İnsanca Barınma Yoksullar İçin Hayale Dönüşüyor!

İnsanca Barınma Yoksullar İçin Hayale Dönüşüyor!

Son günlerin en çok konuşulan gündemlerinden birisi de konut fiyatlarında ve kiralarındaki astronomik artışlar. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde yaşanan fiyat artışları özellikle yoksul emekçilerin kentlerin merkezlerinde barınmalarını neredeyse imkansız hale getiriyor. Kentsel dönüşüm süreçleri ile birlikte konut talebine olan artış, pandemi, göçmen nüfustaki artış ve dönemsel olarak talebi artıran (memurların tayin dönemleri, üniversitelerin açılması, ertelenen evliliklerin gerçekleşmesi vs.) faktörler metropollerde kiraların fırlamasına yol açmış durumda. Tabloda da görüleceği üzere İstanbul’da ilçelerin gözde semtlerinde artış oranları (metrekare başına) cep yakıyor.

 

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/403961/ekonomi%CC%87/konut-kiralar%C4%B1-cep-yak%C4%B1yor-i%CC%87stanbulda-11-bodrum-bile-1500-lira-oldu 

Milyonlarca yoksul emekçi için bırakalım konut sahibi olmayı, insanca yaşanılabilir bir evde barınmak bile lüks haline gelmiş durumda. Örneğin, Mekanda Adalet Derneği’nin bir araştırması İstanbul’da mevcut kiralık evlerin sadece % 2’sinin BM’nin belirlediği insanca yaşamaya elverişli konut kriterlerine uygun olduğunu gösteriyor.

Metropoller Kira Artışlarında Başı Çekiyor!

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM)’nin hazırladığı Ağustos ayı raporu yıllara göre üç büyük ildeki ortalama kira artış oranını gösteriyor. Rapora göre yıllık kira artış oranı İstanbul’da yüzde 42,3, Ankara’da yüzde 30 ve İzmir’de yüzde 24,1 oldu. 2021 yılının ilk çeyreğinde İngiltere merkezli The Knight Frank’ in yaptığı araştırmaya göre ise % 33,9 artış oranıyla dünyada kiraların en çok yükseldiği şehir İzmir oldu.

Eurostat verilerine göre ise Türkiye Avrupa ülkeleri içerisinde kiraların en fazla artış gösterdiği ülke:

Kira Artışının Sorumlusu Açgözlü Ev Sahipleri mi?

Kira artışlarıyla birlikte basında ve sosyal medyada özellikle eski kiracılar ile evlerini yeni kiracılara daha yüksek fiyattan vermek için kiracılarını evden çıkarmaya çabalayan ev sahipleri arasındaki ihtilaflar fazlasıyla yer buluyor. Fakat meseleyi basitçe ev sahiplerinin fırsatçılığıyla veya açgözlülüğüyle açıklamak yanlış olacaktır. Medyada kendisine yer bulan yorumlarda bu durum sıkça vurgulanıyor. Bir yanda serbest piyasanın insafına terk edilen milyonlarla, konut sahiplerinin böyle bir süreçte karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz bir süreç.

İktidar her fırsatta ekonominin şahlandığından dem vururken; aynı şeyi inşaat sektörü için söyleyebilmek zor. 19 yılda iktidar inşaat sektörünü ekonominin motoru haline getirdi. Geçtiğimiz yıl gördüğümüz üzere inşaat patronlarını krizden çıkarabilmek adına batıkta olan ekonominin temellerini dinamitleme pahasına kamu bankaları aracılığıyla konut kredisi faizleri dibe çekildi ve geçici bir hareketlilik yaratıldı. Bu ise konut fiyatlarında hızlı bir artışı tetiklemişti.

Fakat bugünlerde ülke tarihinde ilk kez inşaat patronları iş bırakma aşamasına gelmiş durumda. İktidarın görmek istemediği enflasyonun en çok vurduğu sektörlerin başında inşaat geliyor. TÜİK’in Haziran’da açıkladığı inşaat maliyet indeksine göre maliyetler yıllık bazda % 42,48 oranında artış gösterirken; bu durum kaçınılmaz bir şekilde konut fiyatlarında artışa ve birçok yerde inşaatların frenlenmesine yol açıyor. Olan tabi ki iktidar sayesinde hızlı bir zenginleşme yaşayan inşaat patronlarına değil, insanca barınma hakkından gitgide uzaklaşan yoksul emekçilere oluyor.

İktidarın Konut Fiyatlarına ve Kiralara Bir Çözümü Var mı?

Bugünlerde kira fiyatlarındaki artışla birlikte kamuoyunda en çok dile getirilen taleplerden birisi de iktidarın kira artışlarına müdahale etmesi ve bir düzenleme getirmesi. Fakat yukarıdan müdahalelerle sorunun çözümünün faydasının olmadığı birçok örnekle görülebilir. TL’deki değer kaybının ve enflasyonun dizginlenemediği her seçenekte benzeri fiyat artışlarının gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Erdoğan her fırsatta faiz düşürme talimatı gönderse de ekonominin gerçekleri buna müsaade etmiyor, edemez. Zira Ağustos ayında enflasyon faizin üzerine tırmanırken, Erdoğan ve iktidar faiz indirimi hayallerini ötelemek zorunda kalacaktır.

Yıllardır ekonomiyi, ip üzerindeki cambaz gibi idare etmeye çalışmanın sonucu ise milyonlarca yoksul emekçinin en temel insani ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak hale gelmesidir. Mevcut düzen barınma gibi temel bir ihtiyacı insani bir şekilde çözemeyeceğini somut örnekleriyle göstermektedir.

KATEGORİLER