Erdoğan, Özgür Özel ve Emekçiler… Siyasette “Yumuşama” Kime Ne Getirecek? – V. U. Arslan
Yerel seçimlerde yaşadığı hezimetten sonra Erdoğan’ın yeni bir manevra yapması zaruret haline gelmişti. Kendisine ayak bağı olduğunu düşündüğü sinir bozucu MHP’den kopmanın koşulları olgunlaşabilir miydi? Daha da önemlisi aşırı hayat pahalılığı ve kemer sıkma politikalarının halkı feci şekilde yoksullaştırdığı bu zorlu dönemi atlatabilecek miydi?
RTE az biraz demokrasi ve müzakereyi hatırladıysa elbet bir hesabı olduğu içindir. Bu hesabın merkezinde hızlı yoksullaşmaya karşı gelişebilecek toplumsal tepkileri en aza indirmek ve bunun için de CHP’yi kullanmak bulunuyor.
Özgür Özel ise daha baştan “erken seçim çağrısı yapmayacağız” diyerek RTE’ye gerekli işareti çakmış oldu. Sonra gidiş gelişler başladı. Derken 28 Şubat’tan tutuklu generaller serbest bırakıldı, Cumartesi Anneleri’nin 1000’inci hafta anmasının Taksim’de yapılmasına izin verildi, RTE Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile görüştü…
RTE’nin ısmarladığı yazıları yazan Abdülkadir Selvi, birkaç defa Osman Kavala ve Can Atalay’ın da serbest bırakılabileceğini, Gezi’nin de yumuşama kapsamına alınabileceğini kaleme aldı. Sonraki adım bunlar olabilecekti, tabi ki RTE’nin suyuna gidilirse. Sopanın ucundaki havuçlar…
Gelgegelim bu “yumuşama” 2024 1 Mayısının Taksim’de kutlanmasında hiç işlemedi, izin çıkmadı. Ardından Taksim’i zorlayan eylemciler hukuksuz bir şekilde tutuklandı ve büyük çoğunluğu halen cezaevinde tutuluyor. Bu “yumuşama” Hakkari belediyesine kayyum atanmasında ya da Kobana Davası’nda yağan cezalarda görüldüğü gibi Kürt meselesinde hiç işlemedi.
Demek ki en saf olanların bile hayallere kapılmasını gerektirmeyen bir durumla karşı karşıyayız. Peki ama Özgür Özel ne umuyor? Ya da Özgür Özel’i yumuşama konusunda destekleyen bir dolu gazetecinin beklentisi ne?
Özgür Özel anketlere bakıyor ve kendince siyaseti bunlara göre yönlendiriyor. “Halk yumuşamayı destekliyor, o halde bu yoldan gidelim, puan kazanalım…” O’nun hesabı da bu. Toplumsal süreçleri kaba aritmetik hesaplamayla yönlendirebileceklerini sananlar aldanmaya ve aldatmaya mahkumdur. Anket sonuçları belki “an”ın görüntüsünü yansıtır ama nasıl bir ayna sonraki anların görüntüsünü yansıtamazsa bir iki ayda yapılan birkaç anket de sonraki süreçlerin görüntüsünü sunamaz. Doğrudur anketlerde yumuşama destek görüyordur; ne de olsa sağduyu her zaman kolaya, görüntüye, düz mantığa meyleder. Peki yumuşama/normalleşme süreci bir sonraki dönem için hangi sonuçlara vesile olacak?
Özgür Özel’in atladığı şey, ülkedeki on milyonlarca emekçinin hızla yoksullaştığı bir sırada Mehmet Şimşek’in acı reçetesinin sessiz sedasız uygulanıyor oluşudur. Sokakların bu kadar durgun olması hayra alamet değildir. RTE’nin tek kurtuluş yolu, bu zor dönemin bir şekilde atlatılıyor olmasından geçmektedir. Öyle ya toplumsal hoşnutsuzluğun yükseldiği bir evrede ya protestolar yayılırsa ne olacak? AKP’den önceki DSP-MHP hükümetini dağıtan 2001 krizindeki protestolar değil miydi? Şimdi de gelişecek emekçi protestoları AKP-MHP hükümetini dağıtacaktır. RTE’nin kaçındığı senaryo tam da budur.
Özgür Özel hayata sınıf mücadelesi perspektifiyle bakmaz, sınıf dinamiklerinden de anlamaz, dahası burjuvaziyle iyi geçinme yanlısıdır, bürokratizm damarlarına işlemiştir, O’nun için makama saygı çok kıymetlidir, protestolara hırgür gözüyle bakar ve hırgürden de fazlasıyla korkar. Bu yüzden de yumuşama Özgür Özel’in doğasıdır. Düşünün ekonomik kriz meselesinde bile AKP eleştirisi son derece düşük tonda yapılıyor. CHP’nin düzenlediği yalıtık, yöresel çiftçi, işçi mitingleri genelleşen bir öfkeyi, tepkiyi, enerjiyi asla yansıtmaz. Yapmış olmak için yapılan bu mitinglerin AKP’yi yorması beklenemez.
Unutmamak gerekir ki emekçiler bedelini ödediği sürece kapitalist sistemin aşamayacağı ekonomik kriz yoktur. Örneğin Türkiye’de alım gücünün bu kadar düştüğü bir ortamda enflasyon oranları pekala gerileyebilir. Ardından konut, taşıt vb krediler aşağılara çekilerek toplumun bir kısmının ev/araba almasının yolu açılabilir, inşaat sektörünün canlanması sağlanabilir, dışarıdan güçlü bir sıcak para akışı elde edilebilir. Seçim sathına girildiğinde de RTE seçim ekonomisi politikasına geri döner, yumuşamayı terk eder, yeniden keskin kültürel kutuplaşma politikasına geçer. Bu sayede RTE geleneksel oy tabanını bir kez daha konsolide edebilir. RTE’nin oyun planının bu olduğundan şüphe duyulmamalıdır. Yumuşama boyunca MHP’nin idare edilmesi ya da AKP-MHP artığı çeşitli partilerle yerinin doldurulması gerekebilir. Bütün bunlar RTE için siyaset oyununun parçalarıdır.
İşin doğrusu CHP için bir beklentiye girmenin anlamı zaten yok. Bu yüzden var gücümüzle sınıf mücadelesinin şiddetlenmesi için mücadele etmek zorundayız. Başka bir çıkış yolu bulunmuyor. İşçi sınıfının yumuşaması değil, tam tersine sertleşmesi gerekiyor.