Ali Koç'un "Solculuğu!" (Çağın Erdinç)
Bir futbol kulübünün kongresi gerçekleşiyor; zenginler konuşuyor; ortaya dudak uçaklatan paralar koyacaklarını söylüyorlar; söyledikleri her şey manşet oluyor; sonra adaylardan biri kazandığında en “solcu” görünenlerimiz bile alkış tutuyor. Adayların kim olduğu önemli değil. Bu işte bir terslik yok mu? Yoksullar ay sonunu nasıl getireceklerini düşünürken bu adamlar bu kadar parayı bir spor kulübü için nasıl bu kadar kolay hibe edebileceklerini söylüyorlar?
Bu meseleye döneriz. Önce şu “devrimci” Ali Koç meselesini irdeleyelim. Ali Koç’un başkanlığının kesinleşmesinden sonra sosyal medyayı okuyanlar sıklıkla “devrimci Ali Koç” benzetmesiyle karşılaştılar. Ali Koç devrimciymiş! Kulüpte ve ülke sporunda devrim yapacakmış! Nasıl bir devrim yapacak acaba? Endüstriyel sporun köküne dinamit koyup sporcuların hakça bölüştüğü, taraftarların müşteri olarak görülmediği, milyon dolarların değil becerinin konuştuğu bir sistem mi getirecek? Hayır dostlar! Tam tersi, bugüne kadar olan her şey olmaya devam edecek.
Peki Ali Koç neden bu kadar parladı? Bunun tek nedeni yok. Ama en önemli sebebi Aziz Yıldırım. Kulübü 20 yıldır babasının çiftliği gibi yönetti. İstediğini kulübe aldı; istemediğine kapıya gösterdi; Alex gibi Serhat Akın gibi Tuncay Şanlı gibi değerleri hak etmedikleri şekilde gönderdi. Semih Şentürk bir anısında şöyle diyordu: “Çok formdaydım. Neden oynamadığımı hocaya sorduğumda, ‘başkan istemiyor’ dedi”
Evet, diktayla yönetilen bir kulüpte Aziz Yıldırım’ın karşısına kimi koyarsanız koyun insanlar ona sarılacaktı. Ayrıca Ali Koç’un genç ve dinamik yapısı, değişim vaadeden sözleri taraftarları cezbetti. Hatta çoğu kişi “Ali Koç seçilirse Muharrem İnce de cumhurbaşkanı olur. Değişim buradan başlayacak” dedi. Öyle ki, ”Tayyip Erdoğan’ın, Ali Koç’un seçilmesinden rahatsızlık duyduğunu” söyleyenler bile oldu.
Neden böyle bir çıkarımda bulunuluyor bilmiyorum. Ali Koç’un Tayyip Erdoğan’la zıtlığı mı var? Rakamlar yalan söylemez. Koç grubu AKP döneminde ihyâ oldu. Koç Holding 2017 Aralık ayı itibariyle sadece 9 aylık süreçte %54 kâr elde etmişti (*) Taraflar arasında karşıtlık olsaydı böyle bir sonuç olur muydu? Ayrıca Koç Holding’in 2017 yılı kârı net 4.9 milyar Lira’ydı. (**) Sürekli artan kârın bu yıl da devam ettiğini biliyoruz.
Şunu unutmayalım. AKP’nin patronlarla hiçbir sorunu yok. Patronların da AKP ile hiçbir sorunu olamaz. Neden olsun ki? OHAL döneminde birçok grevi engelleyen patronların kârına kâr katan; işçilerin cebinden alıp patronların cebine koyan AKP’nin ta kendisi.
Sonuç olarak bu meseleye özellikle biz Sosyalistlerin dikkatli yaklaşması gerekiyor. Zaman zaman hepimiz siyasi hassasiyetleri bir kenara bırakıp taraftar hassasiyetiyle hareket edebiliyoruz. Bu da bizi çıkmaz sokağa götürüyor. Yakın zamanda Koç Holding’e ait TÜPRAŞ’ta taşeronlaştırmanın sonucu olarak 4 işçi feci şekilde can vermişti. İşten atılan metal işçilerinin de Ali Koç’u iyi tanıdığını belirtelim. 2012 yılında Ford Otosan yönetim kurulu başkanı olan Ali Koç döneminde birçok metal işçisi direndiği için işinden edilmişti. Koç’lara solculuk atfetmeden önce bu gerçekleri görmek lazım.
Para Üzerine Dönen Çarklar
Spordaki değişim, dönüşüm ancak ve ancak toplumsal değişimle mümkün olabilir. Fenerbahçe’nin başkanlık koltuğuna mezardan kaldırıp Lenin’i koysanız fazla bir şey değişmez. Çünkü çarklar para odaklı dönüyor.
Endüstriyel sporda aslolan taraftarı daha fazla müşteri haline getirmektir. Önceki gün Ali Koç başkan olarak seçildiğinde ilk önce yapılması gerekenler listesine “Fenerium’lara gidip forma alarak kulübe destek olun” maddesi eklendi. Sosyal medyada buna dair yüzlerce paylaşım yapıldı. Giriş paragrafındaki sorunun yanıtı bu işte. “Bu adamlar bunca parayı nasıl ortaya koyabiliyor? Spor kulüpleri milyon dolarlık harcalamaları nasıl yapabiliyor?” sorularının cevabı bu gerçekte gizli. Taraftarlar müşterileştiriliyor; herkesin en doğal hakkı olması gereken “spor müsabakalarını ücretsiz izleme” hakkı, daha çok parayı verenin düdüğü çaldığı bir lükse dönüşüyor. Yetmiyor, “Kulübünüze destek olmak için kulübün lisansını taşıyan ürünleri alın” deniliyor. Reklam gelirleri de eklenince ortaya dudak uçuklatan bir para çarkı çıkıyor.
Bu para çarkının başında “sopalı” Aziz Yıldırım oturuyordu; artık “paralı” Ali Koç oturuyor. Yani aslında değişen fazla bir şey yok. Aynı kahverenginin farklı lacivert tonu!
(*) http://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/ekonomi-haberleri/koc-holdingden-yuzde-54-k-r_ID1440345/
(**) https://www.dunya.com/finans/haberler/koc-2017de-49-milyar-lira-kar-etti-haberi-403543