Komünist Enternasyonal – V.U. Arslan

About Latest Posts Sosyalist Gündem Latest posts by Sosyalist Gündem (see all) Keşmir’in Kitlesel İsyanı: Ezilenlerin Ayaklanması – Umar Shadid – Ekim 2, 2025 Akbabaların Gazze’ye Çökme Planı – Emre Güntekin – Ekim 1, 2025 TRUMP VENEZUELA’YA SALDIRGANLIĞINI YOĞUNLAŞTIRIYOR! – Eylül 29, 2025 Bolşevikler, Rusya’da tarih yazarken aynı zamanda bütün dünyayı da salladılar. İnsanlık tarihinde sömürünün ve insanın insanı ezmesinin toptan kaldırılmasına ve yeni bir uygarlık evresine en çok yaklaşılan dönem, bu dönemdi. Bolşevikler, Rus devrimini dünya sosyalist devriminin bir sıçrama tahtası olarak görüyordu. Dünya devrimi ve komünizmin kaldıracı olarak 3.Enternasyonal’i, namı diğer Komünist Enternasyonal (kısaltılması Komintern), örgütleyeceklerdi. Kuruluş amacını dünya devrimi olarak ilan eden Komintern, hedefini “silahlı güçler dahil, mümkün olan bütün araçlarla uluslararası burjuvaziyi devirmek ve devletin topyekun ortadan kaldırılması için gerekli olan geçiş sürecinde uluslararası Sovyet cumhuriyetini kurmak” olarak özetler. Komintern bu hedefini gerçekleştiremedi. Maalesef bir asır sonra aynı görev önümüzde duruyor: Uluslararası burjuvaziyi devirmek ve devletin, sınıfların, sınırların ortadan kaldırıldığı yeni bir dünya yaratmak. Bu görev için kavgaya gözlerimiz bağlı olarak girmek istemiyorsak geçtiğimiz yüzyılın sağlam kavranışına ve buradan çıkan derslere sahip olmamız gerekiyor. Bu yüzden de her devrimci kadro, dünya devriminin örgütü Komintern’in öyküsünü çok iyi bilmek durumundadır. 2. Enternasyonal’in Çöküşü Birinci Dünya Savaşı öncesine gelen dönemde 2. Enternasyonal’in burjuva politik yörüngeye oturduğu iyiden iyiye belli olmaya başlamıştı. Profesyonel politikacılar, sendikal bürokrasi ve gelişmesi burjuvazinin yükselişiyle el ele gitmiş olan müreffeh orta sınıflara dayanan revizyonist eğilimlerin agresif kanser hücreleri gibi bütün vücuda yayıldığını ise çok az kişi öngörebilirdi. Nitekim 2. Enternasyonal karar alıcıları caniyane bir kararla emperyalist savaşta kendi burjuvaları ile beraber yurtsever bir tutum takındılar. On milyonlara işçi, emekçi, köylü emperyalistlerin karları uğruna ölmeye ve öldürmeye cephelere gönderildi ve 2. Enternasyonal buna karşı bırakın mücadele etmeyi bu kararı destekledi. Üstelik 2. Enternasyonal savaşın ilk yılları boyunca işçi sınıfı içerisinde ezici bir farkla otoriteye sahip olmaya devam etti. Burjuvazinin yurtseverlik-milliyetçilik silahı, en güçlü savaş uçaklarından ve bombalardan daha etkili olduğunu gösterdi. Marksizm bu silahı susturmak için en başından beri proletarya enternasyonalizmi silahını kullandı. Komünist Manifesto “işçi sınıfının vatanı yoktur” ilanını gerçekleştiriyor, “bütün dünyanın işçileri birleşiniz” ölümsüz şiarıyla son buluyordu. 2.Enternasyonal’de Balkan ve Rus fraksiyonları dışında emperyalist savaşa karşı enternasyonalist devrimci tutum alanlar bir avuçtan fazlası değildi. Lenin’in hayal kırıklığı ve öfkesi büyük olsa da kararlılığı tamdı: “Proleter enternasyonal çökmemiştir ve çökmeyecektir. İşçi kitlesi, önündeki engeller her ne olursa olsun, yeni bir Enternasyonal yaratacaktır… Yaşasın bütün ülkelerin burjuvazisinin şovenizmine ve vatanseverliğine karşı işçilerin uluslararası kardeşliği! Yaşasın oportünizmden kurtulmuş bir proleter Enternasyonal!” Devrimciler içi boş iddialarla esip gürlemezler. Nitekim Lenin ve O’na yakın düşünenler, gerekenleri yapmak için kolları sıvadılar. İlk sonuç Zimmerwald Solu’nun doğuşu oldu. İsviçre’nin Zimmerwald kentinde 1915’te yeni bir enternasyonalin kurulması için ilk toplantı yapıldı. Ertesi yıl Kienthal’de bir toplantı daha gerçekleşti. Zimmerwald Solu Gelgelim durum, en azından ilk etapta, pek parlak değildi. Zaten çok zayıf olan Zimmerwald solu, heterojen bir toplamdı. Savaşa karşı olan pasifistler ile emperyalist savaşa karşı devrimci eylemden yana olan devrimciler arasında önemli mesafeler bulunuyordu. Emperyalist savaşın yükselttiği yurtsever heyecanlar, eski devrimci efsanelerin kof bir sosyal şovene dönüştüğünü ortaya çıkarıyordu. Rusya’da Marksizm’in babası Plehanov, Engels’den sonraki “en büyük Marksist” Kautsky, anarşizmin babalarından Kropotkin… Böyle bir ortamda savaşa karşı pasifist bir şekilde karşı çıkanlar bile sayıca çok azdılar ve devrimciler cephesinde kati bir şekilde dikkate alınmayı hak ediyordu. Nitekim Lenin derhal yeni bir enternasyonalin kurulması fikrine karşıydı, ama zaman ilerledikçe durum değişecekti… Lenin, Zimmerwald Solu’nun iç tartışmalarını için ve bir yandan devrimci kadroların perspektif ihtiyacını karşılamak üzere, “Oportünistler ve şovenistlerle ayrılık devrimcilerin baş görevidir.” söylemini temel alan Sosyalizm ve Savaş broşürünü kaleme aldı. Broşür emperyalist savaşta kendi devletleri ile beraber hareket eden sözde Marksistleri sosyal şoven ilan ediyor ve pasifizme karşı devrimci eylemi ön plana çıkararak emperyalist savaşı iç savaşa çevirmenin koşullarını araştırıyordu. 1917’de yayınlanan meşhur Nisan Tezleri‘nde Lenin, “devrimci yenilgicilik” tavrını geliştirecekti. Bolşevikler, emperyalist savaşta Rusya’nın yenilmesinin devrim için daha iyi olacağını ilan ediyorlardı. Gerçekten de Birinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya, Avusturya, Macaristan gibi ülkelerde devrimler gerçekleşti. Rusya’daki Çarlık rejimi ise güçlü işçi hareketi ve radikal devrimci geleneğin basıncı altında savaşın sonucunu göremeden çözüldü. Lenin, Zimmerwald Solu içerisinde ilk etapta yeni bir enternasyonal konusunda keskin bir tavır ortaya koymadı. Ama 1916 sonlarında işçi hareketi içerisinde kesin bir ayrışmaya gitmenin ve bunun bir sonucu olarak da yeni bir Enternasyonal, yani 3. Enternasyonal kurmanın zorunlu olduğunu savunmaya başlayacaktı. Ne var ki eldeki güçler henüz çok zayıftı. Ama 1917 Şubatında Rusya’da başlayan devrim fırtınası her şeyi değiştirecekti. 3. Enternasyonal Kuruluyor Dünya tarihinde ilk kez sömürülen emekçiler iktidarı ele geçiriyor, ayaklar baş oluyordu. Ama Rusya’daki işçi-emekçilerin iktidarı, Sovyet Cumhuriyeti, içeriden ve dışarıdan gelen saldırılar karşısında ayakta kalabilecek miydi? Evet, kapitalizmle işçi iktidarı aynı anda uzun süre var olamazdı. Kapitalizm ancak uluslararası arenada yenilebilir, komünist bir dünya ancak devrimin dünyaya yayılmasıyla kurulabilirdi. Ayrıca Rusya’da devrimin ayakta kalabilmesi de ancak devrimin yayılmasıyla mümkündü. Yani bir anlamda en iyi savunma saldırıydı. İşte dünya devriminin örgütü olarak 3. Enternasyonal bu perspektifle örgütlendi. Ekim Devrimi, bütün dünyada emekçi ve gençlik kitlelerinin sola kaymasını beraberinde getirdi. Diğer taraftan emperyalist savaş kapitalist hakim sınıfları iyice zor durumda bırakmış, kitlelerde dayanma gücü iyice azalmıştı. Nitekim Bolşevikler hiç zaman kaybetmediler. Devrimin üzerinden daha 16 ay geçmişti ki hazırlıkları tamamlanan 3. Enternasyonal’in kuruluş kongresi gerçekleşti (2-6 Mart 1919). Kongreye 34 partiyi temsilen 53 delege katıldı. Kongrenin ana belgeleri Lenin, Troçki ve Kollontay tarafından kongreye sunuldu. Belgelerin işlediği temel konu: burjuva demokrasisi ile proletarya diktatörlüğü arasındaki farktı. 3.Enternasyonal’in ilk kongrelerinin Rusya’da devam eden ölümcül bir iç savaşla aynı anda yürütüldüğü göz önüne alınırsa Bolşeviklerin dünya devrimine ne kadar bağlı olduğu fark edilebilir. Bütün zorluklara karşın devrimin ülkesinde büyük bir iyimserlik hakimdi. Kongrenin toplandığı sıralarda Bela Kun önderliğinde Macaristan Sovyet Cumhuriyeti ilan ediliyordu. Almanya, Avusturya, Bulgaristan vb orta ve doğu Avrupa ülkelerinde devrimler oluyor ve dünya devrimi için uygun adım ilerlendiği düşünülüyordu. Gerçekten de devrimci işçi hareketi, toplumsal devrim için çok büyük bir fırsat yakalamıştı. Ama işler hiç de o kadar basit değildi. Bolşeviklerin devrimcileşen sürece liderlik edebilecek güçleri, deneyimleri ve eşsiz önderleri vardı. Avrupa’daki diğer devrimlere öncülük etmesi beklenen komünist örgütlerde ise ne güç, ne deneyim, ne de eşsiz önderler vardı. Lenin ve Troçki gibi … Komünist Enternasyonal – V.U. Arslan okumayı sürdür