Yasaklara Rağmen Almanya’da Liman İşçilerinin Üçüncü Grevi! – Öykü Varol
Almanya’nın Hamburg, Emden, Bremerhaven, Bremen, Brake ve Wilhelmshaven gibi liman kentlerinde liman işçileri 14 Temmuz’da bir kez daha greve gitti. Liman işçileri 9 Haziran ve 23 Haziran’da da çalışmayı bir günlüğüne durdurmuştu. İşçiler şimdi de sermayedarlara, polis baskısına ve grev yasaklarına rağmen Hamburg şehir merkezini eylem alanına dönüştürüp taleplerini haykırdılar. 14 Temmuz’da yapılan üçüncü ve en uzun süreli uyarı grevi 48 saat sürdü.
Enflasyon oranının %8’e dayandığı Almanya’da liman işçileri, Alman Liman İşletmecileri Merkez Birliği’nin (ZDS) kaçınmasına rağmen hızlı fiyat artışlarına karşı enflasyon için tazminat ve reel ücretlerde artış talep ediyorlar. Ayrıca fazla mesai yapmaya zorlanan liman işçileri, çalışma koşullarının da düzenlenmesini talep ediyor.
Toplu sözleşme görüşmelerinin devam ettiği bu süre zarfında yetkili sendika Ver.di, liman şirketleriyle gerçekleşen müzakerelere öncülük ediyor. Ancak Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin talepleri, liman işçilerini yüksek enflasyon altında ezilmekten kurtaracak türden değil. Ver.di’nin talepleri 1,20 €’luk saatlik ücret artışı ve yıllık ödenekte 1200 €’luk bir artıştan oluşuyor. Bu ücret artışları yükselen enflasyon oranı karşısında bir anlam ifade etmeyeceği için Ver.di ayrıca tam olarak belirtilmemiş bir “gerçek enflasyon için tazminat” talep ediyor.
Tüm bunlara rağmen Alman Liman İşletmecileri Birliği (ZDS), sendikanın ve liman işçilerinim taleplerini görmezden gelen bir teklif sundu. Yeni sözleşmeye göre ücretlere bu yıl için %3,2 , gelecek yıl içinse %2,8 oranında artış ve bir kereliğine mahsus 600 €’luk bir ödeme teklif edildi.
Geçtiğimiz günlerde ZDS ile yapılan yedinci müzakere de sonuçsuz kaldı. Yetkili sendika Ver.di ise müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını açıklamaktan ve süresiz bir grev ilanından kaçınıyor. Ayrıca bazı liman işçileri Ver.di’nin sürekli olarak sakin olmayı nasihat edip sorunları halletmeye çalıştıklarını söyleyerek onları oyaladıklarını belirtip rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.
İşçi hareketinin zayıf olduğu ülkelerden biri olan Almanya’da, Ukrayna-Rusya emperyalist savaşının da etkisiyle yaşanan enflasyon artışı, işçi hareketine de yansıyor. Sosyal demokrasinin önümüze parlak bir örnek olarak sunduğu Almanya’da sermayedarlar, işçilerin taleplerini boğmak için ellerinden geleni yapıyor. Liman işçilerinin grevleri yasaklanıyor, sermayedarlar “grev hakkını da sınırlayan bir ulusal olağanüstü hâl yasası” önerisini öne çıkarıyorlar.
Ancak tüm bu baskı ortamına rağmen liman işçileri pes etmeyip enflasyon için tazminat ve reel ücretlerdeki artış taleplerinin arkasında durmaya devam ediyorlar. 14 Temmuz’da yapılan üçüncü grev de bu iradenin bir örneği. Liman işçileri polis şiddetine rağmen eylemlerine devam ettiler, eylem alanını “Liman biziz!” , “Enflasyon canavarını durdurun!” sloganlarıyla doldurdular.
Tüm dünyada ekonomik krizin derinleşmesi ve sistemin yaşamsal sorunlara çözüm üretememesi emekçi sınıfların mücadeleye olan atılımını hızlandırıyor. Önümüzdeki süreçte daha radikal mücadele örneklerine rastlamamız hiç de tesadüf olmayacaktır.