitesi kurarak örgütlü mücadelenin ilk ama en önemli adımını atmış oldu. Bundan sonra işyerlerinin örgütlenmesine başlanacak. Aynı zamanda sendikalaşma yönünde de bu sürece paralel adımlar atılacak. Ama en önemlisi, işçilerin tabanda kurmaya başladıkları güç birliğimi sağlamlaştırmak ve büyütmek olacak.

Şimdilik mütevazılığımızı koruyalım. Henüz yeni başlayan bir deneyim söz konusu. Ama kısa süreli çalışma pratiği bize gösteriyor ki tekstil sektöründe işçi hareketinin örgütlü bir gücü hızla mayalanacak. Bu durumda, Sultangazi’deki en az 30 bin tekstil işçisinin, İstanbul genelindeki on binlerce tekstil işçisinin, ülke genelindeki kayıtlı-kayıt dışı yaklaşık 2 milyon tekstil işçisinin çalışma ve yaşam koşulları değişmeye başlayacak. Sultangazi işçilerinin kazanımları, İstanbullu işçilere kazandıracak; tekstil işçilerinin kazanımları metal, enerji ya da inşaat işçilerine kazandıracak!

KATEGORİLER