RTE’nin Yeni Hedefi: “Dindar Anaokulları!”
AKP hükümeti eğitim sistemini kendi ideolojisi ve politikası ekseninde şekillendirme çabası içinde “dindar nesil” yetiştirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu çerçevede Tayyip Erdoğan’ın din dersinin anaokullara kadar indirilmesini hedefleyen konuşmasıyla açılışını yaptığı 19. Eğitim Şurası’nda göze çarpan önemli noktalardan bahsetmekte yarar var.
Eğitim Şurası’nda konuşulanların başında Kuran derslerinin altı saate çıkartılması geliyor. Mevcut uygulamada Peygamberin Hayatı, Kuranı Kerim, Temel Dini Bilgiler dersleri haftada iki saat seçmeli (!) ders olarak veriliyordu; ancak Şura’da bu derslerin altı saate çıkartılması kararlaştırıldı. Din derslerinin sayısı artarken “İnsan Hakları, Dil ve Anlatım” derslerinin saatlerinin azaltılacağını vurgulamak gerekir. Özellikle İnsan Hakları dersinin saatinin azaltılarak din ağırlıklı derslere önem verilmesi AKP’nin zihniyetini en iyi özetleyen karar oldu.
Ayrıca Şura’da, seçmeli derslerin düzenlenmesinin okul müdürlerine bırakılması kararlaştırıldı. Okul müdürlerinin insiyatifine bırakılan tek konu derslerin düzenlenmesi değil. İlkokul öğrencilerinin haftalık ders saati yükünün 30 saat olması gerektiği, bunun 5 saatinin ise sosyal etkinlikler ve etüt dersi olarak kullanılması gerektiği önerisi kabul edildi. Buna göre söz konusu 5 saatin hangi derslerle doldurulacağına okul müdürleri karar verecek.
RTE’nin “anaokulundan başlayarak yeni hayat tarzı” mesajıyla başlayan Milli Eğitim Şurası’nın ikinci gününde ise “anaokulu ve ilkokul müfredatı” ele alındı. Şura komisyonlarına getirilen zorunlu din dersinin ilkokul 1. sınıftan başlamasına dönük öneri kabul edilirken anaokulunda da “değerler eğitimi” verilmesi önerildi. Öneriler Şura Genel Kurulu tarafından da benimsenirse Milli Eğitim Bakanlığı’na “tavsiye kararı” olarak sunulacak.
Şura’da bir ilkokul çocuğunun hazır bulundurulması ve öğrencinin din dersinin anaokullarına kadar inmesine yönelik önerilere şu sözlerle destek vermesi dikkat çekiciydi: “Hocamın söylediğine katılıyorum. Din dersinin bana bir zararını görmedim. Bence anaokulunda da zorunlu din dersi olabilir.” Ayrıca Şura’da bir başka dikkat çeken olay ise önerilere muhalif üyelerin “Sen Allah’ı mı tartışıyorsun?” sözleri ile susturulmaya çalışılması ve toplantıların basın mensuplarına yasaklanması oldu. Böylece ilk kez Şura’nın komisyon çalışmaları yasaklandı ve AKP, yasaklar listesine bir yenisini daha eklemiş oldu.
Şura’nın ikinci günündeki toplantıda Osmanlıca eğitimin resmen onaylandığını vurgulamak lazım Bundan sonra lise seviyesindeki tüm okullarda Osmanlıca eğitimi verilecek. Alevilik konusu daha önce ele alındığı gerekçesiyle gündeme alınmadı.
Sonuç
AKP bir yandan “Alevi açılımı” gibi sözde demokratik hamlelerle seçim yatırımı yapıyor; öte taraftan sünni İslamcı perspektifiyle şekillendirdiği “toplum mühendisliğine” hız kesmeden devam ediyor. Bu bağlamda karma eğitimin kalkması önerisinin kabul edilmemesini AKP’nin bu düşünceden tamamıyla vazgeçtiği şeklinde yorumlamamak lazım. Zira AKP, toplumun dokusuna nüfuz ettirmeye çalıştığı muhafazakarlaşmayı götürebildiği en uç noktaya kadar götürmeye çalışacaktır.