Aliyev Rejimi ve Talış Hakına Baskılar – Ahmad Mammadli
Azerbaycanda yaşayan halkların və etnik grupların karşılaştığı hak ihlalleri sıradışı bir durum değil. Son 30 yıldır kısıtlanan özgürlükler, demokratik haklar ve artan tutuklamalar bu gerçeğin çok güçlü kanıtlarından biridir.
Azerbaycan’da yaşayan hiçbir halk kendi kimliğini ifade etme ve araştırma hakkına sahip değil. Bütün inisiyatifler 1993’te iktidarı ele geçiren Haydar Aliyev tarafında bloke edildi və halklar zorla “Azerbaycanlı” kimliği altında eritilmeğe başlatıldı. Ülke nüfusunun büyük bir kısmında herhangi etnik grubun üstünlüğü söz konusu bile değil. Devlet televizyonlarında son bir kaç yıldır yapılan türkçü ve turancı propoganda bile etkisini çok az insan üzerinde gösterebiliyor.
Ülkenin güneyinde nüfus üstünlüğü Talış halkında olurken, kuzeyinde Lezgi halkı, kuzey-batısında Avarlar, Bakü etrafı ve Hazar Denizi’nin kuzey sahillerinde Tat halkı yaşıyor. Ülkenin, gerçek kimliği Azeri olan kısmı ise türkçü, turancı kimlik siyasetinin baskısı altında yeni kimlik arayışına çıkarak kendilerini Türk veya Azerbaycan Türkü diye tanımlıyorlar.
Genel olarak ise Azerbaycan’da sahte resmi rakamları bir kenara bırakırsak Azeri, Talış, Lezgi, Avar, Tat, Rus, Ermeni, Saxur, İngiloy, Rutul, Kürt, Alman, Yahudi, Udi, Ahıska türkleri, Şahdağ halkları ve başka birçok etnik grup yaşıyor ve devletin söylediyi gibi hiç de az sayıda değiller.
Halkların kendi kimliklerini açık bir şekilde yaşayamamalarından ileri gelen bu sorun, elbette 30 yıldan fazladır ülkeyi kendi iktidarında tutan Aliyev iktidarının işine geliyor. Onlar halkların bu sorununu çözmek yerine baskıyı daha da yoğunlaştırıyor ve kendi medeni haklarını talep eden insanları bölücü ve vatan haini diye damgalıyor.
Halklara yönelik yeni baskılar
24 Temmuz’da Azerbaycan, İran ve Türkiye etnografyası ve etnik hakları konusunu araştıran bağımsız Talış araştırmacı İgbal Abilov Azerbaycan Devlet Güvenlik Hizmetinin yaptığı operasyon sonucu tutuklandı ve “devlete ihanet”le suçlanıyor. Halbuki tek suçu kendi halkı dahil komşu halkların etnografisini araştırmak ve makaleler yazmaktı. Üstelik İgbal uzun yıllardır ailesi ile birlikte Belarus’ta yaşıyordu ve ülkeye yılda 1-2 defa akrabalarını görmek için geliyordu.
2020 yılında, Talış halkının kültürüne ait paylaşımlar yapan Aslan Gurbanov da benzer suçlama ile Devlet Güvenlik Hizmeti tarafından tutuklanmış ve “halklar arasında nefret yaymak” maddesiyle suçlanarak 7 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve daha sonra cezası 1 yıl daha uzatılmıştı.
İlk tutuklama adımları
Ülkede Talış halkına karşı başlatılan tutuklamalar 2007 yılında bir Talış gazetesi olan “Tolışi Sədo”nun baş redaktörü Profesör Novruzali Mammadov’a karşı başlamıştı. O devlet televizyonlarının birinde Talış halkına karşı olan ayrımcı tutumu eleştirdiği için tutuklanmış, 2008’de devlete ihanet ile suçlanarak 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve ardından hapiste işkence ile katledilmişti. Aliyevlerin ona kızgınlığı bununla geçmemiş, geride kalan 2 oğlunun da ölümüne sebep olmuş, eşi Maryam Mammadova ise ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
2012 yılında ise “Tolışi Sədo” gazetesinin yeni Genel Yayın Yönetmeni, insan hakları savunucusu Hilal Mammadov’a karşı da “devlete ihanet” ve “uyuşturucu bulundurma” suçlamaları yapılarak tutuklanmıştı.
2019 yılında, 1994’ten beri Rusya’da yaşayan Talış siyasetçi Fahraddin Abbasov hava limanında tutuklanarak devlete ihanet ile suçlanarak hapsedildi ve 1 yıl sonra hapiste “intihar” etdiği haberi yayıldı.
Tutuklanan kişilerden serbest kalabilen tek kişi Hilal Mammadov ve kendisi kültürel çalışmalarına devam etmekte.
Azerbaycan Talışlarının İctimai Şurası, Fahraddin Abbasov’un ve Novruzali Mammadov’un şüpheli ölümlerine inanmadıklarını ve her ikisinde aynı senaryonun kurulduğunu beyan etdi.
Aynı zamanda talışların en büyük bağımsız kuruluşu olan ATİŞ, ülkede 1 milyondan fazla Talışın yaşadığını ve ciddi hak ihlallerine uğradığını açıkladı.
Azerbaycan devletinin açıklamadığı rakamları bir kenara bırakırsak ülkede Azerilerden sonra en büyük topluluk Talışlar sayılabilir ve yalnız Azerbaycanda değil, İran’da da ciddi bir nüfusa sahipler.
Azerbaycanda kendi etnik kimliğini özgürce ifade etmek ve bunu araştırmak artık devletin cinayet soruşturması başlatması için yeterince sıradan bir adım halini almış bir durumda. Aliyev diktatörlüğü hem halkı 200-300 dolar gibi sefalet ücretlerine mahkum ederken etnik kimliklerin de özgürlükleri kısıtlanıyor. Ya dünyada emeği ve bütün halkları sömüren diktatörlüklere karşı kolektif bir direniş sergileyeceğiz ya da her birimiz bu köhnemiş düzen altında yok olup gideceğiz.
Ahmed Mammadli, ahmadmammadli18@gmail.com