Kaçak Madende İşçi Katliamı!

Kaçak Madende İşçi Katliamı!

Zonguldak’ta önceki gün yine bir maden ocağında iş cinayeti yaşandı. Zonguldak’ın Kilimli ilçesindeki özel bir maden ocağında metan gazı sıkışması nedeniyle patlama gerçekleşirken, 3 maden işçisi yaşamını yitirdi.

Patlamada işçiler Evren Cinemre (38), Adem Elibaş (50), Uğur Göktaş (29), Kenan Çavuş (36) ve Hasan Gençtürk (27) ocakta mahsur kaldı. İşçilerden 2’si ocakta çalışan diğer işçiler tarafından kurtarıldı. Ocakta mahsur kalan 3 işçinin cansız bedenleri ise TTK tahlisiye ekibinin çalışmaları ile çıkarıldı.

Evrensel gazetesinin haberine göre Uğur Göktaş’ın babası Osman Göktaş’ın da, 21 Haziran 2009’da patlamanın meydana geldiği ocağın 30 metre ilerisindeki kaçak ocakta meydana gelen gaz zehirlenmesinde hayatını kaybettiği öğrenildi. Uğur Göktaş’ın arkadaşlarının verdiği bilgiye göre, Osman Göktaş’ın ocaktaki gazı fark ederek birlikte çalıştığı oğlunu ve diğer işçileri uyararak dışarı çıkarmayı başardığı, ancak kendisinin kurtulamadığı belirlendi. 

Öte yandan maden ocağının ruhsatsız olduğu belirlendi. Maden ocağının sahibi olan İsmail Aygün tutuklanırken, ortaya çıkan gerçekler maden sahalarının denetimsizliğini ortaya çıkardı. Aygün’ün başka bir ocak için ruhsat aldığı, ölen işçileri ruhsat aldığı maden için sigortalı gösterdiği ancak kaçak madende çalıştırdığı ortaya çıktı.

Kazada ölen Uğur Göktaş’ın ablası Emine Aydın’ın ifadeleri maden kazalarındaki sürekliliğin nedenlerini ortaya koyuyor: “O ocak sahipleri hiç kardeşimi rahat bırakmadılar. Benim evladım şehit oldu. Kardeşim de TTK’ya işe gireceğim diye umut ediyordu. Zonguldak’ta torpilsiz iş olmuyor ne yazık ki. Bu ocaklara tolerans tanıyorlar. 9 yıl önce babamızı kaybettik, olayı örtbas ettiler. Kardeşimi de ‘Sen patron yarısısın. Babanın yerine geçirdik seni’ diyerek kandırdılar.”

Abi Nazif Göktaş ise madendeki yetersizlikleri şu şekilde ifade etti: “Ben bu ocağı gördüm. Yetersiz makineler, havalandırmalar var. Devletin bir an önce bunu kapatmasını istiyorum. Suçlu kimse cezasını bulsun. Devlet bunlara niye izin veriyor? 9 yıl önce babamı kaybettim aynı yerde. Evladını kurtardı, kendisi gitti. 9 yıl sonra da kardeşim gitti. Biraz yukarıdaydı ocak, ama aynı arazideydi. Devletin artık buna el atması gerekiyor. Başka canlar yanmasın.”

Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ise şunları ifade etti: “Ocağın yalnızca bir giriş çıkışı var. Kömür de malzeme de insan da buradan ocağa girip çıkıyor. Bu iş güvenliği mevzuatına aykırı, en az iki açıklık olması gerekiyor. Üretim sahasında dinamit patlatılıyor, ardından birikmiş metan gazı nedeniyle grizu patlaması yaşanıyor. Ben ocağa giremedim, ancak ocağa girebilen arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiler bu şekilde.”

Türkiye madenciler için oldukça tehlikeli bir ülke. Çünkü hem ülkeyi idare edenler hem de sermaye iş kazalarını ve bunlara bağlı ölümleri önlenebilir olarak görmek bir yana, kader veya fıtrat diyerek geçiştiriyorlar. Bugüne kadar, 301 kişinin göz göre göre katledildiği Soma örneği de dâhil olmak üzere, maden kazalarının üzeri uygun şekillerde örtülmüştü.

Zonguldak’ın Kilimli ilçesi ise Türkiye’de en fazla kaçak madene ev sahipliği yapan yerlerden birisi ve bu bölgede maden kazaları artık sıradanlaşmış durumda. Kontrolsüz, denetimsiz madencilik işçilerin hayatını sürekli olarak tehdit ediyor. Denetimsizlik öyle boyutlardaki geçtiğimiz yıl Eylül ayında yaşanan bir maden kazasında bir işçi yaşamını yitirmiş, ölen işçinin madenin sahibi olarak gösterildiği ve bunun bölgede maden sahipleri tarafından sıkça uygulanan bir yöntem olduğu ortaya çıkmıştı.

Yrd. Doç. Dr. Berna Güler Müftüoğlu’nu 2010 yılında hazırladığı çalışmada kaçak bir madenin sahibinin aktardıkları kaçak madenlerin nasıl işlediğini gösteriyor: “…Ben işçilerimle abi kardeş gibiyizdir. Burada iş kaza olduğunda kimse davacı falan da olmaz. Öyle olursa benim işim biter, işçinin işi de biter… Kaçak ocak aile demektir. Birbirimizin en zor gününde yardımcı oluruz… Devletin denetiminde karnımızı doyuracak maden ocakları olsa bu işi yapar mıyız? Bizi bu işi yapmaya resmen itiyorlar… Ben bu işi bıraksam başka biri bu işi yapacak. Her kesimin bundan çıkarı var demektir.”

Aynı bölgede iki yıl önce de Deka Madencilik A.Ş.’ye bağlı Balkın Madencilik firmasına FETÖ soruşturması kapsamında kayyum atanması sonrasında uzun süre maaş alamayan 120 maden işçisi direnişe geçmiş, 85 işçi açlık grevi yapmıştı.

Madencilerin çilesini en iyi Melih Cevdet Anday’ın Hazineler İçindesin şiiri özetliyor:

Mehmet

Hazineler içindesin

Bu toprağın altında ne var ne yok

Kömür bakır altın demir

Hepsi senin, hepsi senindir

Çıkar çıkarabildiğin kadar

Ne çıkarırsan

Hepsi benimdir.