Devrimci İmam Hatipliler Nokta Dergisinde
Marksist Liseliler ve SDH’nin bir bileşeni olarak örgütlenen Devrimci İmam Hatipliler Maaz İbrahimoğlu’na verdikleri röportajla Nokta Dergisi’nin kapak konusu oldular.
Yazının Devrimci İmam Hatiplilerle ilgili röportajını yayımlıyoruz. (Tamamını okumak için: http://www.noktadergisi.com.tr/marksist-imam-hatipliler-2.html)
“Bir zamanlar dindar ve muhafazakâr ailelerin çocuklarını İmam Hatipler’e göndermelerinin yegane gayesi buydu. Ancak son süreçte işler değişti. Başarısız eğitim politikaları sistemi hallaç pamuğu gibi atınca –zoraki de olsa- ‘komünistler’ de İmam Hatipli oldu.
İmam Hatipleri ‘arka bahçe’si olarak gören AKP iktidarı bahçeye ‘dindar nesil’ tohumları ekmek için kolları sıvadı. Birçok yerde İmam Hatip Ortaokulları ve Liseleri açıldı, Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Uygulamasıyla (TEOG) hiçbir yere yerleşemeyen ve tercih yapmayan öğrenciler otomatik olarak İmam Hatip Liselerine kaydedildi.
Hal böyle olunca İmam Hatiplerdeki öğrenci popülasyonu da değişime uğradı. Artık sadece muhafazakâr ve dindar ailelerin çocukları değil farklı kesimlerin çocukları da İmam Hatiplere gidiyor. Eğitim sistemindeki çarpık yenilikler sonucu kendini Kemalist, Marksist, Solcu, Leninist, Troçkist, Alevi ve Ulusalcı olarak tanımlayan pek çok ailenin çocukları kendilerini bir anda İmam Hatipler’de buldu.
Bu yeni öğrenci tipleri, İmam Hatiplerdeki öğrenci fraksiyonlarını da değiştirmeye başladı.
Geçmişte İmam Hatipler’deki yaygın öğrenci fraksiyonları; Anadolu Gençlik, Nakşibendi, Nurcu, Ülkücü, Alperenlerden oluşurdu. Şimdi İmam Hatiplerde, DEV-LİS’ten SDH’ye kadar pekçok oluşum var. Yani artık İmam Hatiplerden komünist çıkıyor.
NOKTA ‘aykırı’ öğrencilerle İmam Hatip devrimciliği ve solculuğunu konuştu. Sürekli Devrim Hareketi (SDH) adı altında toplanan Devrimci İmam Hatipliler, sosyal medyada bu isimle yer alıyorlar.
DEVRİMCİ İMAM HATİPLİLER GRUBU
Devrimci İmam Hatipliler grubunun liderleri konumunda olan Araf Koç ve Oğuzhan Erkan ile Devrimci İmam Hatiplilerin hayata, siyasete ve İmam Hatip’e dair deneyimlerini ve örgütlenmelerini konuştuk.
– Sizi tanıyabilir miyiz? Nasıl Devrimci İmam Hatipliler’e dönüştünüz?
Oğuzhan Erkan : Bizim dönemimizde SBS vardı. Düşük puan aldım. O zamanlar düz liseler kalktı ve Anadolu Lisesi oldular. O zaman benim önüme ya Meslek Lisesi ya İmam Hatip Lisesi çıktı. Ben de İmam Hatip’e gittim.
İmam Hatip’te din nasıl anlatılıyor, nasıl öğreniliyor bir gidip bakayım dedim. Gittiğime pişman oldum açıkçası. Çünkü AKP’nin bir yuvasıymış orası. Hocalar geliyor AKP’den bahsediyor. Böyle bir baskı oluştu. Araf arkadaşımla tanıştım.
O da solculara gidip geliyordu. Sonra Marks’ı okudum, Kapital’i okudum. George Orwell kitaplarını okumaya başladım. Hayatı yavaş yavaş görmeye başladım. Araf’la konuşa konuşa sosyalizme daha yakın oldum. Sosyalizm fraksiyonlarına baktığımda Stalin’in bana uymadığını gördüm. Stalin’i diktatör olarak görüyorum şahsen. Troçki’ye baktım, dünya devrimini gördüm. Ve Troçkist olmaya karar verdim.
Araf Koç: Sivas’lıyım. 4 yıldır Ankara’dayım. Ortaokul’da İslam felsefesi temellerini merak ediyordum. Körü körüne inançtan ziyade bilinçli bir inançlı insan olmak istiyordum. Kendi isteğimle İmam Hatip’e gittim.
Ama gittiğimde almak istediğim ilmi ve bilgiyi alamadım. Çünkü İmam Hatip devlet kurumu olduğu için devlet, orada kendi ideolojisini veriyor. Kukla bir okulla karşılaştım. Böyle olunca etkiye tepki oldu. Önce anti-kapitalist, anti-emperyalist olarak başladım, çözüm araya araya sonunda yolumuz Marksizme düştü.
BERKİN ELVAN EYLEMİNE GİTTİK, DAYAK YEDİK
– Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
ARAF: Ben Marksist Leninist ve aynı zamanda Troçkist olarak tanımlıyorum. Tabi öznel olmakla birlikte Müslümanım da… Kendime Müslüman Marksistim diyorum.
– Devrimci İmam Hatipliler diyorsunuz kendinize… Bunu biraz açar mısınız?
ARAF: Biz kendimizi devrimci olarak görüyoruz. Aynı zamanda İmam Hatip’te okuyoruz. O nedenle kendimize böyle tanımladık.
– Devrimci İmam Hatiplilerin oranı ne kadar size göre?
ARAF: Bu okuldan okula değişiklik gösteriyor. Bizimkinde 6-7 kişi kadar varız. Ama şu faşist baskı ayyuka çıkmadan evvelki sürede bize sorular soran, sempatiyle bakan 15 kadar kişi vardık.
Bunlar Deniz’i, Mahir’i, Erdal Eren gibilerini soran, araştıran arkadaşlardı. Biz de hem Müslüman olduğumuz için hem de Türkiye solu içinde farklı bir kimliğimiz olduğu için bunu kullanarak insanlarla iletişime geçiyorduk.
Hatta bu noktada diğer sol hareketlere nazaran iletişimimiz daha iyiydi. Yüzde 1 civarında varız. Ama mesela kadınlar da olabilir. Onlarla muhatap olamadığımız için bilmiyoruz. Tabi bir de kendini ifade etmeyen bir sürü insan var. Okulda yanımızda olanlar faşistlerden tehdit aldı. O nedenle oranımız biraz düşük.
OĞUZHAN: Biz önceden çok kişi idik. Bizim solcu olduğumuzu duyunca bizimle kavga ettiler. Davamız uğruna dayak bile yedik. Bize gelip ‘Siz Berkin Elvan eylemine gitmişsiniz’ dediler. ‘Gittik’ cevabını verdik. Birden saldırdılar. Neye uğradığımızı şaşırdık.
İMAM HATİP’TE KOMÜNİST OLAMAZ!
– Berkin Elvan eylemi dışında ne tür eylemler yaptınız?
ARAF: Biz sol olarak tüm katliamlara karşıyız. Suruç eyleminde başta olmak üzere pek çok eylemde tepkimizi gösterdik. Marksist Liseliler olarak. Okulda çalışmalarımız oldu. Tabi böyle çok ses getiren çalışmalar olmasa da etkinlikler yapıyoruz.
– Neden size saldırdılar?
ARAF: Bizim komünist olduğumuzu duydular. ‘İmam Hatip’te komünist olamaz, eyleme gidemez’ dediler ve kavga ettik. Dayak yedik.
– Ailelerinizin size bakışı nasıl?
OĞUZHAN: Açıkçası babam şaka yoluyla dalga geçiyor. ‘Devrimci İmam Hatipli’ diye. Bazen de çok sinirleniyor. ‘Senin her şeyin belli. Sen Türk’sün, Müslümansın’ diyor. Kendisi milliyetçi bir adam. Ben sosyalist olduğum için milliyetin bir önemi yok diyorum. Önemli olan halkların kardeşliği… Tabi bunlara sinirleniyor. Zaten ailem bana baskı yapıyor. Çevrenin yanında bu konuları konuşmayalım diye. ‘Kimsenin yanında ben komünistim deme’ diyorlar. Bana kızıyorlar. Başımıza belaya olacaksın diyorlar. Bende söylemiyorum fazla.
ARAF: Benimkiler bu işlerden uzak durmamı istiyor.
İHL GENÇLİĞİ DIŞARDAN DİNDAR GÖZÜKEBİLİR AMA…
– Okulda diğer gruplar nasıl?
OĞUZHAN: Anadolu Gençlik okulda çok kuvvetli ve çok rahatlar. Okulun giriş kapısına bile koskocaman pankart asıyorlar. İdare onlara çok iyi niyetli yaklaşıyor. Bir hocamız vardı. Sosyalist değildi ama en azından dertleşiyorduk. O sosyal demokrat idi.
ARAF: Biz imam hatipli solcu öğrenciler hocalarımıza ruhban sınıfı diyoruz. Bunlar İmam Hatip’in nasıl olması gerektiğini belirleyen bir üst akıl. Biraz AHaber dili oldu. Bu adamların idealinde İmam Hatipler var birde var olan İmam Hatipler var. İmam Hatip gençliği dışarıdan çok dindar ve kapalı gözükebilir. Ama içine girdiğinde bir meslek lisesi kadar hareketli ve hararetli bir ortam var. İmam Hatip çekinecek bir ortam değil. Sosyalist arkadaşlara diyorum. İmam Hatip’e yatırım yapın.
Orada çok iş var. Okulda sözünü etmekten en kaçındığımız şey Kürt Hareketidir. İmam Hatip’te milliyetçi bir damar olduğu için bu meseleye pek giremiyoruz. İmam Hatip’te tamamen İslamcı bir kesim var. Aynı zamanda Türk- İslam sentezcisi bir kesim de var. Ancak sadece Türkçü bir kesim yok. Yani Erdoğan’ın ara sıra eylemlerde çıkıp ‘Tek Bayrak, Tek Millet’ söyleminden çıkan bir kitledir.
HİTLER DÖNEMİNDE SOLCU ÖRGÜTLENME YAPMAK GİBİ
– Solcu olup Marksist olmayan İmam Hatip’li kitle var mı?
ARAF: Var ama yaygın değil. Bizim okul merkezde olduğu için bu şeyler fazla olmuyor. Çünkü genelde bürokratların çocukları geliyor. 80 sonrasının apolitik gençliği İmam Hatip’te yok.
Burada gençlik politik. ODTÜ’de nasıl solun her türlü fraksiyonu varsa İmam Hatiplerde de sağın her türlü fraksiyonu var. Biz de artık burada sol cenahta yer alıyoruz.
– İmam Hatip sola dair size ne kazandırdı?
ARAF: Biz insanlara emek, adalet, özgürlük, mücadele diyoruz. Kapitalizm insanları Müslüman ya da değil diye ezmiyor. Hepimizi eziyor. Müslümanlardan örnekler vererek gittik.
Mesele İsrail zulmü altında Filistin, mesela İran’daki mollacıların yaptığı tahribat… İmam Hatip’te en çok dikkatimi çeken şey; apolitik bir gençliğin içinde politik bir gençliğin yer alması oldu. Siyasete ve gençlik hareketine açık bir yer. İmam Hatip’te devrimci örgütlenme, Hitler döneminde solcu örgütlenme yapmak kadar zor bir şey.
PARANIN OLDUĞU YERDE DİNDARLAR
– Erdoğan’ın dindar nesil kavramına nasıl yaklaşıyorsunuz?
ARAF: Dindar nesile bakışı nasıl Erdoğan’ın merak ediyorum. Biz de dinimize bağlıyız ama sosyalistiz. Onların sahiplendiği o ‘arka bahçeyi’ yıkmak için elimizden geleni yapacağız. Yetiştirmeye çalıştığınız dindar gençliğin içindeyiz. Bunu bilsinler.
OĞUZHAN: Erdoğan’a taparcasına savunan insanların zihniyeti şuna benziyor. Yetim görmeyip, düşmüş görmeyip Kervansaray Başı’na su veren Ebu Cehil gibidirler. Bu adamlar paranın olduğu yerde dindarlar. Gecekondudaki işçi bunların umurunda olmaz. 3 işçiye 200 TL verirler, sözünü yaparlar. Bunların imanı budur.
– Namaz ve oruç var mı sizde?
ARAF: Namaz yok ama oruç tutuyoruz.
OĞUZHAN: Namazı arada bir kılıyorum. Orucu tutuyorum.
– İmam Hatip’te namaz ve oruç oranı ne kadar?
ARAF: Oruç kışa denk geldiğinde oruç tutmazsan İmam Hatip’te seni döverler. Ama yazın da meyhaneye giderler. Hepsi için demiyorum ama önemli bir kısmı böyledir.
– Zorunlu din dersine karşı mısınız?
ARAF: Zorunlu din dersine karşıyız. Seçmeli din dersini destekliyoruz. İnsanlar istediğini görmekte özgürdür. Dindar aileler, çocuklarını kendileri yetiştirebilir. Çocuklar istemiyorsa karşı çıkabilir. Ama kesinlikle okullarda zorunlu din dersine karşıyız. Hele zorunlu din dersi adına kendi ideolojilerini empoze etmelerine daha çok karşıyız.
– Karma eğitime nasıl bakıyorsunuz?
ARAF: Bunu savunuyoruz.
– Anti-kapitalist Müslümanlardan ne farkınız var?
ARAF: Onlardan en büyük farkımız örgütlenme biçimimiz ve İmam Hatipli olmamız. Ayrıca biz sadece anti-kapitalist değiliz Marksistiz. Biz sınıfsız, sömürüsüz bir dünya yani komünizmi savunuyoruz.
– Siz hangi hareketin altındasınız?
OĞUZHAN: Sürekli Devrim Hareketi altındayız. Troçkist olduğumuz için kendimize en yakın olarak bunu gördük. Mitinglerde ve eylemlerde Marksist Liseliler olarak katılıyoruz.
“CEBRAİL’SİZ KUTSAL KİTAP”
– Karl Marks hakkında ne düşünüyorsunuz?
ARAF: Marks için Muhammed İkbal’in bir cümlesini söylemek isterim. Marks’ın eseri Kapital için “Cebrail’siz kutsal kitap” diyor. Ali Şeriati’nin Marks hakkında fikirleri bizim de savunduğumuz fikirlerdir. Biz İslam dinini ve sosyalizmi birbirine benzer görüyoruz. Nasıl kurulan sosyalizm yapısı Stalin ile içeriden çürütüldüyse, halifelerden sonrada yönetimler İslam dinini kendi çıkarları için kullanmıştır.
Ne tür kaynaklar okuyorsunuz?
OĞUZHAN: Biz Ebu Zer ve Selman-ı Farisi gibi sahabelerin hayatlarını anlatan kaynakları okuyoruz. Ali Şeriatı okuyoruz. Marks, Lenin, Troçki ve Galiyev okuyoruz.
ARAF: Galiyev bir Müslüman ve Tatar. Rusya’daki Müslümanları Ekim Devrimi’ne katan adamdır. Ayrıca Stalin diktasının katlettiği ilk insan Galiyev’dir. Galiyev Ekim Devrimi için Müslümanlara yönelik bir bildirge yayımlıyor. Çarlığın onlara yönelik yaptığı şovenist ve baskının kırılacağını söylüyor. Devrim ile bunarlın biteceğini söylüyor. Biz de Marks ve Lenin’in fikirlerine katılıyoruz. Biz Kur’an’ı ele alıp damıttığımızda içinden kapitalizm değil sola yakın bir şey çıkar diyoruz. Tamamen sosyalizm çıkar demiyoruz ama sola yakın bir şey çıkıyor.
– Sevgiliniz var mı?
ARAF: Yok.
OOĞUZHAN: Kız arkadaşım vardı, yeni ayrıldık. Terk edildim.
– Kadınlarla aranız nasıl?
ARAF: Kadınlarla konuşuyoruz. Arkadaş, dost ve yoldaş olarak. Ama tabi hoşlanıyorsak söylüyoruz. İnsanın bir gerçeği budur.
– TEOG’un yapısını akılda tutarak soralım. Kayıt döneminde İmam Hatip’e nasıl bir kitle gelecek?
OĞUZHAN: Apolitik bir gençlik var. Ama burada İmam Hatip’in aşırı baskısının azıcık kilitleneceğini düşünüyorum. Ama bir gençlik kitlesi beklemiyorum. Bence buraya gelecek solcu arkadaşlar buranın mevcut durumundan dolayı gizli örgütlensinler.
Açık bir şekilde örgütlenseler zorlanırlar. Çünkü yönetim seninle uğraşıyor. AKP rozeti takan çocuklara kimse bir şey demiyor. Solcu bir gençliğin kapalı örgütlenme yapmaları ve tamamen arkadaş yoluyla örgütlenmeleri lazım. Güçlendikten sonra zaten bu bir gelenek haline gelecektir.
– Siz buraya gelecek kişileri solculaştırırken nasıl bir amaç güdüyorsunuz?
ARAF: Peygamber, “Siyahi Bilal’in gönlünü fethetmek İran’ı fethetmekten daha değerlidir” diyor. Peygamberin bu sözünü doğru buluyoruz. Bu söylem İslamın insanlara bakışıdır. İlericidir. Biz bu şekilde yaklaşıyoruz.
Türkiye siyasetinde bir olay var. 6. Filo eylemi. Orada ABD emperyalizmine karşı 6. Filoyu reddeden, gemiyi sularda boğmak isteyen, başında 68 Kuşağı’ndan Denizler, Mahirler, İbrahim Kaypakkayalar vardı. Böyle bir gençlik Müslüman kanını döken ABD’ye karşı antiemperyalist propaganda yaparken, MTTB ve Komünizmle Mücadele Dernekleri o eylemde, Dolmabahçe Camisinde namaz kılıp oradaki solculara saldırdılar. Artık uyanmaları lazım.