İsrail Şam’a Saldırdı: Suriye’den Elinizi Çekin!
Suriye’ye kan kusturuluyor. Bunda en büyük sorumluluk AKP hükümetine ait. Daha sonra da Suriye’deki iç savaşa petro-dolarlarını akıtan Katar ve Suudi Arabistan’ı saymak lazım. Kontra cihatçıların beklenen zaferi geciktikçe belli ki daha başka metotlar da devreye sokulacak. Suriye’ye saldırganlık konusunda başı çeken Fransa’nın emperyalist azgınlığını Mali’de
(El Kaide’ye karşı!) tatbik etmesi üzerine ihale İsrail’e kalmış gözüküyor. İsrail, dün sabah saatlerinde Lübnan hava sahasını geçerek Şam’ı bombaladı. Yapılan
açıklamaya göre ABD’den onay alındıktan sonra, İsrail savaş uçakları, hava savunma sistemlerinin karşı ateşiyle karşılaşmadan Şam yakınlarındaki tesisi bombaladı. Hedef alınan yer, daha önce de ÖSO birlikleri tarafından saldırıya uğramıştı. Diğer bir dikkat çekici nokta da İsrail’in saldırıyı NATO patriotlarının Türkiye’deki yerleştirme işlemlerinin hemen ardından gerçekleştirmesi oldu.
Türkiye basını, İsrail saldırısı karşısında durumu görmezden gelmeye çalışıyor. Geçmişte İsrail ile göstermelik krizler yaratan T.Erdoğan, Suriye’de İsrail ile aynı cephede gözükmek istemediğinden burjuva basın bir kez daha otosansür uyguluyor. Zira saldırı Esad rejiminin en büyük iddiası olan iç savaşın İsrail’in çıkarları doğrultusunda dışarıdan örgütlendiği tezini
destekler nitelikte. AKP medyasının İsrail saldırısı mümkün olduğunca görmezden gelmesinin arkasında bir neden daha var. Geçtiğimiz yaz düşürülen Türk uçağı karşısında AKP hükümetinin misillemede bulunamaması, ister istemez İsrail ile karşılaştırmalara vesile olacak ve T.Erdoğan’ın sahte kabadayılığı ortaya serilecek. İstenmeyen bir durum…
Son saldırı, Suriye’deki iç savaşın yayılması tehlikesine de işaret ediyor. İran ve Hizbullah, Suriye’ye yapılacak saldırının kendilerine yapılmış sayacaklarını çoktan beyan etmiş durumdalar. İsrail ise savaştan beslenen bir devlet olduğu için pervasız saldırganlıklarına yenisini eklemekte görüldüğü gibi tereddüt etmiyor. Netanyahu’nun tasmasını tutan ABD, ipi gevşek bıraktığı
anda İsrail saldırıya geçiyor. Suriye iki cephede birden savaşmak istemeyeceğinden İsrail saldırısını, en azından şimdilik, sineye çekmek durumunda. Diğer taraftan İsrail’in bu saldırının gerisini getirmeyeceğini kimse söyleyemez. Bu anlamda yükselen savaş tehlikesinin emperyalist kapitalizmin ekonomik bunalımından bağımsız düşünmemek gerekir. ABD, İsrail ve
taşeronları, Suriye’den sonra İran’a yönelmek istiyorlar. AKP hükümeti de patriotlar, füze kalkanlarıyla bu sürecin tetikçiliğini üstlenmiş durumda.
Suriye, farklı emperyalist grupların savaş alanına döndü. Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi Selefi fanatikler sahada her geçen gün ağırlıklarını arttırırken Suriye, adeta Afganistanlaşma sürecini yaşıyor. Suriye halkının önemli bir bölümü, krizin başından beri Esad’ı destekliyordu. Diğer kesimse adeta yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. İsyancıların elinde olan bölgelerde bile El Kaideli bağlantılı gruplara karşı protesto eylemleri düzenleniyor. Son olarak Halep’te 80 kadar genç El Kaide tarzıyla infaz edilmiş halde bulundu. Korkunç katliamın internette dolaşan görüntülerinde gençlerin batılı spor tarzda giyindikleri seçiliyor.
Suriye adeta cehennemi yaşarken ateşin tüm Ortadoğu’yu sarma ihtimali giderek güçleniyor. Emperyalist kapitalist sistemin karşısında işçi sınıfının bağımsız sınıf siyasetinin güçlenmesi büyük hayati önemdedir. Emperyalist kapitalist sistemin etnik ve mezhepsel gırtlaklaşma provalarını püskürtüp, karşı atağa geçmek, ancak enternasyonalist komünist bir geleneğin bu topraklarda kök salmasıyla mümkün olabilir.