Cumhurbaşkanlığı Seçimleri: Kazananlar-Kaybedenler

10 Ağustos, 2014

Türkiye, RTE’nin cumhurbaşkanlığı seçim zaferi ile yeni bir döneme girmiştir. RTE, fiili başkanlık rejimini uygulamaya sokarak kendisi ve siyasi çizgisi adına yeni bir yol açmaya çalışacaktır. Seçimin RTE’den başka bir galibi daha vardır, o da Selahattin Demirtaş’tır. Demirtaş, izlediği sol çizgi ile hem birleştirici olmuş, hem de emekçilere hitap edebilmiştir. Bu yüzden de sadece Kürt illerinden değil ülkenin batısındaki sol kesimden de hatırı sayılır bir destek elde etmeyi başarmıştır. Bunun en iyi kanıtı İstanbul’da elde edilen % 9, İzmir’de elde edilen % 8’lik oy oranıdır. Üç büyük ilde oylarını ikiye katlayan Demirtaş, bu şekilde %10’a dayanmıştır. 30 Mart seçimlerine göre 1 milyon 200 bin civarında oy artışı, çok önemli bir sıçrayıştır. Diğer taraftan çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, % 38.5 ile kesin bir yenilgi yaşamıştır.

— Demirtaş, kapsayıcı sol bir söylemle Kürt ulusal hareketinin doğal tabanının ötesine çıkarak geniş emekçi ve sol kitlelere hitap etmeyi bilmiştir. Kampanya boyunca RTE karşısında anamuhalefet pozisyonunu fiilen üstlenen Demirtaş, yerel seçimlerde Sırrı Süreyye Önder’in hatalarına düşmeyerek bütün ağırlığıyla diktatör olmaya heveslenen RTE’ye yüklenmiştir. Bunun Ekmeleddin’den memnun olmayan CHP seçmeninin bir kısmında Demirtaş’a doğru bir kayma yarattığı görünmüştür.

— Demirtaş’ın başarısı sadece oy bazında değerlendirilemez. Demirtaş’a oy vermese de ona sempati duyan çok daha geniş bir kesim söz konusudur. Bunun anahtarı da sol söylemdir.

— Demirtaş, 12 yıllık dengeleri sarsmıştır. Kapsayıcı sol söylem, kemikleşen kutuplaşmış destek kalıplarını yerinden oynatmıştır. Bu yüzden de RTE beklediği seçim zaferini almasına almıştır, ama önümüzdeki süreçte epey rahatsız olacağı söylenebilir. Bütün devlet olanaklarını kullanmasına rağmen RTE, oylarını artıramamıştır.

— Diğer taraftan HDP’nin seçim sonrası bu çizgisini sürdürmesi asıl önemli olandır. Ama maalesef, Öcalan ile AKP arasında yürütülecek pazarlıklar çerçevesinde bu çizginin sürdürülmesi konusunda büyük şüpheler bulunmaktadır. Emekçi sınıflar da bu durumun farkında olmalıdır.

— HDP’nin 30 Mart yerel seçimlerdeki oy oranına nazaran Demirtaş’ın Kürt illerinde yakaladığı büyük oy artışı, HDP’li belediyelerden duyulan hoşnutsuzluğu yansıtmaktadır.

— Demirtaş sola kayarak zafer elde ederken CHP sağa kayarak hezimet yaşamaya devam ediyor. CHP, ABD- TÜSİAD-Cemaat şeytan üçlüsünün kuyruğuna takılarak Gezi dinamiğini sağa çekmeye çalışadursun bir yandan da MHP’ye hizmet ediyor.

— MHP seçmeninin güçlü oldukları Orta ve Doğu Anadolu’da RTE’yi desteklediği seçim sonuçlarından anlaşılmaktadır. Böylelikle bu bölgelerde RTE % 60-70-80 bandına çıkabilmiştir. Yani, CHP’nin çatı taktiği, sadece ve sadece MHP’yi kurtarmaktadır.

— Seçimlere katılım, % 74 düzeyinde kalarak son 12 yılın en düşüğüne denk gelmiştir. RTE’nin seçimi ilk turda göğüsleyebilmesinin asıl sebebi, bu düşük katılım oranıdır. CHP’nin oy deposu olan bölgelerde katılım oranı bir hayli düşük seyretmesinde tatilin etkisi büyüktür. Bunda küçük burjuva konformizminin yanısıra Ekmeleddin’in seçmende kabul görmemesi önemli etken olmuştur.

— RTE’nin fiili başkanlık sistemini uygulamaya çalışacağı yeni süreçte güçlenen diktatörlük eğilimlerine karşı bağımsız sosyalist inşa büyük önem taşımaktadır. Bu, sadece devrim ve sosyalizm hedefiyle ilgili değil, aynı zamanda önümüzdeki süreçte emekçi sınıfları bekleyen tehlikeler için de aciliyet taşımaktadır.

— Siyasal mücadele kuşkusuz seçimlere indirgenebilecek birşey değil. Dolayısıyla artık gerçek bir siyaset yapma, siyaset üretme vakti gelmiştir. Genel seçimler yaklaşıyor. Bu konuda bizi sıkıştıracak ablukayı susarak ya da siyasetsizlikle değil gerçek anlamda politik bir manevrayla yarmanın hesaplarını yapmaya başlamak gerekiyor.

KATEGORİLER
ETİKETLER