
Arjantinli Plaza de Mayo Anneleri’nden Müjde: “140. Torun” Bulundu
Arjantin’de 1976-1983 yılları arasında hüküm sürek askeri diktatörlük yıllarında tam 30 bin devrimci, sendikacı, işçi lideri, insan hakları savunucusu “siyasi soykırım” ile en acımasız şekillerde yok edilmişti. İşkence, kaybetme, infaz ve ağır hapishane koşulları altında geçen bu yedi yıl boyunca yüzlerce çocuk ailelerinden çalınmıştı. Diktatörlük yıllarında kaybedilenleri aramaya başlayan Plaza de Mayo anneleri mücadelelerini hala sürdürüyor.
Plaza de Mayo Anneleri Derneği, Arjantin’deki askeri diktatörlük döneminde tutuklanan ve kaybedilen kadınlardan çalınan yüzlerce bebekten birinin daha kimliğinin tespit edildiğini Pazartesi günü duyurdu. Böylece, bulunan çocuk sayısı “140. torun” ile birlikte 140’a ulaştı.
“140 numara” olarak anılan kişinin şu anki ismi kamuoyuna açıklanmadı. 48 yaşında olan bu kişi, Buenos Aires’te yaşıyor. Anne ve babası, 1976 yılında Arjantin’in güneyindeki Neuquén eyaletinde kaçırılan Marksist bir çift olan Graciela Alicia Romero ve Raul Eugenio Metz’ti. Her iki ebeveyn de daha sonra kaybedildi.
Annesinin tutuklandığında hamile olduğu, Nisan 1977’de ise bebeğini dünyaya getirdiği tanık ifadeleriyle belirlendi. Aynı tanıklar, annenin işkenceye maruz kaldığını da aktardı. Çocuğun Adriana adında bir ablası bulunuyor. Adriana, önce komşularına ardından ise büyükannelerine teslim edilmişti.
Adriana, 94 yaşındaki Plaza de Mayo Anneleri Başkanı Estela de Carlotto ile birlikte Pazartesi günü düzenlenen basın toplantısında duygularını paylaştı: “Artık kardeşimin nerede olduğunu biliyorum. Bundan sonrası Metz Romero ailesi için bir armağan.”
Adriana, kardeşiyle henüz yüz yüze görüşmemiş olsa da video konferans yoluyla konuştuğunu aktardı.
Askeri diktatörlük döneminde tutuklanan annelerden en az 300 çocuğun doğduğu ve bu bebeklerin çoğunlukla çocuk sahibi olmak isteyen veya olamayan, rejim tarafından “uygun” ya da “sadık” görülen ailelere verildiği biliniyor.
Plaza de Mayo Anneleri, neredeyse 50 yıldır kesintisiz şekilde yılmaksızın süren çalışmalarında kayıtlar, tanıklıklar ve DNA testleri aracılığıyla şimdiye dek kayıp 140 çocuğun gerçek kimliğini tespit etmeyi başardı. Bazı durumlarda, bu buluşlar hayatta kalan akrabalarla (hala, kuzen, yeğen) duygusal buluşmalarla sonuçlanırken, bazen kayıplara ancak ölümünden sonra ulaşılabildi.
Aşırı sağcı devlet başkanı Javier Milei, askeri diktatörlüğün gerçekleştirdiği büyük siyasi soykırımı ve kaybedilenleri açıkça savunuyor. Kamu harcamalarını azaltma ve tasarruf iddiasıyla işten atmalar, grev yasakları, sokak baskısına ek olarak darbecilerle hesaplaşan kurumların da bütçesini kesintiye uğratarak hakikat arayışlarına engel olmaya çalışıyor.
“140 numara”, Aralık 2024’te tespit edilen “138 numara” ve Mayıs 2025’te bulunan “139. torun”un ardından kimliği tespit edilen üçüncü kişi oldu. “139. torun”, 1976’da kaçırılan ve kaybedilen solcu bir çiftin yaklaşık 40 yaşındaki kızıydı.
Bu yeni buluş, hükümetle Plaza de Mayo Anneleri arasındaki gerilimin arttığı bir dönemde gerçekleşti. Anneler, bütçe kesintileri ve yapısal reformlar bahanesiyle yürütülen faaliyetlerin sekteye uğratıldığını, çalışmalarının finanse edilmediğini savunuyor. Haziran ayında, çalışmalarının temel dayanağı olan Ulusal Genetik Veri Bankası’nın özerkliğini korumak amacıyla hukuki süreç başlattılar. Derneğe göre banka fiilen “felç” olmuş durumda.
Ultra-liberal Javier Milei, göreve geldiğinden beri insan hakları alanındaki çalışmaları “solun gizlendiği işler” olarak niteleyerek küçümsüyor. Ayrıca Adalet Bakanlığı’na bağlı İnsan Hakları Sekreterliği’ni “alt sekreterlik” düzeyine indirip personel sayısını %30 oranında azalttığını duyurdu.
Askeri diktatörlükle hesaplaşan, generalleri ve işkencecileri yargılayan mücadeleyi omuzlayan Arjantin halkı bu yönüyle devrimci mücadelelerin askeri darbe ile ezildiği Şili ve Türkiye darbelerinden ayrışıyor. Bu tarihsel mücadele bugün hala Arjantin halkının güçlü mücadele dinamiklerine sahip olmasının nedenlerinden de biri olarak görülüyor.
Türkiye’de 1990’lar boyunca gözaltında kaybedilen sayısız insanın bulunması için Cumartesi Annelerine mücadele ilhamı veren Plaza de Mayo anneleri tarihin en uzun soluklu mücadelelerinden birini kesintisiz şekilde sürdürmeye devam ediyor.