Sosyalist Cenahta İlk Elde Yapılması Gerekenler- V. U. Arslan
Eğer işler kötüye gidiyorsa gidişatı değiştirmek için bir şeyler yapmalısınız. Eğer sıkıntı büyükse o zaman daha radikal kararlar almanız ve de bunları uygulamanız gerekir. Ama hala harekete geçmiyorsanız işlerin kendiliğinden iyileşmesini bekleyemezsiniz.
Malum, Türkiye sosyalist solunun hali pek içi açıcı değil. Kriz derin. Uzun erimli gerileme süreci son yıllarda niteliksel dönüşüm aşamasına işaret edecek şekilde hızlandı. Bu yüzden gidişatı değiştirmek için hamleler yapmak gerekiyor.
Hamlelerden ilki temel tarz ve yaklaşımlarla ilgili olmalı. Madde madde şunları söyleyebilirim:
- Sosyalist solun birlikte iş yapabilmeyi öğrenmesi gerekir. Ortaklaşılan konu ve gündemlerde omuz omuza mücadele edemezsek zayıf ve izole kalmaya devam ederiz. Dahası soldan beklentisi olan halk tabakalarında hayal kırıklığı ve kızgınlık konusu oluruz.
- Birbirlerinden farklı perspektifi ve yöntemleri olan benzemez eğilimler değil, ama en azından benzer tavırda olanlar birlikte hareket etme alışkanlığı kazanmalı.
- Birlikte hareket etmek, iş çıkarmak Sınıf mücadelesinin gündemine müdahil olmak için ülke genelinde gündemli somut kampanyalar örgütlemek ve talepler etrafında koşturmak şart.
- Bu yüzden mevcuttaki “tembel ortalama”dan kurtulmamız lazım. Ortaya bir dinamizm koymadan toplumsal bir çekim merkezi asla olamayız. Bunun için çalışkan, üretken ve yaratıcı olmalıyız.
- Birlikte iş yapabilmek, küçük hesapları bir kenara bırakmayı gerektiriyor. Genelin çıkarlarına hizmet etmenin “örgütsel fayda” anlamında daha fazla “geri dönüşüm” sağlayacağını idrak etmek için ”bilge” olmaya gerek yok.
- Birbirine tepeden bakan, dar grupçu, kör rekabetçi anlayışlar hastayı yatalak hale getirecektir. Acilen terk edilmelidir.
Bugünden tezi yok!
Ortak mücadele için gündemler ve hedefler fazlasıyla var. En çok öne çıkanları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Havalimanı İşçilerinin Mücadelesi: 27 işçi halen cezaevinde. Bu işçilerin özgür kalmalarının sağlanması ve haklı taleplerinin duyurulması için kolları sıvamak gerekiyor. Şayet bunun için etkili bir kampanya örgütlenebilirse işçi sınıfının öncü katmanları içerisinde belirli bir güven oluşturmak mümkün olacaktır. Bu mücadele zaten sosyalistler için kritik bir görevdir ve çok da prestijli bir iştir.
- Ekonomik Krize Dair Talepler: Hayat pahalılığı, işsizlik ve iflasların yoğunlaştığı şu sıralarda sosyalistler emekçilerin haklarını etkili bir şekilde aramalıdır. Sadece söylemde kalmak asla yeterli olmayacaktır. Özellikle işten çıkarmalar karşısında başlayacak işyeri direnişlerinde faal olmak ve genel olarak da krizin faturasının emekçilerin sırtına yüklenmesine karşı somut taleplerle kampanya örgütlenmelidir.
- Lafta Kalan Platformlara Elveda: Gerek tutuklu 3. Havalimanı işçileri için gerekse de ekonomik krize karşı sosyalistlerin ön ayak olduğu platformlar kurulmuş olsa da bunlar yeterli değildir. Platformlar “dostlar alışverişte görsün” mantığının başka kötü örnekleri olmamalıdır. Halihazırda zaten bir sürü sahta cephe ve platform bulunmaktadır. Bizlere sahici mücadele pratikleri ve omuz omuza direniş lazımdır.
- Seçimlere dair çalışma: Sosyalistlerin yaklaşan seçim sürecinde seyirci olması kabul edilemez. Uygun bir yöntem ve uygun adaylıklarla kendi çizgilerini emekçi halkla buluşturmak için seçim döneminden olabildiğince istifade etmelidirler. Muhtarlık adaylıklarından büyükşehir belediyesi adaylıklarına kadar sosyalistler farklı alternatifleri pekâlâ değerlendirebilirler. Seçim çalışması için çok elverişli şartların var olmadığı aşikâr ama en kötüsü bu süreci siyasetsiz şekilde boş boş geçirmek olacaktır.
Genel politik hat nereden kurulmalı? İçeriğe dair neler söylemeliyiz?
- Sosyalist sol kendisi olmadan çekim merkezi olamaz. Sosyalist solun kendi tarihsel iddiasının peşine düşmesi gerekir. Bu da toplumsal eşitlik mücadelesidir, kapitalizme ve emperyalizme karşı emeğin örgütlü direnişidir… Yani sınıf mücadelesidir. Sosyalist sol sadece ve sadece bu yoldan ilerlerse bir geleceğe sahip olabilir.
- Bu çerçevede kültür ve kimlik merkezli solculuğun büyük bir tuzak olduğu anlaşılmalıdır. Bu politikalar karşıtıyla beraber ötekileştiricidir, kutuplaştırıcıdır. Bu haliyle tüm dünyada sağın yükselişini hızlandırmaktadır. Türkiye’de de bunu yaşayarak gördük. AKP ve RTE bu kültürel kamplaşmaları sürekli kaşıyarak yerlerini sağlamlaştırdı. Kimlikler-kültürler kamplaşmasının ötesinde sınıf siyaseti yapan, demokratik mevziler için dövüşen, enerjik bir sol gerekli bize.