Arjantin’de Seçimler, Milei ve Tarihsel Sorumluluk Karşısında FIT-U – V. U. Arslan

Arjantin’de Seçimler, Milei ve Tarihsel Sorumluluk Karşısında FIT-U – V. U. Arslan

Toplumların devrimci dönüşüm olasılıklarının güçlenme koşulları nelerdir?

  1. Sistemin organik krizi
  2. İşçi hareketinin atılımı ve kitlelerin yığınsal biçimde eylem sahasına inmesi
  3. Devrimci partilerin kitlelerle sağlam bağlar kuracak güçte olması.  

Yakın tarihte birçok farklı ülkede sistemin organik krizine eşlik eden ayaklanma benzeri kitlesel hareketlere tanıklık ettik. İran’da geçen yıl bu sıralarda başlayan ayaklanma aylarca sürmüştü. Şili, Lübnan, Sudan, Yunanistan, Kazakistan, Fransa, Irak son yıllarda benzer yükselişlerin yaşandığı ülkeler arasında ilk akla gelenler. Bütün bu örneklerde açık ara en geriden gelen faktör 3 numaralı faktördü. Yani sistemin krizine ve kitlelerin fedakarlığına denk düşen devrimci özneler ya yoktu ya da çok zayıf kaldılar. 

Devrimci güçlerin etkin olduğu Arjantin’de durum farklı olabilir. Zira bu 3 faktör içerisinde en kritik olanı üçüncü faktördür. Yakın tarihin örnekleri de gösterdi ki sistemin krizi ve kitlesel patlamalar periyodik olarak ortaya çıkabiliyor ama devrimci güçler olaylar ve aylarla ölçülecek zaman dilimlerinde içerisinde ortaya çıkamıyor. Bu anlamda Arjantin’de devrimci güçlerin sıçrama yapması için belirli temeller mevcut. Burası önemli.

Arjantin’de sistem şu an için çözülmekten uzak olsa da halihazırda şiddetle yaşanan ekonomik ve politik krizin derinleşmesini bekleyebiliriz. İşçi hareketi ve kitlesel eylemler belirli bir seviyede ama henüz genelleşen bir aşağıdan tazyik söz konusu değil. Diğer taraftan önümüzdeki süreçte sınıf çatışmasının daha da keskinleşmesi bekleniyor. Bütün bu dengeler içerisinde İşçilerin Birleşik Sol Cephesi’nin (FIT-U) başını çektiği devrimci güçler kitleler nezdinde ciddi bir karşılığa sahipler. Dolayısıyla kronik ekonomik kriz ve devrimci solun etkisi bir araya geldiğinden Arjantin egemenleri için oldukça riskli bir durum söz konusu. 

Diğer taraftan Arjantin kapitalizmi ekonomik krizlerden kurtulamasa da belirli bir siyasi derinliğe sahiptir. Buradaki baş faktör Peronizm. Tarihsel olarak işçi hareketiyle bağları olan ve halen de sıkı şekilde sendikal bürokrasiyi işgal eden Peronistler sınıf hareketini tıkamakla kritik bir rol oynuyorlar. Halen iktidarda olan Peronistler sol ve sağ kanatlarıyla, yurtsever-antiemperyalist demagojileriyle, Papa ve kilisesiyle, yedeklerine aldıkları sözde sosyalist örgütlerle sınıf hareketinin önünde aşılması gereken büyük bir engel konumundalar. Arjantin Komünist Partisi ve Maoist PCR’nin Peronistlerle birlikte hareket ettiğini söylersek durum daha iyi anlaşılmış olur. Bu arada Peronistlerin son 20 yılın 16’sını iktidarda geçirdiklerini ekleyelim. 

Arjantin’de Peronistler burjuvazi ve emperyalizmle işbirliği yapsa da geleneksel olarak burjuvazi ve emperyalizmin ilk tercihi olan Juntos por el Cambio (Değişim İçin Birlikte) son olarak 2015-19 arası iktidardaydı. Bu 4 yılda uygulamaya çalıştıkları sosyal kesinti paketleri emekçiler tarafından sokaklarda püskürtülmüştü. Ardından tekrar iktidara gelen Peronistler (Fernandes-Kirchner) ekonomik sıkıntılar yüzünden IMF ile anlaşmış, IMF programı halkı daha da yoksullaştırmıştı. Buna rağmen hükümet darboğazdan çıkamamış, ekonomik sıkıntılar azalmak şöyle dursun daha da şiddetlenmişti.

Bu yüzden Juntos de Cambio 2023 seçimlerinde iyice zor duruma düşen Peronistlerin (Vatan İçin Birlik) yenilgisiyle iktidara yeniden geleceklerini düşünüyordu. Ama Ağustosta yapılan ön seçimlerde aşırı sağcı Javier Milei beklentilerin çok üstüne çıkarak yarışı birinci bitirdi. (Milei %30, merkez sağ %28, merkez sol %27) Ekim ayındaki devlet başkanlığı seçimlerini kazanmak için Milei güçlü bir konuma gelmiş oldu.

Milei

Kendisini liberter ve anarko-kapitalist olarak tanıtan Milei aslına bakarsanız dünyada yükselişe geçen aşırı sağcı şarlatanlartan birisi. Enflasyonun %124’e yükseldiği, halkın giderek yoksullaştığı ülkede, merkez sağ ve merkez sol olarak bilinen iki ana burjuva partiye ve diğer politik elitlere yönelen öfke Milei’ye yaramış görünüyor. Milei 2002’deki yoksul halk isyanının sloganı olan “Hepsi Gitsin” mottosuyla yürüttüğü seçim kampanyasında Merkez Bankası’nın yanısıra Sağlık ve Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmasını önerdi. O kadar serbest piyasacı ve ekonomiye devlet müdahalesine o kadar karşı ki organ ticaretinin yasallaşmasını istiyor! Pula dönen Arjantin para birimi Peso yerine ABD Dolarına geçmek bir başka önerisi. Süper özelleştirmeci olan Milei emekçilerin sosyal kazanımlarına yönelik çok köklü saldırılar yapmaya yeminli. Diğer taraftan Arjantin egemen sınıfları için mesele bir toplumsal patlama olmadan sosyal kesinti paketlerini hayata geçirebilmek. Halihazırda Arjantinli yoldaşlarımız Partido Obrero’nun önderliğinde yürümekte olan Piquetero Hareketi (varoşlar mücadelesi) sosyal kesintilere karşı büyük bir mücadele yürütüyor. Olası bir Milei iktidarının sınıf mücadelesini çok keskin noktalara çekmesi ihtimali egemenleri kaygılandırıyor. 

Halihazırda anketlerdeki liderliğini pekiştirmiş görünen Milei, aşırı sağın tüm dünyada kullandığı aynı mühimmatla ateş ediyor. Ailenin tehlike altında olması, LGBTİ’nin düşmanlaştırılması, komünizm umacısı, bireysel silhalanmanın önünün açılması, kürtaj karşıtlığı, okullarda verilen cinsel eğitimin durdurulması, iklim değişikliğinin inkarı… Milei’nin Trump hayranı ve Bolsonaro dostu olması tabi ki sürpriz değil.    

Gelecekten umudunu kesen, güvenceli bir iş imkanından yoksun, örgütsüz gençler (özellikle erkekler) “anti-sistem” olarak gördükleri Milei’ye yoğun destek vermiş görünüyorlar. Arjantin’deki apolitik reaksiyon “solcu” hükümete karşı aşırı sağcı demogogun prim yapmasına yol açmış. Milei her fırsatta hükümetin sözde sol karakterinden ötürü sosyalizme savaş açıyor ve Arjantin’in içinde bulunduğu durumdan kapitalizmi değil sosyalizmi sorumlu tutuyor. Kendisini sistem karşıtı olarak gösteren Milei gerçekte sistemin sopası olarak yükselmekte. Arjantin’de bu aşırı sağcı reaksiyonun toplumsal temelini oluşturan bir orta sınıf var. Ama Milei’ye oy veren emekçiler bu sistem adamını çok zaman geçmeden tanıyacaklar.

FIT-U’nun Aksaması

Devrimci Marksist 4 örgütün birliğini ifade eden FIT-U (İşçilerin Birleşik Sol Cephesi), Ağustos ayındaki önseçimlerde %2.65 oy alabildi. 2019 seçimlerinde bu oy oranı %2.83’tü. Sonuçlara daha da yakından baktığımıza FIT-U’nun 723 bin oydan 628 bin oya gerilediğini görüyoruz. Bu noktada bir uyarı yapalım. FIT-U’yu tanımayan okuyucular bu noktada FIT-U’nun seçim skorunu Türkiye’de TİP’in aldığı oy oranıyla ya da Syriza ile karıştırmasınlar. FIT-U çok daha radikal ve sokaklarda mücadeleyi omuzlayan bir güç. Yani ılımlı reformist bir çizginin aldığı oy oranıyla FIT-U’yu mukayese etmek doğru olmaz. Peki neden FIT-U son seçimlerde ilerleyemedi?

Arjantin’de halihazırda bölgesel önemli direnişler olsa da sınıf mücadelesinde genel bir yükselişten söz edemeyiz. Sınıf mücadelesinin mevcut aşamasında tepki oylarının sözde sistem karşıtı Milei’ye gittiğini görüyoruz. Yoksul halkın ve gençliğin bu sahte anti sistem adamını hayatın testinden geçirmesi ve bazı gerçekleri yaşayarak görmesi gerekecek. Ve keskin saldırılara karşı işçi sınıfının öncü kesimlerinin hazırlıklı olması şart. Bu yüzden önümüzdeki sürece demoralizasyon yaşanmadan girilmesi önemli. Bunun için de evvela gerçekliğin en net şekilde kavranması temelinde zorluklar ile fırsatların anlaşılması gerekir.  

Peki, Arjantin’in objektif faktörleri bir yana, subjektif faktörlerde bir aksama yok mu? Kanımızca FIT-U bileşenlerinin özeleştiri yapması gereken konular bulunuyor. Oysa FIT-U’nun en önemli iki bileşeninden biri olan PTS’nin seçim değerlendirmelerine baktığımızda gerçekçi bir tahlilin yapılmadığını görüyoruz. Geçen seçimlerde elde edilen oyların konsolide edildiğinin vurgulandığını ya da yüksek oy alınan bölgelerin öne çıkarıldığını okuyoruz.* Onlara kalırsa 2019’daki seçimlerle aynı sonuçlar alındı ve sonuçları kötü olarak değerlendirmek doğru değil. Evvela sadece rakamlara bile baksak geçen seçimlere göre 100 bin civarında oy kaybedildiğini, 720 binlerden 620 binlere düşüldüğünü görüyoruz. Ayrıca Peronistlerin kaybettiği 6 milyon civarındaki oydan FIT-U’ya hemen hiç oy gelmediği anlaşılıyor. Yaşam koşullarının hızla bozulmasından, %124’e çıkan enflasyondan vb bahsetmiyoruz bile. Kısacası gerçekleri eğip bükerek devrimcilik yapılmaz; bu şekilde eksikler giderilemez, hatalar düzeltilemez.  

Peki FIT-U’ya dair eleştiriler nelerdir? Bunların başında FIT-U’nun gerçek bir cephe olamaması geliyor. Gerçek bir cephe nasıl olunur? İş yerlerinde, sendikalarda, mahallelerde, okullarda ve kent merkezlerinde omuz omuza fiili mücadeleyi büyütmekle birleşik cephe olabilirsiniz. Ortak kampanyalar, ortak sloganlar, eylemler ve taktiklerle FIT-U’nun sınıf mücadelesine yüklenmesi gerekirken FIT-U bileşenleri gerçekte sadece bir seçim ittifakıdır. Bu da aslında Arjantin seçim sisteminin zorlamasıyla mümkün olmaktadır. Oysa sınıf mücadelesine müdahale eden gerçek bir mücadele cephesi, bağımsız binlerce öncü işçi ve gencin umudu haline gelebilir. 

Gerçek bir cephe olamamanın en büyük nedenlerinden birisi FIT-U içerisindeki sekter rekabettir. Fikir ayrılıkları ve bazı taktiklerin farklılaşması gayet doğal, ama FIT-U’nun yaşadığı yıpratıcı rekabet kitlelerde ancak kafa karışıklığı yaratabilir. Ön seçimlerde birbirlerine karşı da yarışan PO ve PTS’nin arasındaki farklılıkların geniş kitlelerce anlaşıldığını veya onaylandığını düşünmek oldukça zordur. Arjantin’de 2 yılda bir yapılan seçimler FIT-U içerisindeki hegemonya mücadelesini ve dar kafalılığı körüklemektedir.  

Gerçek bir birleşik cephe işçi sınıfı, mahalleler ve gençler arasında büyük etki yaratarak mücadeleyi bir üst boyuta taşıyabilir. FIT-U’nun daha sol ve daha güçlü bileşenleri olan PO ve PTS’ye bu konuda tarihsel sorumluluklar düşmektedir. Sistemin krizini devrimci amaçlar için değerlendirmek adına gerçek bir birleşik cephe gibi hareket etmek gerekiyor. Önümüzdeki süreçte faşist canavara karşı ilerici kitlelerde bir teyakkuz hali gelişecektir. Bu atmosferden mümkün olan en ileri sonuçları elde edebilmek için FIT-U’nun gerçek bir mücadele cephesine dönüşmesi ve bunun için de bileşenlerin sekter rekabet alışkanlıklarını aşması gerekiyor.    

*https://www.laizquierdadiario.com/La-izquierda-su-eleccion-y-su-campana