Doğalgaz Faturalarımız Neden Şişiyor?
Enerjide özelleştirme politikalarının, batış şirketlerin ve kredilerin yükü halk yıkılmaya devam ediliyor. Sıcaklıkların düşüşü ve kombilerin yakılmasıyla beraber vatandaş yüksek faturalar karşısında ne yapacağını düşünüyor. Bu durum sosyal medyada gündem olurken, birçok insan yüksek elektrik ve doğalgaz faturalarına tepki gösteriyor.
İktidar olası tepkileri soğutmak ve zammı sorunsuz geçirebilmek adına doğalgaz zamlarını tüketimin düşük olduğu yaz aylarında ve parçalı bir şekilde gerçekleştirmişti. Temmuz ve Ağustos aylarında yapılan % 14,97 ve % 14,9’luk zamlarla birlikte doğalgaza toplamda % 32,1’lik bir zam gerçekleştirilmişti. Tabi bunun öncesi de var. Makine Mühendisleri Odası’nın raporuna göre 01.01.2019-01.09.2019 arasındaki doğalgaz zammı oranı % 40,63.
Peki doğalgaz ve genel olarak akaryakıt fiyatlarının dünya genelinde düşüşe geçtiği bir dönemde, Türkiye’de fiyatlar her geçen gün artıyor?
Türkiye’de doğalgaz ithalatının büyük bölümünü yaklaşık % 85’lik bir oranla BOTAŞ gerçekleştiriyor. Bunun yaklaşık yarısı ise Rusya’dan ithal ediliyor. Rusya aynı zamanda Almanya’nın ardından en çok Türkiye’ye gaz ithal ediyor.
Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz alımı 1998 yılında imzalanan ve 2022’de sona erecek bir anlaşmaya dayanıyor. Özellikle bu anlaşmaların mantığını oluşturan “al ya da öde” sistemi gereğince Türkiye’nin Rusya’ya taahhüt ettiği miktarı alsa da almasa da, bedelini ödemesini gerekiyor. Ayrıca sözleşmedeki bir başka madde uyarınca Türkiye’nin Rusya’dan aldığı doğalgazın bir başka ülkeye satışının Rusya’nın iznine tabi kılınması dikkat çekicidir. Kısacası Türkiye uzun yıllardan beri enerji alanında Rusya’ya ciddi anlamda bağımlıdır. Öte yandan spot piyasada doğalgaz fiyatlarında düşüş yaşansa bile yapılan uzun süreli sözleşmeler bu düşüşlerin vatandaşın cebine yansımasına engel olmaktadır.
Öte yandan birçok Avrupa ülkesi özellikle Rusya ile yaptığı uzun süreli sözleşmelerde doğalgaz fiyatlarını düşüş eğiliminde olan spot piyasa fiyatlarına endekslerken, iktidarın böyle bir girişimde bulunmaması ve petrol fiyatlarına endeksli bir fiyatla gaz alımına devam etmesi dikkat çekici. BBC’nin haberine göre Avrupa piyasasalarında doğalgaz fiyatı bin metreküp içinortalama 120 dolarken, Türkiye aynı miktarda gazı 280 dolara alıyor.
Bunun nedeni ise iktidarın Suriye ve Libya politikalarının işleyebilmesi için Rusya’nın onayına ihtiyaç duymasıdır. Özellikle 2015 yılında Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte, Rusya’nın doğalgaz akışını kesebileceği korkusu had safhaya ulaşmıştı. Ancak Putin bunun yerine daha karlı bir yol seçerek Erdoğan’dan ekonomiden dış politikaya kadar birçok alanda tavizler kopardı. Enerji de bu alanlardan birisi. Yine iktidarın büyük önem verdiği Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşası ve işletmesi Rus ROSATOM’a verilmişti.
2018 yılında doğalgaz zamlarının bir gerekçesi de döviz kurunun hızlı bir şekilde artış göstermesiydi. Ancak o günden bugüne dolar kuru nispeten geri çekilirken, doğalgaz da bunu telafi edecek şekilde herhangi bir indirim yapılmaması da bunun bir bahane olduğunu ortaya koyuyor. Bırakın bunu telafi etmeyi iktidar vatandaşın en temel gereksinimi olan doğalgaz için gelen faturalara bile ÖTV uyguluyor. Doğalgaz faturalarının % 74,2’sini doğalgaz alış fiyatı, % 16,6’sını ÖTV ve KDV, % 9,2’sini ise sistem kullanım bedeli oluşturuyor.
Öte yandan doğalgaz dağıtım şirketlerine iktidar tarafından zamlar konusunda açık çek veriliyor. Öyleki 29 Temmuz’da yayınlanan bir yönetmelikle birlikte şirketlere geriye dönük zam uygulayabilme yetkisi tanınmıştı. Zamlar öncesinde kartlarına doğalgaz yükleten abonelere geçmişe dönük fatura gönderildiği ve ayrıca bu faturalarda devlet tarafından alınan vergilerin de yansıtıldığı basına yansımıştı.
Asgari ücrete ve memuz-emekli maaşlarına yapılan zamlar düşünüldüğünde artan doğalgaz fiyatları yoksul emekçiler için oldukça zorlayıcı. Şişkin faturalara karşı zamların geri alınması ve doğalgaz üzerindeki vergi yükünün kaldırılması bir talep olarak yükseltilmelidir.