Irak’ta İsyan Sokaklara Geri Dönüyor!
Irak’ta yeni hükümet göreve başlarken kitleler COVID-19 salgınıyla protestolara verdikleri arayı sonlandırdılar ve başkent Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda protestolara yeniden başladılar. Bağdat’taki protestolara Müsenna, Zikar, Vasıt ve Basra illerindekiler eşlik etti. Protestolarda 1 kişi yaşamını yitirirken, 4 kişi de yaralandı. Ölümün Basra kentinde kimliği bilinmeyen silahlı kişilerin saldırıları sonucu gerçekleştiği belirtiliyor.
Irak’ta geçtiğimiz Ekim ayında başlayan isyan sonrasında Başbakan Adil Abdülmehdi görevden istifa etmiş ve ülke yeni bir siyasi belirsizliğin içerisine düşmüştü. Emperyalist savaş sonrasında uygulanan neoliberal yağma, savaşın enkazı altında kalan Iraklı emekçileri yoksulluk ve sefaletin dibine sürüklemişti. Bu öfke hala dinmiş değil. Saddam sonrası dönemde emperyalist gerilimlerin ortasında kalan ve siyasal alanda ABD-İran rekabetinin oyun sahası haline gelen ülkede varolan öznelerin önceliği emekçiler değil, siyasal nüfuz alanlarını genişletmek. Bu gerilimin ortasında şimdiye kadar Cumhurbaşkanı Berham Salih’in görevlendirmiş olduğu Necef Valisi Adnan Zurfi ve eski İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allavi gibi isimler hükümet kurmayı başaramamışlardı. Son olarak hükümeti kuran ve güven oyu alan Ulusal İhtihbarat Komitesi Başkanı Mustafa el-Kazımi ise Şii grupların ortaklaşmasıyla bunu başarabildi. Diğer dikkat çekici nokta ise Kazımi’nin Şiilerin yanısıra, ülke siyasetinin diğer önemli bileşenleri olan Kürt ve Sünni grupların desteğini arkasına almış olması. Fakat yine de yapılan güvenoylamasında 20 bakan adayından 5’i yeterli desteği sağlayamadı. Öte yandan Ketaib Hizbullah gibi kimi Şii unsurlar Kazimi’yi, Kasım’inin öldürülmesinde ABD’ye istihbarat sağlamakla suçluyor.
Kazimi konusunda diğer bir dikkat çekici husus aynı anda hem ABD’nin hem de İran, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerin tebrik ederek destek vermeleri. Hatta ABD, “yeni Irak hükümetinin başarılı olması adına gerekli olan koşulların oluşması için” Irak’ın İran’dan 120 gün süreyle doğalgaz alımını serbest bıraktı.
3 Ocak’ta Kasımi’nin Bağdat’ta bombalı saldırı ile öldürülmesinin ardından 5 Ocak’ta Irak parlamentosunda ABD askerlerinin ülkeden çıkarılmasına yönelik bir karar alınmıştı. Şimdilik birbirleriyle rekabet eden unsurlar Kazimi’ye destek veriyor görünseler de bu desteğin emperyalist rekabet ortasında hızla eriyeceği de olasılıklar dahilinde. ABD Kazimi’den özellikle Irak’ta bulunan Şii Haşdi Şabi milislerinin kontrol altına alınması gibi konularda tavır bekleyecektir. Yine aynı şekilde ABD askerlerinin ülkeden çıkarılmasını bekleyen İran’ın ve desteklediği Şii gruplar’ın basıncı devam edecektir. Bu koşullarda aynı anda her iki tarafı memnun etmek gibi kıvraklık gerektiren bir süreç Kazimi’yi bekliyor olacak.
Yıllardır siyasal alandaki rüşvet, yolsuzluk gibi konulara tepkili olan Iraklıların Kazimi hükümetinin de farklı bir yolda yürümeyeceğini düşünüyor. Bir yandan ekonomik kriz, diğer tarafta salgın Iraklı emekçileri zor bir geleceğe sürüklüyor. Geçtiğimiz aylarda petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüşle birlikte ekonomisi büyük oranda petrole bağımlı olan Irak için şartlar daha da zorlaşmıştı. Mart ayında Irak’ın petrol gelirleri yarı yarıya azalarak 2,9 milyar dolara düşerken, petrol fiyatlarının düşük seyrini devam ettirmesi durumunda Irak’ın yıllık kaybının 30 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Ülkedeki 24 yaş altı çalışan nüfus arasında ise işsizlik oranı % 60’ı aşmış durumda ve bunun değişebileceğine dair gençlikte bir umut bulunmuyor.
Batı’da Irak’ın krizden çıkışı için 40 milyar dolarlık desteğe ihtiyaç duyulduğu belirtilse de bunun tek başına IMF yardımları veya başka bir yolla sağlanamayacağı, yeni yönetimin sıkı bir bütçe disiplini uygulaması gerektiğine vurgu yapılıyor. Washington Post’ta yer alan bir yorumda ise bunun nasıl sağlanacağına ilişkin veriler mevcut. Nisan ayı sonlarında Irak hükümeti tarafından memur ve emekli maaşlarından kesinti yapılmasına dair çalışmaların gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştı. Washington Post’un haberinde de Bağdatlı bir yatırımcı tarafından tek çıkış yolunun bu olduğu, ancak bunun da bir felaket yaratabileceği belirtiliyor.
Iraklı egemenleri tedirgin eden noktalardan birisi ise yaz aylarının yaklaşması. Nitekim ülkede yaz aylarında kimi bölgelerde 50 dereceleri bulan sıcaklıklar ve sık yaşanan elektrik kesintiler, altyapı yetersizlikleri Iraklıların protestolarında geçmişte tetikleyici rol oynamıştı.
Covid-19, ekonomik kriz, siyasal belirsizlikler, emperyalist rekabet… Irak’ın yeni hükümeti oldukça kaygan bir zeminde dans etmek zorunda kalacak.
Ancak görünen gerçeklerden birisi Irak’ın geleceğinde emekçi sınıfların isyanı önemli bir belirleyici olacak.